“Salgın Süresince Hasta ve Yaşlılar Oruç Tutmayabilir”
- HAYATSürmanşet 2
- 10 Nisan 2020
Bu yıl 24 Nisan’da başlayacak olan ramazan ayında oruç tutulup tutulmayacağı yönünde kamuoyunda gündeme gelen sorularla ilgili bir açıklama yapan İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) İrşad Başkanlığı, ramazan ayında kimlerin oruç tutmaktan muaf kılındığının eskiden beri bilindiğini ifade etti.
Ramazan ayının yerinin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, ancak, hasta ve oruç tutmaya engel hâli olanların ramazan ayında oruç tutmayabileceklerini, ancak, sağlıklı olanların oruçlarını kaza edeceklerini açıklayan IGMG İrşad Başkanlığı, sağlık durumu elvermeyenlerin ise fidye vermeleri gerektiğini bildirdi.
IGMG Din İstişare Kurulu’nun (DİK) ramazan ayında oruç tutulması ile ilgili görüşlerine atıfta bulunan İrşad Başkanlığı, hastalık, seferîlik (yolculuk), hamile ya da çocuğunu emziren kadınların mazeretli sayıldığını, dolayısıyla ramazan ayında oruç tutmayabileceklerini açıkladı. Bu duruda olan kişilerin daha sonra oruçlarının kazasını yapacaklarını da açıklayan İrşad Başkanlığı, hayızlı ve nifaslı kadınların da bu durumda olduklarını bildirdi.
IGMG İrşad Başkanlığı açıklamasında daha sonra şu bilgilere yer verildi:
“Oruç, Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamber’in sünnetinde hükümleri belirlenmiş bir ibadettir. Buna göre ramazan ayına erişmiş ve oruç için ergenlik çağına gelmiş, aklî melekeleri yerinde (âkıl), sağlıklı, mukîm her bir müminin bu ayı oruçlu geçirmesi farzdır.
Yaşlılığı ya da hastalığı hayatının, kalan bölümünde oruç tutmaya imkân vermediği mahir ve dinî meseleleri bilen doktorlar tarafından belirlenmiş olan mümin de tutamadığı gün sayısınca fidyesini verir.
Buna göre özetle verdiğimiz hükümlerde de görüldüğü üzere, içinde bulunduğumuz salgın hastalık dönemi yani Sars-Cov-2 virüsü salgını dinî olarak oruca mani olmadığı gibi fiili olarak da bunu zorunlu kılacak bir etkiye de sahip değildir. Dolayısıyla koronavirüs salgınının ramazan ayının ertelenmesi ya da yerinin değiştirilmesini, sağlıklı olanlar açısından orucun tutulmamasını gerektiren bir mazeret olamayacağı kanaatimizi kamuoyuna saygıyla arzederiz.”