Osmanlı Döneminden Bir Âdet: Bed’i Besmele ve Âmin Alayı

Osmanlı Döneminden Bir Âdet: Bed’i Besmele ve Âmin Alayı

“Âmin”!

Arapça bir hitapla karşılaşınca “âmin”le mukabele etmek bazen cahilliğimizle, dil bilmezliğimizle ilişkili olsa da çoğu zaman Arap lisanı ile  daha çok “Kur’an” tilaveti veya  “dua” dinlememizden kaynaklı bir reflekstir. Rahmetli Timurtaş Uçar hocaefendi otobüsle hacca götürdüğü hacı adaylarının Arap gümrüğünde görevli  polisin her cümlesini “âmin” diye bağırarak kesmelerini nakletmişti bir vaazında. Zavallı polis memuru şaşırıp kalmış. Benimle dalga geçiyor bunlar sanıp hiddetlenmiş. Hocaefendi zamanında müdahale edip durumu açıklamış:

“Memur bey arkadaşlar siz ne diyorsanız başımız üstüne anlamında ‘âmin’ diyorlar.”  Bu açıklama polis için ikna edici olmuş ki kafile bir aramaya gerek duyulmaksızın yoluna devam etmiş.

“Âmin alayı” ve “Bed’i besmele”

Zamanla çok bilinen kelimeler değişime uğruyor, bambaşka anlamlar alıyor hatta bazen anlamını kaybediyorlar. “Âmin” ve “alay” kelimeleri bilinse de “âmin alayı” tamlaması günümüz toplumunda anlamını neredeyse tamamıyla kaybetmiş durumda. “Bed’i besmele” için durum daha da vahim.

Bed’i besmele, bir işe Allah’ın adı ile başlamak demek. Her hayrın başıdır besmele. Besmelesiz iş “ebter”dir. Bereketsiz, kısır ve hatta ölüdür. İşte bu sebepledir ki, bu iş,  öyle sıradan bir iş değildir. Çok özel ve anlamlı bir iştir.  4 yıl 4 ay 4 gününü tamamlayan çocukların “sıbyan mekteplerine”, daha da bilinen isimleri ile “mahalle mektepleri”ne başlama törenlerinin adıdır “bed’i besmele” töreni. “Âmin alayı” ise bu tören içinde yer alan çocukların oluşturdukları gruba, okunan ilahiler ve yapılan dualara “Osmanlı Döneminden Bir Âdet: Bed’i Besmele ve Âmin Alayımin!” diye mukabelede bulunmalarından mülhem, verilen isimdir.

“Bed’i besmele”merasimi

Okula başlayacak çocuğun evinde hazırlıklar yapılırdı. Ev temizlenir, tütsüler ve buhurdanlıklar yakılır ve ikramlıklar hazırlanırdı. Talebe hamama götürülür, temizlenir, yeni kıyafetler giydirilir ve kokular sıkılırdı. Mektepte ihtiyacı olacak elifbası, “cüz”ü,  satın alınır, yazdırılır ve tezhip ettirilirdi. Satırları okurken takip etmesine yarayacak kemikten veya değerli metallerden mamül “hilal”i, cüzünü koyacağı işlemeli “cüz kesesi”, dersi tedris ederken cüzünü üzerine koyacağı  “rahlesi” ve hocasının önünde diz çöküp oturacağı kadifeden “minder”i hazırlanır ve tören günü beklenirdi.

Törenler ya pazartesi ya da perşembe günleri yapılırdı. Şayet bu arada bir kandil günü varsa o gün hassaten tercih edilirdi. Bu arada aileler çocukları ile birlikte “Eyüp Sultan”ı veya çevredeki cami ve türbeleri ziyaret eder dualar ederlerdi.

Mektebin hocası bir gün öncesinden talebelere yarın “âmin alayı” olacağından ders olmayacağını söyler onlardan güzel kıyafetlerini giyerek gelmelerini isterdi. Tören günü hoca efendi,  “kalfa” denilen yardımcısı ve  mektebin “bevvab” denilen müstahdemi ve tüm çocuklar okuldan yürüyerek okula başlayacak çocukların evlerine gelirler onları atlara, faytonlara ya da ponilere bindiriler sonra yavaş adımlarla ilahiler okuyarak mahalle içinde gezdirirlerdi.

“Yâ ilâhî başlayalım ism-i bismillâh ile

Bu duâya el açalım ism-i bismillâh ile – “âmin!”

