Virüs Allah’ın Bir Belâsı mı?
- YAZARLAR
- 3 Nisan 2020
Bu yazıda, böyle bir sorunun cevabını vermek gibi bir cürete kalkışmayacağız. Fakat, meseleyi böyle anlayan, böyle yorumlayan insanları da anlamak gerektiğine inanıyorum.
İnsanların olayları, dolayısıyla tabiattaki gelişme ve oluşumları yorumlama, hatta yargılama biçimleri farklıdır. Bu yorum ve yargılama, bir idrak/algı meselesidir. İlla ki, bir suçlu bulma, suçlu arama mekanizması değildir. Daha doğrusu cevap bulma gayretidir. Bu gayretlerin her birinin sonucu da kendi mantığı içerisinde doğrudur. Öz olarak doğru olup olmadığı ise apayrı bir konudur.
Virüsü Allah’ın bir belâsı olarak değerlendirenler, bu felaketin büyüklüğü karşısında, bir yorum yapma, yargı ifade etme, neliğini, veya, niceliğini ortaya koyma gibi idrak faaliyetleri ile anlamlandırmaya gitmektedir.
Nasıl ki, salgında bir virolog ile, doğrudan virüse yakalanmış bir hastayı tedavi eden doktorun yorumu ve algılaması, ya da anlamlandırması her zaman aynı değildir. Dolayısıyla, bir doktor ile bir virolog aslında farklı şeyler söyleyerek, birbirlerini yalanlamıyorsa, virüsü, depremi, tsunamiyi Allah’ın insanları cezalandırmak için verdiği bir belâ olarak değerlendirenleri de yadırgamamak gerekir.
Her şeyden önce burada insanoğlunun bizzat kendisinin kendi acziyetini ifade etmesi vardır. Bu insanlar da, olayı anlamlandırmak için, bunun bir belâ olduğu düşüncesine sahip olmuşlardır. Bu durum insanın kendi kendisini afetle, belâ ile bir nevi teselli etmesidir.
Yeri gelmişken, belâ kavramının aslında imtihan manasına geldiğini de ifade etmekte fayda vardır. Yani, bir belâdan bahsediliyorsa bir cezadan değil, aksine bir imtihandan bahsediliyor demektir. Allah’ın insanları, her hangi bir ayrım yapmadan toptan imtihan etmesi de mümkündür.
Tabiî afetlerin, şimdiki durumda salgının filozoflarca da yorumlanması mümkündür. Nitekim yaşayan filozofların her biri olayı farklı açılardan yorumlayarak, anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır. Kimisi, olayı demokrasi/diktartörlük açısından yorumlarken, acziyet, ekonomi ve sağlık sisteminin zaafiyeti gibi başka başka açılardan da ele almıştır. Her hâlde psikologlar ile sosyologlar bu salgını daha farklı bir anlamlandırma ile değerlendirmektedir.
Onun için, bu salgını, dünyayı ele geçirmek isteyen bir grup insanın yaptığına, böylece dünya hakimiyeti kurmak istediğine inanmamızı isteyenlere de fazla acımayın.