Steatotik Karaciğer Hastalığı: Karaciğer Yağlanması

Steatotik Karaciğer Hastalığı: Karaciğer Yağlanması

Kadınlarda ve erkeklerde aynı sayıda görülen karaciğer yağlanması , triglyceridlerin karaciğer hücrelerinde depolanmasından sebep oluşan patolojik  bir gelişmedir.

Önce bir karaciğeri yakından tanıyalım. Karaciğer yaklaşık 20 cm uzunluğunda 15 cm yüksekliğinde ve 10 cm genişliğinde yaklaşık 1,5 kg ağırlığında kırmızımsı kahverengi bir organdır. Sağ üst karın bölgesinde diyaframın altında bulunur ve alt kaburgalar tarafından korunur. Karaciğer sağ ve sol loblara ayrılır. Neredeyse tüm üst karın boşluğunu doldurur. Safra, karaciğerde üretilir ve buradan da karaciğer tarafından, ince bağırsağa aktarılır. Karaciğerin birçok önemli görevleri vardır. Bir özelliği kendini yenileyebilen organ olmasıdır. Eğer bir hastaya karaciğer nakli yapılırsa küçük karaciğer dokusu zamanla büyür ve nerdeyse normal karaciğer boyutuna ulaşır. Karaciğerin fonksiyonlarının başında vücuttan zehirli maddelerin atılması gelir.

Karaciğerin Başlıca Görevleri

  • Detoksifikasyon

Karaciğer vücudun detoksifikasyonunda önemli bir rol oynar. Yabancı ve toksik maddeler parçalanır. Bunlar daha sonra idrar veya safrayla atılır vücudumuzdan. Bir örnek verelim : kırmızı kan pigmenti hemoglobin  bilirubine parçalanması ve bunun daha sonra safra kanalı sistemi yoluyla atılmasıdır. Karaciğer hastalıklarında karaciğerin bu işlevi kaybolursa, bilirubin vücutta birikerek ciltte ve gözlerde sararmaya neden olabilir.

  • Protein Üretimi

Karaciğer çeşitli proteinlerin üretiminden sorumludur. Hangi önemli proteinlerdir bunlar : Kan pıhtılaşma faktörleri, savunma sistemi için gerekli proteinler, iltihaplanma sırasında artan CRP ve akut faz proteinleri veya taşıma proteini albümin yer alır.

  • Metabolik Düzenleme

Karaciğerin yağ ve karbonhidrat metabolizmasında önemli bir görevi vardır. Kandaki glikozu alır  ve glikoza ihtiyaç olmadığında depolayabilir. Karaciğer ayrıca besinlerden aldığımız yağları depo yağına dönüştürebilir ve ihtiyaç duyulduğunda bu yağlardan enerji kazanabilir.  Ayrıca yağlardan belirli hormonların veya kolesterolün temel yapısını da üretebilir.

Ayrıca safranın salgıladığı safra suyu besinlerdeki A, D, E ve K gibi yağda çözünen vitaminler ve yağların emiliminde görev alır.

Bu bilgileri verdikten sonra asıl konumuz olan karaciğer yağlanmasına geçiş yapıyoruz.

Steatotik karaciğer hastalığı terimi aynı zamanda nedenleri ne olursa olsun tüm yağlı karaciğer hastalıkları için bir şemsiye terim görevi görür.

Karaciğer yağlanmasını neler tetikler:

Metabolik hastalıklar: Misal olarak yağ metabolizması bozuklukları, Şeker hastalığ

  • Viral enfeksiyonlar (viral hepatitler Hepatit B ve C gibi)
  • Obezite, aşırı beslenme (metabolik sendrom)
  • Yetersiz beslenme, anoreksi (protein eksikliği)
  • Alkol kötüye kullanımı (yaygın)
  • İlaç tedavisi (misal olarak Kortison, Tetrasiklinler , Metotreksat )
  • Gebelik
  • Otoimmün hepatit hastalığı

Karaciğer Yağlanmasının Belirtileri

Karaciğer yağlanmasında genellikle hasta tarafından fark edilebilen belirtiler yoktur. Halsizlik, yorgunluk ve karın sağ üst kısmında ağrı hissi gibi belirtiler görünebilir. Genellikle başka sebeplerden dolayı yapılan kan tahlillerinde karaciğer değerleri yüksek çıkar veya ultrasonda karaciğer yağlanması tesadüfen görülür.

Karaciğer Yağlanmasının Aşamaları

İlk aşama hastalığın en hafif aşamasıdır.  Bu fazda hücrelerde hasarlanma başlamamıştır ve tamamen geri dönüşümü olacak bir seviyedir henüz.

İkinci aşamada karaciğer hücrelerinde hasarlar gelişmeye başlar. Karaciğer hücreleri iltihaplanır ve müdahale edilmediğinde bu ciddi fonksiyon kaybına yol açabilir.

Üçüncü aşamada: Karaciğer dokusunda hasarlar oluşur ve buna fibrozis evresi denir. Fibrosis ne demek? Karaciğer dokusu sert bağ dokusu hücrelerine dönüşmüştür. Bu evre geri dönüşümsüz bir evredir. Bu seviyede olan hastalarda karaciğerin daha fazla bozulmasını engellemek gerekir.

En son aşamada yani dördüncü aşama: Karaciğer yağlanması artık en en ileri seviyesine ulaşmıştır. Karaciğer dokusunun tamamının bozulduğu için siroz gelişmiştir. Bu seviyeye gelindiğinde maalesef geri dönüşüm yoktur. Hastada siroz hastalığının semptomları ve böylelikle karaciğer yetmezliği çıkmaya başlar. Bu aşamada karaciğer nakli tek çözüm olarak görünür.

Karaciğer Yağlanmasının Tedavisi

Karaciğer yağlanması başlangıç evresinde yani birinci ve ikinci evrede çoğunlukla bu oluşuma sebep olan rahatsızlıklar ortadan kaldırıldığında düzelen bir hastalıktır. Yani kısa şekilde bunun tedavisi genellikle yağlanmaya yol açan sebebe göre yapılır. Misal olarak aşırı kiloların verilmesi veya yüksek kan trigliserid seviyesini düşürmek veya şeker hastalarında diyabetin iyi bir şekilde kontrol altına alınması, ayrıca dinimizce yasak olan alkol kullanımının kesilmesi gibi. Egzersiz ve diyet programları ile zayıflayamayan aşırı derecede obezite hastalarına zayıflatıcı cerrahi yöntemlerle yardımcı olunması gerekir (bkz. zayıflatıcı mide operasyonu)

Bir önceki kısımda değindiğimiz gibi dördüncü evre hastalık (siroz) geliştiği takdirde yaşam değişikliklerinin, spor ve ilaçların tedaviye bir katkısı olmamaktadır ancak karaciğer nakli ile iyileşebilirler. Bir dahaki yazılarda buluşmak dileği ile.