“Yeterli Sayıda Türk Koruyucu Aile Yok”

“Yeterli Sayıda Türk Koruyucu Aile Yok”

Almanya’da Gençlik Daireleri’nin koruma altına aldığı çocuk sayısının artmasıyla birlikte uzmanlar, İslami kuruluşların, derneklerin ve özellikle Türk kökenli ailelerin bu konu üzerinde daha fazla durması gerektiğiyle alakalı hemfikir. Buna göre T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Aile Ataşesi Raci Mazı, değişik sebeplerle koruma altına alınan Türk kökenli çocuklarla ilgili ellerinde 330 dosyanın bulunduğunu belirtti. Mazı, bu çocukların koruma altına alınmasında haklı ve haksız çeşitli sebeplerin bulunduğunu vurgulayarak, haksız olanları takip ettiklerini ve yardım edip, desteklediklerini şu sözlerle ifade etti: “Bunların 100 küsür tanesini biz, Gençlik Dairesi muhatap olmadan koruduk. Misal ailede bir kavga durumunda biz yol gösteriyoruz. Yüz tanesini Gençlik Dairesi’nden geri aldık. Diğer 100 çocuk ise Gençlik Dairesi’nde ama hâlâ mahkeme süreci devam ediyor. 30 kadar çocuğun ise mahkeme süreci bitmiş, aileden uzaklaştırılmış durumda.”

“2600 CAMİ VARSA, 2600 KORUYUCU AİLEMİZ OLSUN”

Raci Mazı, en önemli sıkıntının yeterli sayıda Türk koruyucu ailelerin olmaması olduğunu ifade ederek, “Her cemiyet, her cami, her derneğin kendisine ait bir koruyucu aile gündemi olsun. 2600 cami varsa, 2600 koruyucu ailemiz olsun, bunu hedefliyoruz.” dedi. Bir Türk çocuğunun haksız da olsa geçici olarak bir yerde kalırken bir Türk ailede kalmasını istediklerini de belirten Razı, “Mahkeme sonuçlandığında çocuk aileye geri dönecek ama o altı aylık süreç kendisine ait bir kültür ortamında geçtiği için çok travmatik olmayacak. Biz, buradaki çocuklarımızın geleceğini düşündüğümüz için yapıcı olmak durumundayız. Asıl mesele çocuğun selameti.” dedi.

“GENÇLİK DAİRELERİNİN GEREKÇESİ ÇOĞUNLUKLA ‘AİLE İÇİ ŞİDDET”

Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin çeşitli şehirlerinde 300 civarı çalışanıyla çocuk ve gençlere yönelik çalışmalar yürüten PLANB Ruhr e.V. Aile Yardım Merkezi Müdiresi Gülseren Çelebi de Camia’ya açıklamalarda bulunurken, Gençlik Daireleri’nin çocukları alırkenki gerekçelerini “aile içi şiddet” olarak ifade etti. Gençlik Daireleri’nin çocukları almak gibi çabasının olmadığını da vurgulayan Çelebi, şöyle devam etti: “İlk etapta aileye destek olmaya çalışıyorlar. Çocuğu yetiştirme yurduna vermeden önce, aile yardım merkezinden yardım sunuluyor aileye. Aile bunu kabul edebilir veya reddedebilir. Eğer çocuğun aileyle kalması sakıncalıysa ama almak için de yeteri kadar sebep yoksa, o zaman Gençlik Dairesi’nin Aile Mahkemesi’nden karar çıkartması gerekiyor.” Koruyucu ailenin göçmen kökenli olması durumunda, Gençlik Daireli bu ailelere yeteri derecede Almanca bilmemeleri gibi nedenlere dayanarak negatif bakış açısına sahip olabildiğini de söyleyen Çelebi, “Biz bu algıyı kırmak için mücadele ediyoruz. Koruyucu aile Almanca bilmese de, yetiştirdiği iyi derecede Almanca bilen çocukları örnek gösteriyoruz.”

“negatif bir algı söz konusu”

Almanya’da yaşayan, özellikle Türk ve Müslüman ailelerin çocuklarının Gençlik Daireleri nezdinde yararını ve haklarını gözetmek için 2008 yılında kurulan Umut Yıldızı Derneği (Hoffnungsstern e.V.) Başkan Yardımcısı İsmail Oral ise “Türk aileleri Gençlik Daireleri’nden korkuyor, genellikle negatif bir algı söz konusu. Her çalıştığımız Gençlik Dairesi negatif yönde hareke1t etmiyor. Elinden geleni yapanlar da var.” ifadelerini kullandı. Koruyucu aile konusunda da çalışmalar yürüttüklerini belirten Oral, göçmen kökenlilerle ilgili ellerinde yaklaşık 50 dosyanın bulunduğunu da sözlerine ekledi.