Öze Saygı Duymak
- AİLESürmanşet 1
- 28 Nisan 2021
İnsanın kendisini geliştirmeye devam ettiği süreçte karşılaştığı temel ihtiyaçların ilk sırasında kendi benliğini tanımak ve verimli bir şekilde varlığından istifade etmek gelmektedir. İnsan açısından önemli olan öz saygı, insan oluşun ayırt edici anlamı, tevazu, değer bilinci ve sorumlulukla gerçeklik kazanır.
Değer bilinci ve öz saygı gibi konular birçok farklı açıdan ele alınabilir, fakat en çok kulak aşinalığı olan “kişisel gelişim” dediğimiz başlık olsa gerek. Kişisel gelişim sürecinde öncelikli hususlardan biridir de öz saygı. Öz saygı olmadan insan aynen şerbeti dökülmemiş baklava veya benzin deposu boş bir araç gibi kendi varlığını kullanamaz hâldedir. Öz saygı dediğimiz konu aslında insanın kendi benliğine saygı duymasından önce kendi varoluşunu kabul etmesidir. Var olduğunu, yaşayan ve etkileşim gücüne sahip olan bir mekanizma olduğunu görerek ve bilerek kendisini kabul etmesidir. Yaşıyor olmanın farkındalığı insanın kendisine saygı duyabilmesinin temel dürtüsüdür.
YARADILIŞIMIZDA VAR OLAN POTANSİYELE ULAŞMAK
İnsan olarak her birey kendisine ait olan potansiyeli ile var olur. Bu potansiyel dünyaya geldiğimiz andan itibaren yıllar geçtikçe bireyin kendisini geliştirmesiyle birlikte kademe kademe artarak ortaya çıkar. Kendi içimizde, yaradılışımızda var olan potansiyelimize ulaşmak için tabii ki çalışmak gerekir. Ulaşmak için uğraşlar, çabalar, alın teri, zihin teri gerekir. İnanç, güven, çaba, azim, hedef ve daha da arttırılabilecek birçok gereksinimler vardır. Öz saygı ise potansiyelimize gerçek manada ulaşabilmemiz için ihtiyacımız olan temel duygudur.
ÖZ SAYGI EKSİKLİĞİ BURUKLUK VE TATMİNSİZLİK HİSSETTİRİR
Hayatta elde ettiğimiz maddi veya manevi kazancımız ne olursa olsun, kendimize olan saygımızda eksiklik olduğunda, içe dönük huzurumuzda boşluklar oluşur. Özümüzde olan saygı ihtiyacımızı karşılamadığımız takdirde öz benliğimizde doyum eksikliği olur. Bu eksiklik ise hayatı nasıl yaşarsak yaşayalım, içe ve/veya dışa dönük burukluk ve tatminsizlik yaşatır. Ruhumuzda kavramakta ve tanımlamakta zorlandığımız boş bir yankı gibi. Boşluk ve yankılar kendimizle birlikte öz çevremizi de içine alarak yaşam kalitemizi düşürür. İnsan; güler, eğlenir, gezer, duygusallaşır, ağlar, kazanır, kaybeder, çoğalır, keşfeder, biriktirir, harcar, her ne olursa olsun, her ne yaşarsa yaşasın, kendisine, kendi varlığına saygısı olmadığı sürece, kendi benliğinden tatmin olamaz. Öz saygı içsel bir faktördür. Hayat şeker tadında yaşansa bile öz saygı eksikliğinin yaşattığı boşluk ağız tadını bozar.
Aşağıdaki sorular konuyu ve kendimizi kale alarak cevapladığımız takdirde fayda gösterir:
- “Kendime saygı duymak” dediğimde aklıma neler geliyor? Hissettiğim duygu ve düşünceler neler?
- Kendime saygıyı hak ettiğime inandıracak elimde ve hayatımda neler var?
- Yarınlarımda özüme saygımda nelerin farklı olmasını istiyorum?
- Öz saygısını kazanmış bir ben nasıl biridir?
- Bunlara ulaşabilmem için hayatımda neler yapmam, neleri değiştirmem, neleri düzeltmem gerekiyor?
