“Mülteci politikası utanç verici”
- GündemMANŞET
- 24 Ağustos 2020
Pandemi nedeniyle sınırlar kapandıkça, Avrupa’yı yıllarca “rahatsız eden” yasadışı göçün istikrarlı akışı da geçici olarak durmuştu. Ancak mültecilerin gelişi yeniden gündeme geldi ve pandeminin en çok etkilediği ülkelerden bazıları şimdi daha da kötüleşen bir mülteci kriziyle başa çıkmak zorunda. Mültecilerin Avrupa’ya girişteki ilk durağı olan İtalya ve Yunanistan’da mültecilerin yaşadıkları bir süredir çeşitli kaynaklar tarafından gözler önüne seriliyor ve eleştirilerin hedefi oluyor.
İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş da Yunanistan ve İtalya’da bulunan mülteci kamplarındaki insanlık dışı durum münasebetiyle bir açıklama yaptı. Altaş “Yunanistan ve İtalya’daki mülteci kamplarının durumu oldukça rahatsız edici ve utanç verici. Bu duruma alışamayız, alışmak da istemiyoruz.” dedi.
“İtalya ve Yunanistan’da bulunan mülteci kamplarından gelen görüntüler son derece rahatsız edici ve utanç verici. Kadınlar, çocuklar, yaşlı ve hasta insanlar fiilî olarak hapsedilmiş durumda. Kötü hijyenik koşullar enfeksiyona davetiye çıkarıyor. Kamplar kapasitelerini kat kat aşmış durumdayken hemen her gün yeni mülteciler kampa yerleştiriliyor.” diyen Altaş Avrupa toprakları içerinde böyle kampların var olması ve Avrupa Birliği’nin buna seyirci kalmasının akıl alır gibi olmadığını söyledi.
Avrupa’nın tamamının dâhil olduğu bir çözüm bulma uğraşlarının yıllardan beri devam ettiğini hatırlatan Altaş şunları söyledi: “Bu konuda yolun sonunun nereye varacağını kestirmek mümkün gözükmüyor. Aynı şekilde söz konusu mülteci kamplarının akıbetinin ne olacağı da belirsiz. Bu sebeple, Avrupa’daki bütün hükûmetlere, Avrupa’nın tamamının mutabık olduğu bir çözüm bulma uğraşlarını bırakıp, başkalarına da örnek olacak adımlar atma çağrısında bulunuyoruz.”
Bu duruma asla alışamayız
Mültecilerin yaşadığı trajedi karşısında bir an evvel yardım edilmesi gerektiğini belirten Altaş, “Avrupa’nın bugüne kadar sergilemiş olduğu vurdumduymaz tavır en başta kendi değerlerine aykırıdır.” dedi.
“Bu duruma asla alışamayız ve alışmak da istemiyoruz.” diyen Altaş insan haklarının ötelenemez, pazarlık konusu edilemez olduğuna dikkat çekti. Bu hakların, etnik kökeni veya dinî aidiyeti fark etmeksizin, bu kamplardaki her bir fert için de geçerli olduğunun altını çizen Altaş “Bazı AB ülkelerinin denizlerde boğulan mültecileri kurtarmak için çalışan gönüllülerin ülkeye girişlerine kasıtlı olarak engel çıkarmaları utanmazlığın zirvesini teşkil etmektedir.” şeklinde konuştu.
Altaş, kamplardaki gönüllülere ve denizde boğulmak üzere olan mültecileri kurtarmak için canla başla mücadele eden aktivistlere de teşekkür etti. IGMG’nin Protestan Kilisesi inisiyatifiyle hayata geçirilen ve bağışlarla finanse edilen acil kurtarma gemisi ‘Sea Watch 4’e desteğini hatırlattı.
Almanya’da geçen yılın Aralık ayında “Birlikte Kurtaralım” (Alm: Gemeinsam Retten e.V.) derneğinin kurmuş olduğu eylem ittifakı “United4Rescue” “Sea-Watch 4” isimli bir deniz kurtarma gemisi satın almıştı. İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) ve Hasene International e.V yardım kuruluşu da her biri bu projeye 5.000 Euro olmak üzere bağışta bulunmuştu.