Namazı Evlerimizde Görünür Hâle Getirelim

Namazı Evlerimizde Görünür Hâle Getirelim

Yaratılış gayemiz doğrultusunda hayatımızı sürdürmemiz Allah Teâlâ’nın çizdiği sınırlar çerçevesinde mümkündür. Bütün mesele bunun kendi benliğimizde, aile hayatımızda ve yetiştirmekle sorumlu olduğumuz nesillerin dünyasında nasıl gerçekleşeceğinde düğümlenmektedir. Hayat imtihanı da bu meselenin etrafında şekillenmektedir.

Kendi inanç değerlerimize göre düzenlenmemiş hayat şartlarında kendimizi, ailemizi ve çocuklarımızı koruma hedefini gütmeye başlamakla aynı zamanda büyük bir mücadeleyi de göze almış olmaktayız. Bu mücadelede yalnız ve yardımsız bırakılmamış olmak büyük bir nimettir. Kur’ân-ı Kerîm’in emrettiği ibadetlerin insan için hayati öneme sahip oldukları her inanan için kolay idrak edilebilecek bir husustur.

HAYAT | 14 Nisan 2021 Kur’an Hayatın Ta Kendisidir 14 Nisan 2021

NAMAZ MÜSLÜMAN’IN HAYATINDA TARTIŞILMAZ YERİNİ ALMALIDIR

Yaşamını Allah’ın belirlediği çerçevede sürdüren insan, ibadetleri bir yük, zorunluluk olmaktan öte yaratılışa uygun en doğal ödevler olarak görecektir. Bu ödevler insanı insan yapan, onu benliğinin esiri olmaktan kurtarıp özgürleştiren çözüm reçeteleridir. İmandan sonra en büyük hakikat olarak nitelenen namaz ibadeti, öncelikle Müslüman ferdin hayatında tartışılmaz yerini kazanmalıdır.

“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.”[1] Müminler önce kendilerini, sonra eş ve çocuklarını yakıtı insanlar ve taşlar olan ahiret azabından korumakla emrolunmuşlardır. Kişinin kendisini ve ailesini dünyada kötülüklerden dolayısıyla da ahirette ateşten koruması hedefine ancak devamlı bir terbiye ile ulaşılabilir.

Namazın hayasızlıktan ve kötülüklerden alıkoyduğunu,[2] insanı Allah’ın yardım ve desteğine ulaştırdığını,[3] ona rızık kapılarını açtığını,[4] Allah’ın rızasına ulaştırdığını,[5] imanın göstergesi olduğunu[6] kavrayan kişi; aile hayatında mutlu ve huzurlu olacaktır.

İyiyle kötüyü, hayırla şerri birbirinden ayıramayacak yaşlarda çocuklara kazandırılan güzel alışkanlıklar, onların ileriki yaşlarda iyiye ve hayra yönelmelerini kolaylaştıracaktır. Şayet çocuk hareketlerine yön verecek otoriteyi bulamaz ise endişeli, iradesi ve şahsiyeti zayıf birisi olarak yetişecektir.

ÇOCUKLARI NAMAZA ALIŞTIRMA METODU

Çocukları namaza alıştırmada sünnetin işaret ettiği metod üç aşamalı olarak ele alınabilir:[7]

  • 7 yaşından önceki dönem
  • 7-10 yaş arası dönem
  • 10 yaş ve sonrası
AİLE | 22 Nisan 2022 Ramazan Ayında Öğrencilerin Okulda Oruç Tutması 22 Nisan 2022

SABIR VE ANLAYIŞ

Namaz terbiyesi ile ilgili her üç aşamada uygulanacak yöntemler çocuğun yaş özelliklerine göre şekillenir. Bununla beraber bütün aşamalarda genel olarak zamana, gözlemlemeye, sabır ve anlayışa ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Çocukların etraflarında güzel örnekleri görmeleri ve niçin namaz sorusuna seviyelerine göre cevap verilmesi namaza alıştırma sürecini kolaylaştıracaktır. Her üç aşamada da çocuğa sevdirilen ve benimsetilen ibadetler adım adım büyük bir sabırla uygulamaya geçilebilir. Her dönemde çocuk namaza olduğu gibi oruca, Kur’an okumaya teşvik edici biçimde davet edilmelidir. Bu dönemlerde ona rol model olabilecek abiler, ablalar olması ebeveynin işini kolaylaştırır.[8]

