Kendin Yapmadığını Çocuktan İsteme!

Kendin Yapmadığını Çocuktan İsteme!

Uzmanlar sık sık pandemi döneminde çocuklarla ilişkiler konusunda ailelere ipuçları veren açıklamalar yapıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemen Işık da, salgının, ilköğretim öncesi ve ergenlik çağındaki çocuklar üzerindeki etkisine dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Anne babalarının tutumlarının önemine vurguda bulunan Işık “Anne-babanın kitap okumadığı ortamda ‘Sen niye bütün gün dizi izliyorsun’ diyemeyiz.” dedi.

KENDİ YAPTIKLARIMIZDAN KENDİMİZ ŞİKÂYET EDİYORUZ”

Bu dönemde ailelerin sıkça şikâyet ettikleri durumlardan biri de çocukların internet ve ekran bağımlılığı. Bu hususa da değinen Işık, “Bu yeni başlayan bir sorun değil. Çok daha öncesinden ailelere şunu öneriyorduk, biliyoruz çok kolay geliyor size. Çocuk cep telefonuyla, ekrana bakarak, internette çok iyi oyalanıyor fakat lütfen çocukları çok küçük yaşta bunlarla karşılaştırmayın. İki yaşındaki bir çocuk kendisi ekranı açıp oyun oynamaya başlamıyor. Bunu başlatan ebeveyn, bakıcı vesaire. Biz kendi yaptığımız şeylerden daha sonra kendimiz şikâyet ediyoruz.” diye konuştu.

Işık, bu noktada sınır ve kural koyabilmenin zaten baştan beri bilinmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: 

“Çocuklar küçük yaşta eğer bu renkli uyaranlarla karşılaşırsa bir süre sonra kitap okumamayı istememesi çok doğal veya anne-babanın hiç kitap okumadığı bir ortamda gence ‘Sen niye bütün gün dizi izliyorsun’ deme hakkımız yok. Çocuk model alma davranışıyla da çok fazla şey öğreniyor. Dediğim gibi Kovid-19 salgını evet olumsuz bir durum ama aileler, burada çocuğu kendine zararlı etkenlerden uzaklaştırıp olumlu şeyleri yerine koyarak olumluya çevirme şansını denemeliler.”

Çocukların ortalama 6 saat süreyle uzaktan eğitim dolayısıyla ekran karşısında kaldığına işaret eden Işık, çocuklar için sonrasında belli bir zaman kısıtlamasının olması, internet ve ekranla ilgili sınır koyulması gerektiğini aktardı.

“ERGENLERDE İNTERNETE KARŞI YOĞUN BİR İLGİ VE BAĞIMLILIK MEYDANA GELİYOR”

Salgının ergenlerdeki etkilerine de değinen Işık, ““Ergenlerde bunlara artı olarak gördüğümüz etkileri de var. Özellikle önceden dikkat eksikliği, hiperaktivite, karşıt olma-karşı gelme, öğrenme bozukluğu gibi tanıları olan çocukların daha hassas bir eğitim sürecinde olması gerekirken böyle bir durumla karşı karşıya kalmaları sebebiyle okul ve derslerden tamamen kopma problemleri yaşanabiliyor. İnternete karşı yoğun bir ilgi ve bağımlılık meydana geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Hareketsizlikten kaynaklı kilo ve uyku problemleri gördüklerini de dile getiren Işık, ergenlerde internet bağımlılığı dışında can sıkıntısını giderme veya yeni olana ilgi duyma gibi sebeplerle sigara, alkol gibi bağımlılık yapıcı maddelere eğilimlerin de ortaya çıkabildiğini kaydetti.

Sürecin kimi gençlere iyi geldiğini, “Bu yıl evdeyim ama sınavlara daha iyi hazırlanıp başarılı olacağım” düşüncesiyle hareket ettiklerini ama bu grubun sayı olarak az olduğunu anlatan Işık, çevrim içi derslerin ne kadar etkili olduğuyla ilgili hem ebeveynler hem de öğrencilerde kaygıların oluştuğunu söyledi.

Işık, gençler için internet ortamından kurulan ilişki ve arkadaşlıkların arttığına ve bunun istismar edilme gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğine işaret etti.

Salgının insanların psikolojik olarak kendilerini bütün ve rahat hissetmesini engellediğini, bunun da depresif duygu durumlarına sebebiyet verdiğini aktaran Işık, “Çocuklar bu durumu kafalarında çok farklı şekilde algılayabiliyor. Mesela kimi çocuk ‘Ben niye ders çalışıyorum ki nasılsa herkes ölecek’ ya da ‘Ben üniversite sınavına çalışacağım ama korona olursam sınava giremeyeceğim. O zaman niye çalışıyorum’ diye düşünebiliyor.” bilgisini de paylaştı.