Sen kabûl eyle duâmız besmele hürmetine

İlmini eyle müyesser yâ ilâhe’l-âlemîn” – “âmin”

Bu sırada törendeki çocuklar ilahilerin her beyitinden sonra hocalarının işareti ile “âmin” diye bağırırlardı. İşte bu çocuk grubu ikeşerli, üçerli ya da dörderli sıralar hâlinde yürüdüklerinden askerlere benzetilip “alay”, “amin” diye bağrıştıklarından da bu alaya “amin alayı”  ismi kullanılmıştır. Mehmet Akif’in ifadesi ile çocuklardan oluşan amin alayı “her biri çevresine sabah aydınlığı saçan, küçük adımlı yaman bir tabur” dur.

Mahalle arasında yapılan bu yürüyüş mahalle sakinlerince de takip edilirdi.  Hatta Ahmet Rasim’in hatıralarında dizleri ağrıyan yaşlı kadınların bile “Hayırlı olacak çocukların âminlerinde melekler de bulunurmuş.” diyerek seyre çıktıklarından bahsedilir.

Bütün coşkusuyla ilerleyen bu “masumlar kafilesi”, mütebessim çehrelerle ve maşallahlarla selama duran halkın arasından ağır ağır ilerler, okula başlayan çocuklar ya mektebe ya da kendi evlerine geri getirilirdi. Geniş maddi imkâna sahip aileler âmin alayı, ilahiciler ve hocaları evlerinde misafir eder onlara ikramlarda bulunurdu. Hoca da talebesine ilk dersi burada verirdi. Hocasının karşısında minderine oturan talebe rahlesini açar, cüzünü rahleye koyup hilalini eline alırdı.

Hoca önce “euzu besmele” çeker talebesi hocasını taklid ederek istiazeyi okurdu. Ardından hoca “rabbi yessir wa la tuassir rabbi tammim bil khayr” duasını, “Allah’ım kolaylaştır zorlaştırma, işlerimi hayırla sonlandır”, duasını, okur talebesi tekrar eder; hane halkı ve davetliler “âmin” derdi. Hoca duaya “rabbi zidni ilmen, hayatan ve fahman” diyerek ilmini, hayatını ve anlayışını bereketlendirmesini yüce Allah’tan niyaz eder, talebe de aynı duayı okur ve herkes hepbir ağızdan “âmin” diyerek bu güzel duaya iştirak ederdi.

Son olarak hoca cüzün ilk sayfasını açar ve talebesi ile ilk dersini yapardı:

“Elif” !

Ders talebenin tekrarı ile, ertesi gün mektepte devam etmek üzere, bitirilirdi. Fatihalar ve salatü selamlar arasında talebe saygıyla yerinden kalkar, hocasının ve büyüklerinin elini öper, dualar ve hediyeler alırdı. Hocalar, ilahiciler ve âmin alayı da ihmal edilmez onlara da ikramda bulunulur ve hediyeler verilirdi.

“Bed’i besmele”merasimi ne ifade ediyor?

 Bu merasimler sadece eğlence amaçlı değildir. Aksine içerisinde birçok güzellik barındıran âdetlerdir. Öncelikle mahalle mekteplerinde  “Ta’lim-i kelâm-ı kadîm ve Kur’ân-ı azîm okunması” sebebiyle bed’i besmele merasimleri Allah’ın kelamına ve dolayısı ile ilme verilen değerin bir göstergesidir. Tören sırasında en saygın kişi mektebin muallimi olduğundan ilim ve ilim sahibine verilen değer görünür olmakta ve ilim adamı olmak özendirilmektedir.

Okuma, öğrenme ve mektebe başlama özendirilmekte, okula başlayan talebe onurlandırılmaktadır. Ayrıca bu tören ilk defa evinden ayrılacak çocuğun hayatının bu yeni dönemine alışmasını kolaylaştırmakta, kaygılarını gidermeye yardım etmektedir.

Günümüz “Bed’i besmele” törenlerine bir örnek:

  “Okula Başlarken Dua Günü”

Günümüzde eski osmanlı coğrafyasında neredeyse tamamen unutulan bu güzel geleneği İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları Eğitim Başkanlığı Çocuk Kulübü tekrar toplumun gündemine taşımış ve okulların açıldığı günlerde faaliyet gösterdiği tüm coğrafyadaki her şubesinde “Okula Başlarken Dua Günü” adı altında törenler tertip etmiştir. Bugün artık IGMG’ye mensup tüm cami ve cemiyetlerde, Müslüman öğrenciler hayatlarının en önemli günlerinden birine ilahiler, dualar, âminler ve hediyelerle başlamaktadır. İlmin, alimin ve talebenin değerine vakıf bir medeniyetinin unutulmaya yüz tutmuş bu güzel sünnetinin yeşertilmesinde emeği geçen herkese kalbi teşekkürler.