Modern İnsanın Açmazı: Kalabalıklar İçinde Yalnızlık ve Sıla-i Rahim
- YAZARLAR
- 25 Mayıs 2023
Geleneksel geniş aile modelleri, iş yapış biçimleri, mekân mimarisi, bireyciliği öne çıkaran yaşam tarzı, yalnızlığı arttıran ve derinleştiren faktörler arasında sayılabilir. Günümüzde bazı gelişmiş ülkelerde toplumsal ruh sağlığı problemine dönüşen yalnızlık için ondan sorumlu bir bakanlık kurulması ve istenen sonucun alınamaması işin ciddiyetini göstermesi bakımından anlamlıdır.
Yalnızlaşmanın getirdiği olumsuz sonuçlar arasında korku, güvensizlik ve terk edilmişlik duygusundan doğan acının bulunduğunu söylemek mümkündür. Bu noktada insana rahatlama sağlayacak, pozitif duyguları yeşertecek çözümlerin başında cemaatleşme ve sıla-i rahim dediğimiz akrabalık bağlarının güçlendirilmesi gelir. Bu sebeple Kur’ân-ı Kerîm[1] ve Hz. Peygamber hadîs-i şeriflerinde akrabalık bağlarının gözetilmesi gerektiği üzerinde ısrarlı şekilde durulmuş, İslam âlimleri akrabalık bağlarını gözetmenin farz, kesmenin de haram olduğu sonucunu çıkarmışlardır.
Hz. Peygamber’in bildirdiği üzere akrabalık bağını gözetenleri Allah da gözetir, bu bağı kesenlerle Allah da ilgisini keser;[2] akrabaları ile ilişkisi bulunmayan da cennetten mahrum kalır;[3] bu bağı sıkı tutanın ise rızkı bollaşır ve ömrü uzar.[4] Dolayısıyla akraba, sıla-i rahimi ihmal etse ya da ilişkiyi kesse bile bunu gerekçe göstererek akrabalık bağlarını kesmemek gerekir.[5]
Akrabalık bağlarını devam ettirmek demek yakından uzağa doğru imkânlar ölçüsünde ziyaretleşmek, arayıp sormak, sevincini paylaşmak, kederine ortak olmak, destek vermek, yanında yer almak, ihtiyaçlarını gidermek, derdi ile dertlenmek kısaca hangi yolla olursa olsun yalnız olmadığını göstermek demektir.
Yaratılış itibariyle insanın toplum içinde yaşama, yakınlık duyacağı birileriyle ilişkide olma ihtiyacı dikkate alındığında kolektif yardımlaşma ve dayanışma ağının örülmesi de modern insanın çıkmazları arasında yer alan yalnızlaşmaya etkin çözümlerden birisidir. Bu da sıla-i rahimin bütün insanlığı kuşatan büyük fotoğraftaki görüntüsüdür.
Nitekim Nisa suresinin ilk ayetinde Âdem-Havva’nın çocukları olan tüm insanların sırf bu yakınlığından doğan bir hukuku (sıla) ifade ettiği bunun da herhangi bir ihtiyaç durumunda ayrım gözetmeksizin insani dayanışmayı[6] gerektirdiği anlatılır.
Onlar Allah’ın gözetilmesini emrettiği akrabalık ilişkilerini gözeten, Rablerinden sakınan ve kötü hesaptan korkan kimselerdir. (Ra’d suresi, 13:21)
En doğrusunu Allah bilir.
[1] bkz. Kur’ân-ı Kerîm, 2:83; 177; 4:1, 36; 8:75; 33:6; 42:23; 47:22; 60:3.
[2] Müslim, “Birr”, 16.
[3] Müslim, “Birr”, 18-19.
[4] Müslim, “Birr”, 20-21.
[5] Buhârî, “Edeb”, 15; Ebû Dâvûd, “Zekât”, 45.
[6] Bakara suresi, 2:272.