Musafaha Sünnet midir?

Musafaha Sünnet midir?

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), musafaha yapılmasına önem vermiş1  ve şöyle buyurmuştur: “Birbiriyle karşılaşan iki Müslüman el sıkıştığında, daha oradan ayrılmadan günahları affedilir.”2  Dolayısıyla Müslümanların birbirleriyle musafahası güzel bir davranış; güzel bir edep kuralıdır ve de yapılmasında genelde bir sakıncası yoktur.3  Ancak musafaha yapılmasının mesnun olduğu yerler hakkında şunları da ifade etmek gerekir.

  1. İster yolculuktan döndükten sonra olsun isterse normal zamanlarda olsun insanlar birbiriyle karşılaştıklarında.
  2. Müslümanların başına devlet başkanı veya reis olarak seçilmiş birine biat sırasında. Asr-ı saadette gerek Efendimiz (a.s.) zamanında gerekse hulefa-i raşidin zamanında biatleşme böyle yapılyordu. Örneğin, Beni Saide sofasında halife seçilmiş olan Hz. Ebû Bekir (r.a.)’a Hz. Ömer (r.a.), uzat elini sana biat edeyim demiş, o da elini uzatmış ve biat etmiş; arkasından da muhacir ve ensar sahabe aynı şekilde biat etmişlerdir.

Şafiilerden El-Muhibbu’t Taberi, Ahmet b. Hanbel ve Buhârî’nin Ebû Cühayfe (r.a.)’in rivayet ettiği şu hadîs-i şerifi aktarır ve musafahanın müstehap olduğunu ifade eder. Cühayfe (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) sıcak bir havada Batha’ya çıktı. Abdest aldı, öğle ve ikindi namazlarını ikişer rekât olarak kıldı. O sırada önünden bir keçi ve keçinin peşinden bir kadın yürüyordu. Sonra insanlar ayağa kalktılar Efendimiz (a.s.)’ın ellerine sarılıyor ve yüzlerine sürüyorlardı.” Ebû Cühayfe (r.a.) diyor ki, “Ben de Peygamberimizin ellerini tuttum ve yüzüme koydum. Peygamberimiz (a.s.)’ın elleri kardan soğuk, misk kokusundan daha güzel kokuyordu.”4  Hadîs-i şerife göre, teberrük ve sevginin yayılması gibi bir sebeple insanların cemaat olarak namazlardan sonra, bilhassa ikindi ve akşam namazlarından sonra musafaha yapmaları müstehap olur.5 

Ezkar’da da şunlar ifade edilmiştir:

Her karşılaşıldığında musafaha yapmak müstehaptır. Fakat insanların sabah ve ikindi namazlarından sonra itiyat hâline getirmiş oldukları musafahanın şeriatta aslı yoktur. Fakat böyle yapılmasında da bir beis yoktur. Çünkü musafahanın aslı sünnettir. Müslümanların bazı hâllerde bu sünneti olduğu gibi muhafaza etmeleri, bazı hâllerde ifrata düşmüş olmaları, musafahanın şeriatta sünnet oluşu gerçeğini değiştirmez.6

  1.   Buhârî, Sahih, 19/295, H. No: 5792.
  2.   Ebû Dâvûd, Sünen, Edeb, 154, H. No: 4536; İbn Mace, Sünen, 11/108, H. No: 3693; Ahmet b. Hanbel, Müsned, 37/500, H. No: 17813.
  3.   İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, 9/547.
  4.   Fethu’l Bari, 6/565.
  5.   El-Fütuhatu’r Rabbaniyye, 5/397.
  6. İmam Nevevi, El-Ezkar, Shf. 262.

Benzer Haberler