Münakaşa Konusu

Münakaşa Konusu

Aşağıdaki hadisi nasıl anlamalıyım?

“Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından, şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından, huyunu güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir köşk (verilmesin)e kefilim.”[1]

TARTIŞMA VE MÜNAKAŞA GÜNAHA SOKABİLİR

Hadîs-i şerif güvenilir kaynaklardan bize ulaşmış bir Peygamber sözüdür. Dil ile ifade edilen bazı ahlaki konuların tamiri ile ilgilidir. Neticesi faydasız olan bir tartışmanın terk edilmesi bunların birincisidir. Ağız dalaşına dayanan, karşısındakini nasıl olursa olsun mat etme hedefine kilitlenen insanların, hakkı savunmaları veya hakkı kabul etmeleri oldukça zordur. İşte böyle zamanlarda Müslüman’a lazım olan şey, hak tarafında da olsa tartışmayı terk etmek ve daha uygun bir metod, zaman ve zemin kollamaya çalışmaktır. Duyguların ön plana çıktığı böyle bir lafazanlık mücadelesine girmek, çeşitli yönden insanı günaha sokabilir. Halbuki, insaflı bir Müslüman’a yakışan şey, İmam Şâfii’nin şu nasihatine uygun davranmaktır: “Kişi Hak hasmının elinde çıksa daha memnun olur. Çünkü yeni bir şeyi öğrenmiş olmakla beraber gurura da girmemiş olur.”

YALANDAN SAKINMA

Müslüman yalandan sakınmalıdır. Yalan, iman ve güzel amellere zarar verir. Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.), oruç hakkında şu ikazda bulunur: “Kim yalanı ve onunla iş yapmayı terk etmezse, Allah’ın o kimsenin yemesini ve içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.”[2] Dolayısıyla Müslüman, yalan karşısında çok titiz davranmalıdır. Espri ve şaka bile olsa yalanın yanına yaklaşmamalıdır.

Güzel ahlak Peygamberlerin huyu ve ahlakıdır. Allah (c.c.), Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın ahlakı hakkında “Muhakkak ki sen pek yüce bir ahlâk üzerindesin.”[3] buyuruyor. Güzel ahlak konusunda Resûlullah (s.a.v.)’in şu hadîs-i şeriflerini kaydetmemiz yeterli olur. “Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.”[4], “Bir mümin, güzel ahlakı sayesinde, gündüz oruç tutup gece namaz kılan kimselerin derecesine ulaşır.”[5], “En hayırlınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır.”[6] ,“İmanca müminlerin en olgunu, ahlakı en güzel olup, aile bireylerine karşı en yumuşak ve lütufkâr davranandır.”[7] Allah en iyisini bilir.

 

[1] Ebû Davûd, Edeb 7; Tirmizî, Birr 158; Nesâî, Cihad 19; İbn Mâce, Mukaddime 7.

[2] Buhârî, Sahih, Savm, 8.

[3] Kalem, 68:4.

[4] Tirmizî, Birr, 33.

[5] Ebû Dâvûd, Edeb 7; Tirmizî, Birr 62.

[6] Müslim, Fedâil, 68, II/1810.

[7] Tirmizî, İman, 6, V, 9; Dârimî, Rikâk, 74, II, 629.