Sanat Ruhu ve Estetik -2-

Sanat Ruhu ve Estetik -2-

“Allah güzeldir (cemîl), güzelliği (cemâl) ister/ sever. Kibir ise, hakkı kabul etmemek ve halkı aşağılamaktır.” 1

Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kalbinde zerre kadar kibir olan cennete giremez.”  Bir adam, “İnsan, elbisesinin güzel, pabuç ve ayakkabısının güzel olmasını ister/ sever.” deyince, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah güzeldir (cemîl), güzelliği (cemâl) ister/ sever. Kibir ise, hakkı kabul etmemek ve halkı aşağılamaktır.”2

Geçtiğimiz sayıda açıklamasına başladığımız bu hadis Abdullah b. Mes’ud’dan (r.a.) rivayet edilmiştir. Kötülüklerin ve çirkinliklerin üstesinden gelebilmek, iyiliklerin ve güzelliklerin ulaştırılıp yayılabilmesi için, çağın ürettiği teknolojik imkânlardan, modern kitle iletişim araçlarından ve sanat gibi doğuştan gelen yeteneklerden yararlanmak kaçınılmaz bir durumdur.

“Sanat” diyor Roger Garaudy, “İslam’a davet açısından önemli bir rol oynamıştır. Üniversitede estetik profesörlüğü yaparken sanatı bir insandan ötekine en kısa yol olarak tanımlamıştım. Belirli ruhanî değerleri anlatabilmek bakımından en doğrudan yoldur. Ayasofya ve Süleymaniye’ye bakalım… Hristiyan teolojisi Pascal’ın da dediği gibi, insana bir hiç olduğunu anlatmaktadır… Bu özellik Hristiyan sanatının ruhudur… (Süleymaniye ise) İslam medeniyetini anlatır. Allah’ın varlığını entelektüel değil âdeta fizik olarak da duyurur bize…”3

“Kudüs’te Taş Kubbe’yi gördüm, zarâfetle cesâmet arasındaki tezatsız birliği”4  diyen Muhammed Esed de (v. 1992), doğuştan sahip olduğu sanat ruhu ve estetik zevk sâikiyle Kubbe-i sahrâ’ya meftun olmuş ve onu tasvir etmiş olmalıdır.

“Meskenlerimizi biz inşa ettiğimizi zannederiz. Halbuki meskenlerimiz bizi inşa etmektedir.” şeklindeki yaygın kanaat, mimari yapı ve sanat eserinin insanın ruh dünyası ve şahsiyet gelişimi üzerindeki tesirini göstermesi bakımından önemlidir. Bu demektir ki, iç ve dış dizayn itibariyle “arabanın dili” olduğu gibi, plan, yapısı ve bulunduğu muhit itibariyle de meskenlerin, mimari yapı ve sanat eserlerinin bir dili vardır.

  1. Müslim, İman, 147; Tirmizî, Birr, 61; Ahmed b. Hanbel, I, 399, IV, 133, 134, 151; Yahyâ b. Maîn, Târîh, III, 25; İbn Hıbbân, Sahîh, XII, 280.
  2. Müslim, İman, 147; Tirmizî, Birr, 61; Ahmed b. Hanbel, I, 399, IV, 133, 134, 151; Yahyâ b. Maîn, Târîh, III, 25; İbn Hıbbân, Sahîh, XII, 280.
  3. Garaudy, Sosyalizm ve İslam, s. 78-79.
  4. Esed, Mekkeye Giden Yol, s. 473.