Oruçla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Oruçla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

  1. Sabah ezanı okunmaya başladığında yeme içmeye kısa bir süre daha devam edilebilir mi?

Takvimlerdeki imsak vakti yemeden içmeden kesilip oruca başlama zamanını ifade eder. Aynı zamanda imsak vakti yatsının vaktinin çıkıp sabahın vaktinin girdiği andır. Bu vakitte okunan ezan hem sabah namazının girdiğini hem de imsağın başladığının ilanıdır. Bu nedenle ezanın okunmasıyla birlikte yeme içmenin terk edilmesi gerekmektedir. O anda ağzında bulunan lokmanın yutulmasının oruca bir zararı yoktur.

  1. Mesleği gereği sürekli olarak yolculuk yapan kişi oruç ibadetini nasıl yerine getirebilir?

İslam fıkhında bir insanın mazereti devam ettiği müddetçe ruhsat da devam eder kaidesi vardır. Âyet-i kerîmede ifade buyurulduğu üzere yolculuk ve hastalık oruç tutmamak için meşru mazerettir. Dolayısıyla yolculuk ve hastalık gibi nedenlerle oruç tutamayan kimseler bu mazeretleri devam ettiği süre oruç tutmayabilirler. Bu mazeretlerinin ortadan kalkması hâlinde tutamadıkları günler adedince oruçlarını kaza ederler. Sürekli olarak yola giden, yolculuk yapan, uçak pilotu, gemi kaptanı veya uzun yol şoförleri yolcu hükmündedirler. Oruç tutmayabilirler. Ancak yolculuklarında zorluk ve sıkıntı olmaması durumunda oruçlarını tutmaları daha faziletlidir.

  1. Orucu kasten bozmanın hükmü nedir?

Bilerek orucu bozmak her şeyden önce yaradana karşı saygısızlık, ramazan ayına ve oruca hürmetsizliktir. Orucu kasten bozmak büyük günahtır. Orucunu kasten bozanlar kefaretle yükümlü tutulmuşlardır. Orucun kefareti iki kameri ay peşpeşe oruç tutmaktır. Buna güç yetiremeyen kimse 60 fakiri bir gün veya bir fakiri 60 gün doyurur. Ayrıca işlediği günahına tövbe eder, bozulan orucunu da kaza eder.[1]

  1. Unutarak yemek içmek orucu bozar mı?

Kişinin oruçlu olduğu hatırda değilken yemesi, içmesi veya abdest alırken hataen boğazına su kaçması durumunda oruç bozulmaz. Bu unutarak yapılmış bir fiil hükmündedir.[2]  Sahabeden birisi, “Ey Allah’ın Resulü, oruçlu iken unutarak yiyip içtim. Orucum bozuldu mu?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v), “Hayır bozulmadı. Allah seni yedirdi ve içirdi.” diye cevap verdi.[3] Ancak kişi oruçlu olduğunun bilincinde olarak orucu bozan fiili hataen yaparsa orucu bozulur ve sadece kaza gerekir.

  1. Duş almak ve havuza girmek orucu bozar mı?

Oruçlu kişi ağzından ve burnundan su yutmadığı sürece duş alması, havuza girmesi veya yıkanması oruca zarar vermez.  Nitekim Hz. Ümmü Seleme Peygamberimizin ramazanda imsaktan sonra yıkandığını bize haber vermişlerdir. Bu nedenle oruçlu kimse ağız ve burnundan mideye su kaçırmadığı sürece yıkanmasında bir mahzur yoktur. Ancak su yutma tehlikesine karşı ihtiyatlı davranıp oruçlu vakitlerde yıkanmaktan sakınmak gerekir.

  1. Cünüp iken tutulan oruç geçerli midir?

Cünüplük hâli oruç tutmaya engel bir durum değildir. Kişinin cünüplük hâli ister oruca başlamadan önce gerçekleşmiş olsun ister oruca başladıktan sonra ihtilam yoluyla olsun fark etmez. Ancak cünüplük hâlinden kurtulmak için bir an evvel gusül abdesti alıp temizlenmek gerekir. Cünüp iken üzerinden bir namaz vakti geçirilmemelidir. Guslün geciktirilmesi namazı terk etmeye neden olacağından dolayı guslün, namaz vaktinden sonraya geciktirilmesi günahtır.

  1. Diş fırçalamak orucu bozar mı?

Boğaza su kaçırmadan ağzı çalkalamak nasıl orucu bozmazsa aynı şekilde dişleri fırçalamakta orucu bozmaz. Ancak ağzı çalkalarken veya fırçalarken boğaza su kaçması durumunda oruç bozulur. Orucun bozulma ihtimalini dikkate alarak dişleri fırçalamayı iftardan sonra veya imsaktan önce yapılmak daha münasiptir.

  1. Astım hastalarının kullandığı sprey ve astım ilacı orucu bozar mı?

Kabul gören umumi görüşe göre ağza sıkılan spreylerin orucu bozmayacağı yönündedir. Çünkü bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok cüzi bir miktar ağıza sıkılmaktadır. Bunun önemli bir kısmı ağız içi ve nefes borusu tarafından emilmektedir. Geriye kalan kısmın ise tükürükle mideye indiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Abdest alırken ağızda kalan su ile kıyaslandığında bu miktarın daha az olduğu görülmektedir. Oruçlu olan kimse abdest alırken ağzına aldığı sudan geriye kalan miktar orucu bozmayacağına dair Peygamberimizin hadisleri bulunmaktadır..[4]  Ayrıca alimlerimizin bu konuda icması vardır. Bu kıyasa binaen astım hastalarının rahat nefes almalarını sağlamak amacıyla ağza püskürttükleri sprey orucu bozmaz.

