Yazmak

Yazmak

İnşallah bundan böyle bu sütunda görüşlerimi Camia okurlarıyla paylaşacağım. Yazmamın, başlıca işlevlerinden biri, düşüncelerimi başkalarına açmak, onlarla paylaşmaktır. Fikirlerimi okurlarımla “paylaşmak”tan söz ediyorum; dikte etme, empoze etme, dayatma gibi bir çabadan değil. Bu yaklaşımım, kendi çocuklarım ve öğrencilerim için de geçerlidir. Fikirlerimi dikte etmeye kalkışırsam, onların mutlak doğru olduğunu, asla hataya ihtimalleri olmadığını iddia etmiş olurum. Böyle bir iddiada bulunmak, hiç kimsenin hakkı değildir, tam bir haddi aşmaktır; üstelik  kendime ve muhataplarıma kötülüktür.

İslami gelenekte âlimler, yazılarının ve dersin sonunda mutlaka şu tür ifadelere yer verirler: “Allah en bilendir.”,  “Allah, kendi muradının ne olduğunu en bilendir.” …  Onlar, bununla muhataplarına şu mesajı vermiş oluyorlar: Ben doğru olduğunu düşündüğüm görüşlerimi sundum; ama bunların mutlak doğru olduğunu iddia etmiyorum. Yanılmam da muhtemeldir. Onun için sen bu görüşlerimi, sorgulayarak anlam(landırm)aya çalışmadan kabullenmeye kalkışma! Vahiymiş gibi telakki etme!

Tabii ki, yazılarımda doğru olduğunu düşündüğüm görüşlerimi paylaşıyorum. Ama  görüşlerimin doğru olduklarını düşünmem, onların gerçekte doğru oldukları anlamına gelmez; yanılıyor da olabilirim. Yanlış olma ihtimali bulunan görüşlerimi, hangi hakla,  muhataplarımın eleştirel sorgulamaya tabi tutmadan kabullenmelerini isterim!

Yazarak düşüncelerimi okurlarımın eleştirel değerlendirmelerine sunmuş oluyorum. Okurlarım, onları sorgulayarak anlamaya, anlamlandırmaya çalışır; kabul edilmeye değer bulurlarsa alıp benimserler. Kabul edilmeye değer bulmazlarsa, kanaatlerini bana iletmelerini beklerim. Çünkü, yanılmışsam, onların eleştirileri sayesinde yanlışımın farkına varıp onu düzeltme imkânına kavuşacağım. Böylece onlar bana büyük bir lütufta bulunmuş olacaklar. Öte yandan, onlar yanılıyor olabilirler. Bu durumda ben onların eleştirilerini değerlendirerek hatalarını fark etmelerine yardımcı olmaya çalışırım. Hâliyle, yazılarım sayesinde okurlarımla tam bir iletişim (karşılıklı iletim) sağlamış olacağız. Bu karşılıklı bilgi paylaşımı sayesinde hepimiz birbirimizden farklı şeyler öğreneceğiz. 

Esasen, insan ve iman kardeşliği hukukumuz, “el-emr bi’l-ma’ruf ve’n-nehy ani’l-munker” sorumluluğumuz, aramızda böyle bir iletişimi gerektirir. Böylesi iş birliğimiz, “Haydi, hayırlı işlere koşup yarışınız.” (Bakara suresi, 2:148) ayetine uygun eylemde bulunmamıza ve Kur’an’da, “Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlardı.”  (Enbiya suresi, 21:90) şeklinde övülen soylu müminlerden olmamıza yol açabilir. İslam’ın öngördüğü “bilgiyi paylaşma” sorumluluğumuzun gereği yazdığım yazılar, düşüncelerimi yeniden oluşturup yapılandırmama yol açmaktadır. Bu yoğun düşünsel çaba, okurlarla iletişimle kendi varlığımı inşa etme sürecine eşsiz katkı sağlayacaktır. Yazılarımın, öncelikle bu işlevlere sahip olmasını umuyorum.