Mülteciler Yasak Bir Meta Mıdır?
- TOPLUMYAZARLAR
- 2 Ekim 2020
Yunanistan’daki Moria mülteci kampının bir yangın sonrasında tamamen yanması ve 12.500 mültecinin nerede kalacağı, ilticalarının kabul edilip edilmeyeceği hâlâ bilinmiyor. Yunanistan hükûmeti mültecileri yeni bir kampa zorla yerleştirme çabasında. Bu yeni kampa gelmeyecek olan mültecilerin hiç bir müracaatına cevap verilmeyecek. Ama mülteciler, yeni bir kamp değil, ilticalarının kabulü ve normal bir hayata dönmek istiyor.
Moria yangını sonrası Avrupa Birliği’nde mültecilere yönelik iyileştirici adımlar atılması gerektiği yolundaki sesler umut ışığı olmuştu. Ama, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen her ne kadar son toplantının sonuçlarını umut verici gelişme olarak açıkladı ise de, maalesef mültecilerin yasak bir meta olarak görülmesinin önüne geçecek doğru karar alınamadı.
Yeni kararın, eskiye oranla sadece bir buçuk farkı var. Bir: Mülteciler şimdi 12 ayda geri gönderilebilecek. Buçuk: Geri gönderme işine mülteci kabul etmeyen diğer AB ülkeleri de katılacak. Ama bu mecbur olmayacak.
AB son mülteci anlaşmasına “Mecburi Dayanışma: Mandatory Solidarity” adını vermişti. Ne var ki, bu mecburiyetten, “hiç bir üye mecburi sorumluluk altına giremez” gibi mana çıktı. İtalyan gazeteleri dahi sonucu, bu anlaşmayı Almanya Başbakanı Andrea Merkel’in desteklemesi sebebiyle olacak her hâlde “Alman ahlakçılığı” olarak nitelendirmekten geri durmadı.
Toplantı öncesinde öyle bir hava verildi ki, nihayet mülteci sorunu tam olmasa da en azından Moria kampındaki mültecilerin meselesi çözüme kavuşturulacak sanıldı. Çıkan kararın sonucu: Moria kampındaki mülteciler 12 ay sonra ülkelerine gönderebilir oldu.
İşte bu son gelişme bir kaç seneden beri medyada yer alan mültecilerin yasak bir meta olduğu yolundaki yorumları haklı çıkarır oldu. Öyle ki, Ege’de, Akdeniz’de, Balkanlarda mültecilerden binlerce avro alarak denize götüren zaman zaman da denizin ortasına bırakan insan kaçakçılarına her hangi bir yaptırım uygulanmazken, mültecileri kurtaran insani yardım gemileri “insan kaçakçılığı” suçlaması ile karşı karşıya. Yani AB mültecileri yasak bir meta olarak görüyor.
Bu yüzdendir ki, giderek güvenilirliğini yitiren AB’nin mülteci meselesindeki tutarsızlığı çözümsüzlüğün kaynağı olarak görülebilir.