“Radikalleşen Gençler Tüm Toplumun Ortak Meselesi”
- ALMANYAMANŞETTOPLUM
- 3 Mart 2022
Almanya İslam Konseyi 11-12 Şubat tarihlerinde Köln’de gerçekleştirdiği “Radikalleşme, Köktencilik ve Dindarlık – Radikalleşme Tartışmalarında Müslüman Gençlik” başlıklı sempozyumda uluslararası alanda konuya dair çalışmaları bulunan birçok uzman ismi bir araya getirerek, çeşitli başlıklar altında meselenin farklı boyutlarını ele aldı. Bu bağlamda sempozyumun son açık oturumu “Radikalleşme Tartışmalarında Dinî Cemaatlerin Rolü” konusu oldu. Moderatörlüğü Abdul-Ahmad Rashid’in yaptığı sempozyumun bu son açık oturumunda; Erfurt Uluslararası Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jens Ostwaldt, IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş ve Viyana Üniversitesi Siyasal Bilimler Enstitüsü’nden Dr. Thomas Schmidinger konuşmacı olarak yer aldı.
“RADİKALLEŞME KARMAŞIK BİR SÜREÇTİR”
Siyasal Bilimci Dr. Thomas Schmidinger İslami kuruluşlar tarafından yürütülen gençlik çalışmalarının radikalliği önlemede etkili olduğunu belirtti. Sempozyum konuşmacılarından Claudia Dantschke’nin ifadelerine atıfta bulunarak “Din ve teoloji radikalleşmede oldukça az rol oynuyor.” diyen Schmidinger radikalleşmenin birçok etkeni bulunan karmaşık bir süreç olduğunu ifade etti. Bu süreçte psikolojik gelişimlerin, yabancılaştırılma sürecinin, ekonomik sebepler gibi birçok etkenin bulunduğunu ve radikalleşme ile mücadele edecek kişilerin bu gibi etkenleri hesaba katması gerektiğini vurguladı.
Dr. Thomas Schmidinger bu bağlamda elbette camilerin bu radikalleşmiş gençlerin yeniden geri kazanımlarında çok önemli rol oynayabileceklerine işaret etti. “Elbette cami cemaatleri (radikallikle mücadelede) yanlarında yetkinliklerini de getirebilirler ama ille de bu görevi üstlenmek zorunda değiller ve eğer radikalleşmenin bir bütün olarak toplum için bir sorun olduğunu ciddiye almazsak, o zaman toplum için bir siyasetin olması da mümkün değil.” dedi.
“İMAMLARDAN VEYA CAMİ CEMAATİNDEN RADİKALLİĞİ ÖNLEME UZMANI OLMASINI BEKLEMEYİZ.”
IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş, kurumların ve teşkilatların İslami gençlik çalışmalarına değindi. Kendisinin de bu çalışmaların içinde yetiştiğinin altını çizdi. Camilerde ve İslami kuruluşlarda hemen hemen hayatın her alanı için gençlere destek sağlandığını, çok geniş bir yelpazede çalışmaların yürütüldüğünü anlattı. Altaş “Tabi ki bu çalışmaları daha da geliştirmek mümkün. Camilerde gönüllü çalışmalar çok yapılıyor, binlerce gönüllü var, ancak bu çalışmalar tam zamanlı istihdam yapılması şekilde desteklenmeli.” dedi.
Bekir Altaş hâlihazırda radikalleşmiş olan gençlerin yeniden topluma kazanılması yönünde camilerin yardımcı olması gerektiğini ve bunun yapıldığını söyledi. Bununla birlikte bu gençleri camiye alırken camiye çocuklarını gönderen diğer aileleri ve onların endişelerini de göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti. “Radikal gençler sadece Müslüman cemaatlerin değil tüm toplumun bir parçası. Bu nedenle bu konuya hep beraber eğilmemiz önem taşıyor. İmamlardan veya cami cemaatinden radikalliği önleme uzmanı olmasını beklemeyiz. Bu gençler; tüm toplumun mensubu ve onlar o (radikalleşme) aşamaya gelene kadar demek ki okul, sosyal hizmet uzmanları, gençlik çalışmaları da radikalleşmeyi önlemede başarısız olmuş. Bu nedenle tüm toplum olarak, genel toplum bazında bu meselelerle ilgilenilmesi gerekir. Camiler gençlere bu konuda destek verir ama radikalleşmeyi önlemede tek başına bırakılmamalıdır.”
