Müslüman’a Demokrasi Öğretmek
- Sürmanşet 2TOPLUMYAZARLAR
- 7 Mart 2021
Demokrasi ve özgürlük kelimelerinin ifade ettiği anlamları tartışacak değilim. Ama, Avrupa’nın doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine hemen hemen her hükûmet, her gazeteci, her televizyoncu, hatta her öğretmen Müslümanlara demokrasi dersi vermekten bıkmadı. Bıkacakları da yok. Tamam, bıkmasınlar da, artık, dersleri kokmaya başladı. Ne özgürlük istedikleri var, ne de demokrasi.
Bakın o özgürlükleri ile övünen Danimarka’nın hem de Sosyal Demokrat Parti’sinin Kültür ve Kilise İşleri Bakanlığı ile Göç ve Entegrasyon Bakanlığı, hiç başka işleri yokmuş gibi Müslümanların haklarını ve özgürlüklerini nasıl kısıtlayabileceklerinin programını yapıyor. Üstelik, Göç ve Entegrasyon Bakanı Afrika kökenli bir göçmenin çocuğu.
Sakın, “Sen sadece Danimarka’yı mı görüyorsun?” diye sormayın. Danimarka, demokrasinin en iyi işlediği, özgürlüklerin en ileri seviyede tutulduğu ülkelerin başında geliyor ya. Ve üstelik iktidarda, geleneksel olarak demokrasi ve özgürlük havarisi olan sosyal demokratlar var ya. İşte onun için örnek vermek istedim. Şimdi bu sosyal demokratlar bir de; tutmuş, camilerde okunacak hutbelerin, vaazların, yapılacak konuşmaların, Danca’ya tercüme edilip Bakanlığa sunulmasını şart koşmaya kalktı.
Demokrasi ve özgürlük adına. Haa, aslan sosyal demokratlarımızın hakkını yemeyelim. Bir de lütfetmişler, hutbelerin, vaazların ve sohbetlerin tercümelerini sonra da gönderebilirsiniz diye, Müslümanların özgürlük alanını sonuna kadar genişletmişler.
Böylece Müslümanları demokratik ve özgür bir şekilde eğitmeyi becereceklerini sanıyorlar.
Hani Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ağzınızı açarsanız caminizi kapatırım, imamınızı sürgüne gönderirim, aşağılık insanlar olduğunuzu kabul etmezseniz, Fransa Cumhuriyeti’nin özgürlükçü, eşitlikçi ve kardeşlik üzerine kurulu düzeni sizin düzeninizi bozar, plaja sokmam, helâl et sattırmam diye dayatıyor ya, işte böylece Müslümanlara özgürlük ve demokrasi vermek istiyor.
Şimdi de Avrupa Adalet Divanı, Almanya’dan görüş soran iki mahkemeye iki Müslüman kadının başörtüsü özgürlüğünü nasıl kısıtlayabileceği yolunda görüş sorunca, şöyle acayibu’l garaib bir cevap veriyor:
“Yaaanii. Normalde özgürlük kısıtlanamaz. Din özgürlüğü iyi bir şeydir. Ama, işte o Müslüman kadın işin içine girince, yasaklayabilirsin. Aman haa! Dikkat! Başka dinleri de işin içine katma, usulüne uydur, usturupluca hallet!”
Vallahi siz bu hâlinizle Müslümanlara demokrasi ve özgürlük öğretemezsiniz. Nokta!