Yeni Tip Korona Virüsü Salgınında Sorumluluklarımız

Yeni Tip Korona Virüsü Salgınında Sorumluluklarımız

Covid 19 hastalığı 3 ay kadar kısa bir zamanda bütün dünyayı etkisi altına aldı. Johns Hopkins Üniversitesi’nin verilerine göre an itibari ile dünyada toplam 650 bin kişiye bulaşan virüs, 4 ayda 30 bin kişinin ölümüne yol açtı.

Aslında bakılırsa hastalık kendi iradesiyle yayılmıyor, insanlar tarafından taşınıyor. Taşınırken de küreselleşmiş dünyanın ulaşım imkânlarından faydalanıyor. Gelilşmenin tam da şaşırtan tarafı burada yatıyor aslında. Çünkü küreselleşen dünyanın ana özelliklerinden biri de haberleşme imkânlarının çokluğu ve eşzamanlığı. Bu imkânlar o kadar zengin ve hızlı ki, bir anda dünyanın ücra bir köşesindeki bir olayın haberi dakikalar içinde dünyanın diğer tarafında olan kişilere ulaşabiliyor.

İşte şaşırtan taraf da burada: Çin’in Wuhan eyaletinde olup bitenden herkes haberdardı; virüsün etkisi, yayılım özellikleri, özellikle kimleri hedef aldığı, bu hastalığa karşı henüz bir ilacın veya aşının bulunmaması.

Her ne kadar ülkeler aldıkları önlemlerin doğruluğunu ve önemini savunsalar da, sokağa çıkma yasağına gelmeden çok daha önce ön tedbirler alınabilirdi: Çin ile seyahat teması geçici bir süreliğine durdurulabilirdi, karnaval ve futbol müsabakaları iptal edilebilirdi, toplum çok daha önce konunun ciddiyetine dair bilgilendirilebilirdi. Fakat önlemlerin hepsi maalesef ülkeler içinde vakaların artmasıyla başladı. Virüsün kuluçka özellikleri göz önüne alındığında ise, ülke içinde vuku bulan bulaşım sonrası alınan önlemlerin tedbir değil, ölümleri asgari seviyede tutmaya yönelik olacağı gerçeği çıkıyor önümüze.

Peki bundan sonra ne yapılmalı?

Elbette alınan önlemlere uymak, sosyal mesafeyi korumak yapılması gerekenlerin başında geliyor. Yetkililer, devletlerin aldığı bütün önlemlerde özellikle bireysel sorumluluğa dikkat çektiler. Ortak mesajları şuydu: “Alınan sağlık önlemleri, yapılan sağlık yatırımları, oluşturulan bilyonlarca(!) avruoluk ekonomik paketle vs….Bireyler olarak bu hastalığın yayılmaması için gereken sorumluluklarımızı yerine getirmedğimiz takdirde, bu paketlerin de bir anlamı kalmıyor.”

Bu salgından çıkarılacak yüzlerce ders var. Ancak şu an için alınması gereken derslerden biri: yakın geçmişte hiçbir krizde devletlerin aldıkları önlemlerle bireylerin aldıkları önlemler birbiri ile bu kadar kadersel bir bağ taşımıyordu. Bireyler olarak elbette üzerimize düşeni yapacağız ve bu salgının bitmesi için mücadele edeceğiz. Ancak devlet sorumluları da oluşturdukları makroekonomik paketler içinde mikro dünyadaki bireyleri gözden kaçırmamalı ve bu krizden sonra gerekli dersleri çıkarmalıdırlar.