Yaşlıların Hayırlılığı Çocuklarına Geçer
- Sürmanşet 2YAZARLAR
- 13 Kasım 2020
Cicero’ya atfedilen bir söz var: “Gölgesinde serinleyemeyeceğini bile bile, genç nesillere ağaç dikmesini bilmektir yaşlılık.” Bu yaşlılığı, İslami değerleri özümsemiş dindarlar, en iyi biçimde yaşayabilirler. Bilinçli dindar yaşlılarımız, durmaksızın çeşitli biçimlerde genç nesiller için yararlı olmanın, üretmenin, iyilik tohumlarını sürekli ekmenin çabası içindedirler. Üstelik, yaptıkları her şeyi hasbî yaparlar; ibadet (kulluk) bilinciyle ve tam bir adanmışlıkla, onlardan karşılık beklemeden. Onların beklentileri sadece Allah’tandır.
Sahabenin, Müslüman kardeşlerine bu ruhla iyilik yaptıklarını Kur’an bildiriyor: “Onlar, kendileri ihtiyaç duydukları hâlde yoksul, yetim ve esirleri doyururlar (ve şöyle derler:) Biz, sizi Allah rızası için doyuruyoruz. Sizden herhangi bir karşılık, bir teşekkür beklemiyoruz.” (İnsan suresi, 76: 8-9) “Ensar, kendileri muhtaç bile olsalar muhacirleri kendilerine tercih ederler.”(Haşr suresi, 59: 9) Ashap, aralarında akrabalık bağı bulunmayan insanlara böyle davrandıklarına göre, onları örnek almaya özenen Müslümanların, bizzat kendi çocukları için böyle fedakârlıklarda bulunmamaları yakışık almaz. Hâliyle onların, yaptıkları iyilikleri başa kakma gibi incitici tavırları hiç ol(a)maz. Çünkü onlar, yapılan iyiliklerin, başa kakma ve incitici davranışlarla yok olacağını, “gönül alıcı güzel bir sözün ve bir kusuru bağışlamanın, peşinden incitme ve başa kakmanın geldiği sadakadan daha hayırlı olduğu”nu Kur’an’dan öğrenmişlerdir(Bakara suresi, 2: 261-3).
Böylesine ahlaki bir hayatı inşa eden yaşlıların oluşturduğu atmosferde büyüyenler, onların yaptıkları iyilik ve güzellikleri sevecekleri gibi onların kendilerini de seveceklerdir. Sevdirenler, sevdirdikleri ile hatırlanarak sevilirler. Sevilenler, sevenleri tarafından örnek alınırlar. Başta çocuklar ve gençler olmak üzere insanlar, sevdiklerine benzemek ve onlarla bir arada bulunmak için can atarlar. Yaşlıların ektikleri güzellik ve iyilik tohumları, çocuklarında filizlenir, dalbudak salar, meyveye durur. Bu meyvelerden onlar da, başkaları da yararlanır. Çocuklarından karşılık beklemeseler de, onlara Allah sadece ahirette değil, dünyada da iyiliklerinin karşılığını kat kat lütfeder. Kaldı ki, çocukları hasbelkader onlar gibi olamasalar bile, gördükleri ihsanları, güzellikleri nankörlükle karşılamaya cüret edemezler. Bir kahvenin kırk yıl hatırı yok mu? “Eğer iyi ve yararlı işler yapmaya devam ederseniz, bunu kendi iyiliğiniz için yapmış olursunuz. Eğer kötü işler yaparsanız, bunu da kendiniz için yapmış olursunuz.”(İsrâ suresi, 17:7) “Allah, kendisini görüyormuşçasına iyi ve güzel işler yapanların mükafatını asla zayi etmez.”(Yusuf suresi, 12:90)