Zihinsel Dayanıklılık Nedir?
- AİLESürmanşet 2
- 5 Kasım 2021
Pedagog ve Sistemik Aile Terapisti (DGSF) Ayfer Candan Camia TV’de katıldığı Biz Bir Aileyiz programında zihinsel dayanıklılık hakkında bilgi verdi.
Candan, zihinsel dayanıklılığı‚ “gücünü köklerinden alan ağaç misali rüzgâr ve fırtınalara inat ayakta kalabilmektir” diye tanımladı ve şöyle devam etti: “Zihinsel dayanıklılık; kişinin psikolojik yönden güçlü bir şekilde, yılmadan, bulunduğu felaket ve musibet ortamından az veyahut hiç hasar almadan çıkabilmesidir.”
Candan, buna örnek olarak da annelerin çocuklarına oyuncak olarak aldıkları hacıyatmaz bebeğini tarif etti. “Hacıyatmaz bebeğin alt gövdesi yuvarlak top şeklinde olduğundan ne kadar darbe alırsa alsın, sallanır, savrulur ama asla yıkılmaz.” dedi. “Zihinsel dayanıklılık da böyledir. Kişi olarak musibetler karşısında sallanırız, savruluruz ama tekrar merkezi konumumuza yıkılmadan geliriz. Bu demek değildir ki, hiç zarar almayacağız. Alacağız, fakat bu kriz dönemini yönetebilmenin, baş edebilmenin adıdır zihinsel dayanıklılık.” diye sözlerine ekledi.
ZİHİNSEL DAYANIKLILIK Genetik değildir
Terapist Candan, zihinsel dayanıklılığın bilhassa içinde bulunduğumuz pandemi, işsizlik, korkular ve travmalar, hastalıklar, iklim felaketleri, ölüm ve yas gibi, bizleri kaygılandıran ve üzen durumlarda büyük önem taşıdığını ifade etti. Candan, zihinsel dayanıklılığın genetik olmadığını, fakat kişinin kendi yetisiyle ve gayretiyle bu yönünü geliştirebileceğine ve destekleyebbileceğine dikkat çekti. Canan aynı zamanda insanoğlunun yaratılışı ve fıtratı gereği, iyimserlik ve zekâ gibi dışa yönelik davranışların zihinsel dayanıklılığı beslediğini aktardı.
GEÇMİŞ, GEÇMİŞTE KALMIŞTIR
İnsanlar geçmişte yaşadıkları acıların, hüzünlerin, uğradıkları haksızlıkların, gerçekleştiremedikleri hayallerin içine hapsolup, orada kalıyorlar. Zamanında yaşadıklarını günümüze transfer edip, o olumsuzluklardan ders çıkarmak, kişinin faydasına olur.
Kişi bu olumsuzlukları kendine bir tamir kutusu gibi, hazine gibi görmeli. Bu bağlamda Candan, ağaçları kendimize örnek alabileceğimizi belirtti. Ağaçların fırtınada, rüzgârda, yaprakları savrulup uçarken gövdeleri köklerinden beslenip güç alıyor. Sistemik çalışmalarda bu terapiye (coping) deniyor, yani gelen danışan tekrar eski kriz dönemine götürülüyor ve oradan nasıl çıktığı hatırlatılıp, aynısını uygulaması yönünde tavsiyede bulunuluyor. Çünkü geçmişte yaşanmış olumsuzluklar insanı geliştirir ve zihinsel dayanıklılığını besler. Bu süreç elbette kolay bir süreç değildir, sabır, irade ve antrenman gerektirir.
ZİHİNSEL DAYANIKLILIĞIN OLUŞUMU VE GELİŞİMİ
Sistemik Aile Terapisti Ayfer Candan’a göre bilimde zihinsel dayanıklılık 7 faktörden oluşuyor ve bunları azaltmak veyahut çoğaltmak mümkün.
Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
- İyimserlik (Ümitvar olmak)
- Çözüm odaklı olmak
- Sağduyulu olmak
- Olumsuzluklara rağmen hayatı sorumluluklarıyla beraber sürdürmek
- Yardım ve fikir almak
- Şükretmek
- Tefekkür etmek
GÜCÜNÜ İNANCINDAN ALMAK
Candan, pandeminin insanlara zihinsel dayanıklılığı geliştirme noktasında eşsiz bir fırsat sunduğunu kaydetti ve bu zamana kadar ötekileştirilen diğer insanlar ile aynı durumu yaşamanın aslında aynı evreni paylaşan kocaman bir aile olunduğunu hatırlattı. Bilimsel olarak, bu kocaman aile içerisinden hangi dine mensup olduğu fark etmeksizin, inancından güç alanların kriz dönemlerini daha başarıyla atlattıklarını ifade eden Candan, Kur’ân-ı Kerîm’den de örnekler verdi:
“Yusuf suresi bizlere zihinsel dayanıklılığın zirvesini tarif ediyor. Yusuf (a.s.) en güvendiği yakınları tarafından kuyuya atıldı oradan köle pazarına ve zindan hayatına mahkûm oldu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen onu ayakta tutan sabrı ve Rabbine olan inancı idi.”
Candan, son olarak yine Kur’ân-ı Kerîm’den Hz.Meryem‘i de örnek gösterdi ve şu açıklamalarda bulundu:
“Hz. Meryem, bir erkekle yakınlaşmadığı hâlde köyüne kucağında bir bebekle dönüyor ve olmadık hakaretlere maruz kalıyor. Buna rağmen Hz. Meryem’in susması ve sabretmesi, bizlere zihinsel dayanıklılık için zirveyi temsil eden bir örnektir.”