“Türkiye’de Sağlık Hizmeti Almak İsteyenler Dikkatli Davranmalı”

“Türkiye’de Sağlık Hizmeti Almak İsteyenler Dikkatli Davranmalı”

Son yıllarda Türkiye’de verilen sağlık hizmetlerine karşı oldukça yoğun bir ilgi var. Bu arada sağlık kuruluşları ile anlaşmalı aracı şirket veya kişiler de artıyor. Sağlık hizmeti almak isteyenler nelere dikkat etmeli?

Türkiye, sağlık sektörüne yıllar boyunca yapılan büyük yatırımlar sayesinde dünya genelinde öncü bir konuma gelmiştir. Diğer ülkelere kıyasla Türkiye’de sağlık hizmetlerine kolaylıkla erişim sağlanabilmektedir ve genellikle Avrupa’daki benzer hizmetlere göre daha uygun maliyetlidir, özellikle kamu hastanelerinde sunulan hizmetler daha ekonomiktir.

Ancak, son dönemde artan sağlık hizmeti talebi bazı olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Türkiye’ye yurt dışından hasta getiren acente firmalar bulunmaktadır ve bu firmalar genellikle hasta başına komisyon alırlar. Sektöre artan talep ile birlikte acenteler farklı reklam yöntemleri kullanmaktadır.

ÖZELLİKLE SOSYAL MEDYA REKLAMLARI YANILTICI

Özellikle sosyal medya reklamlarının bazen yanıltıcı olabildiği görülmektedir. Bu tür yanıltıcı uygulamaların önüne geçmek için hasta adaylarının bilinçlenmesi gerekmektedir. Sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi tercih eden kişilerin kulaktan dolma bilgilerle karar vermemesi önemlidir. Gelmeden önce detaylı bir araştırma yapmalı ve ilgili doktor ve hastanenin referanslarını dikkatle incelemelidirler. Özellikle sosyal medya üzerinden doktorunu seçen hastaların dikkatli olmaları gerekmektedir.

Bazen, hasta ile sağlık hizmeti veren kurum ya da sağlık görevlileri arasında hukuki sorunlar oluşabiliyor. Bunun bir çözüm yolu var mı? Hasta nasıl hareket etmeli?

Hastanın sadece doktor ve kliniği araştırması yeterli değildir. Doğru doktor ve hastane bulunduktan sonra da atılacak her adımda bir hukukçu desteği gerekmektedir. Aşağıdaki adımlar hastanın durumuna, talebine göre değişkenlik gösterse de başlıca alınması gereken önlemlerdir.

TEDAVİ SÖZLEŞMESİNİ İYİ VE ÖDEMELERİ BANKA HESABIYLA YAPMAK

  1. Acente firma, hastane ve doktor ile hasta arasında sözleşmeler yapılması gerekmektedir. Uygulamada bu sözleşmeler aşaması ya teklif formu ile geçiştirilmekte ya da sağlık kurumları tarafından tip sözleşme olarak düzenlenmektedir. Hastanın konu hakkındaki bilgisizliği ve o andaki heyecanı sözleşme maddelerinin kendisi açısından yeterli olup olmadığının tespitini yapamadan imzalamasına sebebiyet vermektedir. Doğrusu hastanın taleplerinin, sözleşmenin içermesi gereken unsurların eksiksiz bir şekilde düzenlenmesidir.
  2. Ödemelerin banka hesapları üzerinden doğru açıklamalarla yapılması ve elden yapılan ödemelerde de ödeme makbuzunun düzenlettirilmesi gerekmektedir.
  3. Hastaya vaadedilen imkânların sunuluyor olduğunun takibi, sunulmadığı taktirde yazılı ve resmî olarak yetkililere bildirilmesi, gerekirse ihtarname keşide edilmesi gerekmektedir.
  4. Hastaya yapılan işlemlerin tek tek dosyasına işlendiğinin takip edilmesi gerekmektedir.
  5. Hastanın yapılacak işlemler hakkında detaylı olarak bilgilendirilmesi ve bu konularda açık rızasının alınması gerekmektedir.

Tedavi veya diğer sağlık hizmetleri, istenildiği gibi alınamaz veya olumsuz sonuçlarla karşılaşılınca ne yapmalı?

Uzmanlık ve tecrübe gerektiren bu takibin yapılmaması ileride telafisi güç sonuçlar doğurmaktadır. Örneğin hastaların sıklıkla Türkiye’de yaptırmayı tercih ettiği estetik operasyonlar, sonuç taahhütlü eser sözleşmeleri niteliğindedir. Hasta, doktorun uzmanlık bilgisine ve yeterliliğine güvenerek istediği sonucu elde edebileceğini düşünmektedir. Ancak, istenilen sonuç elde edilemediğinde veya istenmeyen sonuçlarla karşılaşıldığında, yapılan operasyonun faturası ağır olabilir. İşte bu durumda herhangi bir hak talebinde bulunabilmek için bu aşamaya gelinceye kadar yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun şekilde takip edilmiş olması gerekmektedir.

DOĞRU DOKTORU BULMAK KADAR DOĞRU HUKUKÇULARI DA BULMAK GEREKİR

Bir başka sorun da mesela Türkiye’de ameliyat olan birisi Almanya’ya geldiğinde yeniden aynı hastalıktan şikâyetçi olduğunda, hastanelerin, doktorların bu hastaya bakmadığına, sağlık sigortasının da ödeme yapmadığına şahit oluyoruz. Bunun çözümü var mı?

Uygulamada sıkça karşılaşılan bir diğer konu ise Türkiye’den sağlık hizmeti alıp, kendi ülkesine döndükten sonra işlemle ilgili mağduriyet yaşayan hastanın, yaşadığı ülkedeki hastanelere başvurduğunda, hastanın mağduriyetini gidermediği, hizmeti nereden aldıysa orada tedavi sürecini devam ettirebileceği yönünde insan haklarına aykırı muameleye maruz kalmasıdır. Bu durum da zaten psikolojisi bozulan, maddi ve manevi olarak kayba uğrayan hasta ve yakınlarını daha da mağdur hâle getirmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye’den sağlık hizmeti almak, doğru adımların atılması hâlinde son derece verimli ve ekonomiktir. Ancak, en az doktor seçimi kadar önemli olan bir diğer husus alanında uzman hukukçulardan destek almak, tüm önleyici tedbirleri alarak süreçte adım adım ilerlemektir.  Sağlık hizmeti alacak kişilerin telafisi güç maliyeti yüksek sonuçları önlemek adına, bu süreci bölgeye ve sisteme hâkim, alanında uzman hukukçular eşliğinde hukuki güvencelerini sağlayarak planlamaları önemlidir.