- Bunları gerçekleştirmem için ihtiyacım olan sorumluluk bilincini nasıl elde edeceğim?
- Şimdi, şu an ne yapmam faydalı olur? İlk adımım ne olacak?
- Kendime olan öz saygımı hangi anlarda neler yaparak daima hatırlarım?
ÖZ SAYGIYI ARTTIRMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
İnanç, daima her konunun içinde temel bir direktir. Öz saygı ile inancın bağdaştığı nokta maneviyatımızla ilgilidir. İnsanın öncelikle kendine saygı duymayı “hak ettiğine inanması” gerekir. Yapısal olarak hak etme duygusu en kuvvetli güç ve motivasyon kaynağıdır. Aslına bakarsanız, felsefi açıdan derinleşirsek, insanın kendisine duymayı başardığı saygı Allah tarafından bir lütuftur. Dünyadaki her insan özüne saygıyı duyması gereken konumdadır. Yaratılanlardan en üstün varlık olma şerefine nail olmanın karşılığı özümüze saygı duyduğumuz bir hayat sürdürerek Allah’a daima şükranlarımızı iletmektir.
- Kendi kendimize saygı duymayı hak ettiğimize inanmamız, kendimize o saygıyı yakıştırmış olmak anlamına gelir. Bunun kendimizde yaratacağı etki çevremizdeki insanlarda da gün geçtikçe hissedilir ve artık adım adım öz saygımızı hem kendimiz hem de toplumda var oluşumuz adına güçlendirmeye başlarız. Öz saygıya sahip olmanın getirilerinin farkında olmak (gerekirse yokluğundaki olumsuzlukları fark ederek) kendimizi bu konuda geliştirmemizde yardımcı olur ve bize farkındalık kazandırır. Bugün hangi konumda oluğumuzu bilmek de farkındalıktır. Bugünden faydalanabilmek için, geçmişte öz saygımız ile neler yaşadıysak bunları bir öğrenim olarak algılayarak kabul edip, değiştiremeyeceğimiz geçmişimize takılmamıza engel olabiliriz. Bugün tüm deneyimlerimiz, bilgilerimiz ve analiz ettiğimiz ihtiyaçlarımıza baktığımızda “öz saygım ne durumda?” sorusu bize asıl farkındalığı ve anda kalmamızı sağlar.
- Yapılabilecek başka bir şey ise kaçmamaktır. Bazen hafife almak bir şeyin sorumluluğundan aslında kaçma tekniğidir. Veya bilirsiniz, şuna benzer tabirler vardır “bunlar hep boş iş” gibi. Böyle bir tutum faydası noksan olan bir tercihtir. Bir ihtiyacın olmasını kabul etmek erdemliktir. Nefsimize ağır gelen konularla yüzleşmek yalnızca bireyin sorumluluğundadır. Öze saygıyı güçlendirmek için gerekeni yapmaktan kaçmamak ve yetişkin gereksinimiyle sorumluluk alabilmek gerekir.
Koçluk bireye müdahale etmeden, kendisini fark etmesini, tanımasını ve devamında ihtiyaç duyduğu değişim ve/veya gelişim için ilerlemesini sağlayan teknikler içeren bir destek yöntemidir.
Öz saygıya sahip olmak kapılar açar. Huzur, mutluluk, saadet gibi dileklere ulaştırır. Gerçek manada edinilen öz saygı hayatta başarılara ulaştırır. Var olmanın ve kendimizden razı olmanın doyumuna ulaştırır. Bu ramazanda kendimize yapabileceğimiz hayır ve ibadet olarak öz saygımız üzerinde çalışarak ibadet etmeye niyet edelim. Bu dünyaya gelip, var edilmenin hakkını verenlerden ve şükründe olarak Allah’ın rızasını kazananlardan olalım.
*Feyza Yıldız Akın, profesyonel koçluk yapmaktadır.
E-mail: feyza.y.a@hotmail.com,
LinkedIn: Feyza Yıldız Akın,
İnstagram: @feyzayildizakin