Müslümanlarla Alay Edebilme Ucuzluğu

Müslümanlarla Alay Edebilme Ucuzluğu

Şimdi kendilerine “entelektüel, yazar, politikacı, akademisyen, sosyolog ve pedagog” gibi sıfatlar verilen bir grup insan çıkmış, şu saçma sapan karikatürlerin okullarda ders olarak okutulmasının mecburi olmasını istemiş. Bunun için de bir imza kampanyası başlatmışlar.

Amaçları, güya böylelikle, farklı inanç ve görüşlere sahip insanların birbirlerine tolerans göstermeye ve farklı fikirlerin korkusuzca ifade edilebilmesine alışmalarıymış. Bu çağrılarını da altına imza atarak gazetelerde yayınladılar. Fakat, eminim ki, kendileri de bu yazdıklarına falan kesinlikle inanamıyorlar.

İstedikleri şey, daha çocuk yaşta, oynaştıkları, şakalaştıkları, dertleştikleri, bazen de atıştıkları sınıf arkadaşlarının hayretle dolu bakışları altında Müslüman öğrencilerin kendi inançlarından nefret etmesinin yolunu açmak.

Ve yine eminim ki, eğer böyle bir ders konulursa, kesinlikle konu; karşılıklı hoşgörü, saygı ve anlamak üzerine olmayacak, aksine konu, sadece ve sadece “insanların boğazlarını keserek doyuma ulaşan insan üreten bir din”in hâlâ geçerli olup olmadığına getirilecek.

Okullarda, Müslümanların inançlarını aşağılayan, daha küçücük çocuklarda dinî ve felsefi tartışmalara girerek, “Bakın! Müslümanlar bu kadar kötü!” propagandasını yapan öğretmenler hakkında yüzlerce şikâyet var iken, bu çağrının ucuz bir çağrı olduğu ortadadır.

Peki veliler bu şikâyetleri neden ilgili yerlere bildiremiyor biliyor musunuz? İşte o öğretmenlerin “sonsuz” hoşgörüsüzlükleri nedeniyle o küçücük Müslüman çocukların okul hayatlarını karartmamak için. Çünkü bir sonuç alamayacakları gibi, o öğretmen kahraman olacak. Hatta o öğrencinin kendisine saldırdığını, tehdit ettiğini bile ileri sürecek.

Ve kime inanacaklar sizce? Elbette ki, öğretmene.

Daha şimdiden başlamadılar mı? “Almanya’da okullarda Müslüman öğrenciler, öğretmenleri tehdit ediyor” diye dillendirmeye. Bunların hepsi, toplumu bu tür hadiselere hazırlamaktan ibaret. Hiç dikkat ettiniz mi? Bu, Müslüman öğrencilerinin kendilerini tehdit ettiği iddiasında bulunan öğretmenlerin çoğunluğunun, o Müslüman öğrencilerin hem dinî hayatına hem de aile hayatlarına müdahaleye kalkıştıklarını da satır aralarında itiraf ettiklerini.

Meselâ, Müslüman öğrencilerin ramazan ayında oruç tutmalarına karşı okulu ayağa kaldıran, ya da, erkek/kız arkadaşı olmayan Müslüman çocukları, aile baskısı altında olmakla suçlayıp şikâyette bulunan öğretmenleri mutlaka duymuşsunuzdur.

İşte o saçma karikatürlerin okullarda ders olarak okutulmasını isteyenler arasında bazı Müslüman isimlerin bulması ise, Müslümanlar aleyhine oluşmuş olan zehirli havaya, ilave karbon monoksit taşımaktan başka bir şey değildir.

Amaç her hâlde Müslümanlarla alay edebilmeyi okul dersi olarak yerleştirmek olsa gerek.