Şiir ve Hikmet -II-
- YAZARLAR
- 2 Ekim 2020
“Şüphesiz ki, bazı şiirler hikmetlidir.” 1
Geçen yazımızda Übeyy b. Ka’b (r.a.)’ın, Resûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu “Şüphesiz ki, bazı şiirler hikmetlidir”² .haber verdiği hadis-i şerifi açıklamaya başlamıştık. Bu sayımızda devam edeceğiz.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’nin şiir ile alakalı olarak şöyle buyurduğu da rivayet edilir: “Şiir bir kelamdır. Şiirin güzelliği kelamın güzelliği, çirkinliği de kelamın çirkinliği gibidir.”³
Gerçekten de, insanları iman ve hidâyete götüren, orduyu cepheye sevk eden ve zafere koşturan güzel şiir örnekleri olduğu gibi, insanları küfür ve dalâlete düşüren, orduyu yavaşlatan ve hezîmete uğratan çirkin şiir örnekleri de çoktur.
Şiirin güç ve etkisine dikkat çeken şu tespitleri buraya aktarmakta fayda vardır:
“Şiir insana evrendeki yeri konusunda takdir edilemez bir şuur verir. 19’uncu yüzyıl sonunda İstanbul’daki bir fabrikayı gezen Alman seyyahın vurguladığı gibi: ‘Türkler tembel değil; yalnızca ara sıra dışarı çıkıp gökyüzüne bakmak isterler. Türkler şair millet; onları dört duvar arasına hapsedemezsin; çünkü fabrikaların seması yok’. Öyleyse gökyüzüne bakabilmek için şairane bir duruşa gerek var. Gökyüzüne baktığınızda yeryüzünü de fark edersiniz. (…) Şiir, Osmanlı-Türk medeniyetinin kurucu [mukavvim] unsurudur demek, kendisi hakkında bir üst-bilincin tezahüründen başka bir şey değildir.”⁴
Uzun zaman diliminde yazılan ve okunan hacimli bir esere nispetle, güzel ve yerinde söylenmiş seçkin bir mısranın ne denli güçlü ve etkili olduğunu göstermesi bakımından şu söz câlib-i dikkattir:
“Eğer maksûd eser ise, mısrâ-ı berceste kâfidir” .⁵
- Buhârî, Edeb, 90; Tirmizî, Edeb, 70; Şâfiî, Müsned, s. 188.
- Buhârî, Edeb, 90; Tirmizî, Edeb, 70; Şâfiî, Müsned, s. 188.
- Şâfiî, a.g.e., s. 188.
- Fazlıoğlu, “Şiir Türkleri kurtarabilir mi?”, Anlayış (Aylık Siyaset, Ekonomi, Toplum Dergisi, sayı 4, Eylül 2003), s. 82-83.
- Farsça bir kelime olen berceste, değerli, üstün, güzel söylenmiş mısra mânasına gelir.