Laiklik, Özgürlük ve Eleştiriye Tahammül Silahı

Laiklik, Özgürlük ve Eleştiriye Tahammül Silahı

Daha geçen hafta Fransa’da bir okul, küçük bir öğrencinin kendisine gösterilen bir resme bakmamış olmasını laikliğe saldırı olarak değerlendirip, daha bu küçücük yaşta kendisinden nasıl nefret etmesi gerektiğini dikte etti. Böylece Fransa büyük bir laiklik yıkımından kurtulmuş oldu.

Dalga geçtiğimi falan sanmayın, maalesef buna benzer olayları münferit olaylar diye geçiştirmek de mümkün değil.

Nasıl mümkün olsun ki? Aynı ülkenin İçişleri Bakanı, bir gün bütün dünyanın gözleri önüne çıkıp, “Laik bir ülkede köşe başlarında helal gıda satmaya nasıl cesaret ediyorlar?” gibi okkalı laflarla laiklik adına alkış toplarken, “Bakın kapatacağım dedim ve 9 tane de camiyi kapattım.” cakası attığı gibi, koşer gıda servisi yapmayan bir kuryeyi, hem laiklik, hem de din özgürlüğüne müdahale adı altında cezalandırıyor, hatta Fransa’dan kovuyor.

Şimdi siz buna ne dersiniz? Laiklik koruması mı, laiklik komedisi mi?

Fransa gibi, bazen çok liberal, bazen çok sağ, bazen de çok sol idarelerde artık her şey Müslümanlar aleyhine bir silah olarak kullanılır oldu. Laiklik, özgürlük, entegrasyon, uyum, eleştiriye tahammül gibi aklınıza ne geliyorsa, modern toplumların bazı değerleri, İslam ve Müslüman düşmanlığına iyi bir mazeret ve öldürücü bir silah hâline dönüştürüldü.

Evet, Fransa’da olduğu gibi bu laikçi kanat, Müslümanların özgürlük ve haklarını, laiklik, özgürlük ve eleştiriye tahammül etmeme suçlamasıyla her gün kısıtladı. Denize girerken, yolda yürürken, okula giderken Müslümanlar artık nasıl davranacaklarını laiklere sormak zorunda kalıyor. Eti nasıl kesecekleri, içkiyi niye içmedikleri, ramazanda niye ve nasıl oruç tutacakları dahil atık her şeyiyle onların insafında.

Hükûmet politikalarını laik mahkemelerde eleştiriyor diye, bir hukukî yardım derneğini dahi özgürlük adına kapatan Fransa’nın artık tam bir laiklik zırvalamasına girdiğini söylemek o kadar da yanlış olmaz. Gün geçmiyor ki, Müslümanları bir cendere içinde nasıl sıkalım araştırması yapıyorlar. Avusturya da öyle, Almanya da, Hollanda da, Belçika da, Danimarka da.

Fransa veya Avusturya kadar olmasa da Almanya’nın da Müslümanları sıkıştırmak için, özgürlük, entegrasyon ve eleştiriye tahammül etme ayağına yatan ülkeler arasına koymak durumunda kaldık. SETA araştırma merkezine yaptıklarına bir bakın. Ne kadar da eleştiriye tahammül edebiliyorlar!