7 YAŞ ÖNCESİ ÇOCUĞA ROL MODEL OLMAK

Yedi yaş öncesi merhalede çocuklara tekrar tekrar namaz kılması yönünde talimat verilmemeli, onların sadece namazın vakitlerini ve hareketlerini algılamalarına yardımcı olmalı, bir başka deyimle anne-baba olarak namazları onların gözü önünde kılmak ilk etapta yeterli olacaktır.

Henüz mükellef olmamış çocuğu abdest almadığı için azarlamak, ona sert ve katı davranmak, onun namazdan nefret etmesine sebep olabilir. Onlara zor gelmeyecek kısa dua, sure ve namaz tesbihatını tekrarlatarak öğretmeye çalışmak, abdest ve namazla ilgili boyama kitaplarıyla, bunlarla alakalı çocuk şarkılarıyla onları meşgul etmek bu dönemde yeterli olacaktır.

7-10 YAŞ ALIŞTIRMA MERHALESİ

7-10 yaş arası dönem ise; alıştırma merhalesi olarak adlandırılabilir. Artık okul çağına giren çocuk öğrenme konusunda da mesafe kat etmektedir. O artık anne-babanın terbiyesiyle namaz için hazırlık olarak temizlik prensiplerini; tuvalette su ile temizlenmeyi, abdest almayı öğrenmelidir. Ancak diğer ibadetlerde de olması gerektiği gibi kuru şekilcilikten ziyade temizliğin ve abdestin manevi taraflarından da söz edilmelidir.

AİLE | 10 Ocak 2020 Oyunların Çocuklara Faydası Nelerdir? 10 Ocak 2020

Çocuğun sevdiği şeyler ve onunla yapılan randevuler namaza bağlanmalıdır ki, namaz ve vakitleri iyice onun hayatına yerleşsin. Çocuğun kılacağı ilk farz namazda veya daha öncesinde, mesela yaş gününü namaza başlamaya bağlayarak bir kutlama yapmak çocuğun dünyasında önemli bir etki oluşturabilir. Özellikle 7-10 yaş arası çocuklar sohbet etmeyi ve dinlemeyi severler. Çocukların dünyasına ilgi duymak, onlarla sohbet etmek için fırsatlar oluşturmak bu dönemde büyük önem taşır. Onları güzel davranışlarından dolayı takdir etmek, usulünce övmek de ihmal edilmemelidir.

10 YAŞ VE SONRASI

10 yaş ve sonrası çocukların, çocuklukla gençlik arasındaki geçiş döneminde oldukları göz önünde bulundurulmalı ve kendi içinde sancılı olan dönemin çocuğa hoşgörü ve şefkat göstererek hem dine hem de dinî vecibelere yakın durması sağlanmalıdır. Bu dönemde evde cemaat ile namaz kılarken çocuğu imam yapmak, belli başlı sorumluluklar vermek ve görüşlerine saygı duymak önemli ve gereklidir.

ÖVGÜ VE TAKDİRDE ÖLÇÜLÜ OLMAK

Terbiyede ödül ve övgü araçları da usulüne uygun, ölçülü bir tarzda namaza alıştırma konusunda kullanılmalıdır. Ödülü onlar namaz kılmaya başlamadan vadetmek yerine, namazı kılmaya başlamalarından sonra vererek ödülün sadece davranışı pekiştirici bir unsur olarak algılanması sağlanmalıdır. Yine onları aşırı överek davranışlarını sırf onay almak için yapmalarına sebep olunmamalıdır.

 

[1] Tahrim suresi, 66:6.

[2] Ankebut suresi, 29:45.

[3] Bakara suresi, 2:45.

[4] Taha suresi, 20:132.

[5] Meryem suresi, 19:55.

[6] Enfal suresi, 8:3-4.

[7] Ebu Davud, Ahmed bin Hanbel.

[8] Hatice Kübra Tongar, Korkutarak Değil Sevdirerek Din Eğitimi, s. 86.