  1. Göz damlası orucu bozar mı?

Uzman hekimlere göre göze damlatılan ilaç 1 milimetrenin 1/20 kadardır. Damlatılan bu miktarın bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta geri kalan kısmı ise göz ile burun boşluğu arasında emilerek kaybolmaktadır. Fakihler bu işlemin yeme içme şeklinde olmadığından gıdalanma manası taşımaz derler. Dolayısıyla göz damlasının orucu bozmadığı söylenebilir.

  1. Kalp hastalarının kullandıkları dilaltı hapı orucu bozar mı?

Kalp rahatsızlığı anlarında dilaltına konulan hap, uzman görüşene göre doğrudan emilerek kana karışıp kalp krizini önlemektedir. Hap ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bundan dolayı dil altı hapı orucu bozmaz.

  1. Aşı olmak veya iğne yaptırmak orucu bozar mı?

Tedavi amaçlı aşı ve iğne olan kimseler bir manisi yoksa oruçluyken bunu iftardan sonra yaptırmaları daha uygun olur. Tedavi amaçlı yapılan iğneler çoğunlukla vitamin ve gıda takviyesi içermektedir. Dolayısıyla oruçlu iken gıda ve vitamin iğnesi yaptırmak, ağız yoluyla aşı almak veya damar yoluyla serum ve kan takviyesi yaptırmak orucu bozar. Sonradan kaza etmek gerekir.

  1. Kan vermek veya vücuda kan almak orucu bozar mı?

Ramazanda oruçlu iken kan vermek orucu bozmaz. Ancak kan almak vücuda direnç ve enerji verdiğinden gıda ve beslenme kapsamındadır. Dolayısıyla kan vermek orucu bozmaz lakin kan almak orucu bozar.

  1. Merhem ve ilaçlı bant kullanmak orucu bozar mı?

Vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler derideki gözenekler ve kılcal damarlar yoluyla emilerek kana karışmaktadır. Bu olay çok yavaş ilerleyen bir işlemdir ve bir yeme içme kapsamında değildir. Bu nedenle deriye sürülen merhem ve ilaçlı bantlar oruca bir zarar vermez.

  1. Kadınlar özel günlerinde oruç tutabilirler mi?

Özel günlerinde kadınların namaz kılmaları ve oruç tutmaları haram kılınmıştır. Böyle bir durumda iken kılınan namaz ve tutulan oruçlar geçerli değildir. Adet günlerinde kılınmayan namazların kazası gerekmez. Ancak tutulamayan oruçlar temizlendikten sonra kaza edilmesi gerekir. Bu konuda mezhepler arasında görüş birliği vardır. Mezhepler görüşlerine dayanak olarak Hz. Aişe (r.a.) şu hadisini delil getirmişlerdir. Kendisine sorulan bir soru üzerine; Rasûlullah döneminde adet gördüklerinde tutmadıkları oruçları kaza etmekle emrolunduklarını, kılmadıkları namazları ise kaza etmekle yükümlü tutulmadıklarını söylemiştir.[5]

  1. Oruca niyetlenen bir kadın gün içinde adet görmeye başlarsa ne yapmalıdır?

Kadınlar ay hali ve lohusalık günlerinde namaz kılmaktan ve oruç tutmaktan muaf tutulmuşlardır. Daha sonraki zamanlarda tutamadıkları oruçlarını kaza ederler. Oruca niyetlenmiş olan bir kadın gün içerisinde eğer adet görmeye başlarsa orucunu bozar, iftar vaktini beklemez yiyip içebilir, temizlendikten sonra bu orucunu kaza eder.

  1. Diş tedavisi yaptırmak veya diyalize girmek orucu bozar mı?

Sadece diş tedavisi nedeniyle oruç bozulmaz. Ancak tedavi sırasında yapılan işlemler nedeniyle boğaza su, kan veya tedavide kullanılan ilaç kaçarsa bu durumda oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir. Acil bir durum olmadıkça bu çeşit tedavileri ramazandan sonraya ertelemek veya iftardan sonra yaptırmak daha uygundur.

Diyaliz işlemi ise böbrek yetmezliği çeken hastalara yönelik yapılan bir uygulamadır. Bu işlemin kendisi orucu bozmaz. Ancak dışarıdan kana gıda içerikli bir sıvının verilmesi durumunda oruç bozulur. Kaza gerekir.

  1. Her gün hap kullanmak zorunda olan hastaların oruç tutmaları gerekir mi?

Hastalık kişinin ramazan ayında oruç tutmamasını mübah kılan geçerli mazeretlerdendir. Kur’ân-ı Kerîm bu durumu açık bir şekilde beyan etmiştir. “Sizden her kim hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar.”[6]  buyurmuştur. Bir kimse oruç tuttuğu takdirde hasta değilken hastalanacağı ve hasta iken hastalığının artacağı tıbben sabit olursa oruç tutmayabilir. Müzmin bir hastalığa yakalanıp ömrü boyunca hastalık çekenler hergün için bir fidye verirler. Şayet bu kimselerin kendisi fakir ve muhtaç kimseler ise fidye vermeleri gerekmez. Zira Allah hiç kimseye gücünün üstünde bir sorumluluk yüklememiştir.

 

[1] (Buhârî, Savm, 30; Müslim, Sıyâm, 81)

[2] (Fetevai hindiyye 1,222)

[3] (Ebû Dâvûd, Savm 39)

[4] (Dârimî, es-Sünen, Savm, 16)

[5] Buhârî, Hayız, 20; Müslim, Hayız, 69)

[6] Bakara suresi, 2:184