Camilere gelmeyen Müslüman gençlere ulaşılması noktasındaki soruya cevaben Altaş, cami içindeki çalışmalar kadar camilerin dışında da çalışmalar yapmak istediklerini ancak bu radikalleşmeyi önleme çalışmalarının başarıya ulaşması için toplumsal bir genel yapı oluşturularak yapılması gerektiğini vurguladı, bunun tek başına İslami cemaatlerin dinî bir görevi olmadığının altını çizdi.
“İSLAM TOPLUMU RADİKALLEŞME KONUSUNDA PROAKTİF HAREKET ETMELİ”
Erfurt Uluslararası Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jens Ostwaldt açık oturum öncesi “Aşırıcılığı Önleme Çalışmalarında Müslüman Ve Göçmen Dernekleri: Tecrübeler, Sorunlar Ve Bakış Açıları” bir sunum yaparak konuya dair katılımcılara ayrıntılı bilgiler sundu. Ostwald, radikalleşme konusunda İslam toplumunun proaktif şekilde çalışması gerektiğini söyledi. Ostwaldt; “Müslüman toplumu bu çalışmalara proaktif olarak ve hemen başlamalı. Camilerdeki imamlar ilahiyat, teoloji alanında uzmanlar ama bu bilgiyi nasıl aktarıyorlar bu önemli, imamlar gençleri kaybetmeden onlara destek olmalı.” Gençlik çalışmaları için daha fazla finansman desteğinin gerektiğini belirten Ostwald “Bu da sadece radikalliği önlemeye yönelik olmamalı” dedi.
Ostwald camilerde yapılan gençlik çalışmalarının hepsinin radikalleşmeyi önleyici çalışma olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Mesela camilerdeki Kur’an okuma halkalarının “radikalliği önleme etkisi” olduğunu ama bunun tek başına radikalleşmeyi önleyici bir çalışma olarak nitelendirilmemesi gerektiğini belirtti. Bir İslami kurum yetkilisinin radikalleşmeyi önleme çalışması yaptıklarını ve bunun için fon başvurusunda bulunduklarını anlattığını kendisinin de ne çalışması yaptıklarını sorduğunda “Gençler futbol oynuyor” cevabı aldığını anlatan Ostwald, bu kadar naif ve genel çalışmaların radikalleşme çalışmaları olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda “Radikalleşmeyi önleme nedir? Bunun tanımlanmasının iyi yapılması lazım, radikalleşmeyi önleyici çalışmaların tanımının daraltılması lazım.” dedi.
Prof. Ostwald, radikalleşmiş gençleri yeniden topluma kazanmak için camilerine kabul eden bazı camilerin medya ve kamuoyunda sanki radikal gençler yetiştiren camiler gibi lanse edilmemesi, Anayasa Koruma Dairesi tarafından suçlanmaması ve bu bağlamda camilerin çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmamaları gerektiğini söyledi.
Ostwald “Konuştuğum (İslami) derneklerin hemen hepsi bu radikal gençlerle cami içinde irtibattalar ve bu gençler cami geçmişi olmayan gençler. Camilerin bu gençlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda hiçbir fikri yok, (cami) derneklerin bu tür gençlerle ilgilenmesi çok önemli ama diğer yandan iki hafta sonra Anayasayı Koruma Dairesi kapıya dikilip ‘Şimdi derneğinizde radikal gençler var’ derse, cami için ciddi sorunlar yaşanır. Bu da madalyonun diğer yüzü. Camiler bununla asla karşı karşıya kalmamalı.” dedi. (ik)