İsviçreli ve Fransız Arama Kurtarma Ekibi, Depremzedeler İçin Kütüphane İnşa Edecek

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarına katılan İsviçreli ve Fransız gönüllülerden oluşan 15 kişilik Kentsel Arama ve Kurtarma (USAR-GIS) ekibi, deprem bölgesindeki çocuklar için 2 kütüphane inşa edecek.

USAR-GIS ekibinin şefi Philippe Zuberbuhler, “asrın felaketi” olarak da anılan Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Elbistan’da katıldıkları çalışmalar sırasında ve sonrasında yaşadıkları deneyimleri anlattı.

İsviçreli ve Fransız gönüllülerden oluşan Kentsel Arama ve Kurtarma Ekibi Şefi Zuberbuhler

12 binada kurtarma çalışmaları yürüttüler

Zuberbuhler, depremin ertesi günü saat 10.00 civarı Elbistan’a ulaştıklarını belirterek, “Deprem nedeniyle yıkıma uğramış bir şehir gördük. Şehir, yaşanan ikinci depremin ardından yıkılmıştı. İlk deprem, çok zarar verici değildi ancak ikincisi insanlar evlerine geri döndüğünde yaşandı. Binaların içinde depreme yakalanan birçok kişi hayatını kaybetti.” ifadesini kullandı.

Elbistan’da enkazda olduğu tespit edilen insanları kurtarmak için yaptıkları çalışmaları aktaran Zuberbuhler, 4 günde 12 yıkılmış binada kurtarma çalışmaları yürüttüklerini dile getirdi.

“100 saat sonra bir genci kurtardık”

Zuberbuhler, 100 saatlik çalışmanın ardından bir genci kurtardıklarını söyleyerek, şunları anlattı: “2 kişinin cansız bedenini çıkardık ve ailelerine teslim ettik. Çöken binalarda mahsur kalan 29 cansız bedenin tespit edilmesine de yardımcı olduk. Oradaki atmosfer için insanların bir şok içerisinde olduğunu söyleyebilirim. Elbistan’a ulaştığımızda oldukça fazla karmaşa vardı ancak 48 saat sonra yaşam normale döndü diyebilirim. İnsanlar enkazdakileri çıkarmamız için bize yardım etmeye karar verdi.”

Haiti ve Nepal’de yaşanan depremler sonrasında arama kurtarma çalışmalarına katıldığını kaydeden Zuberbuhler, Türkiye ile Nepal’deki durumu karşılaştırdığında insanların hemen hemen aynı tepkileri verdiğini aktardı.

“Türkiye’deki insanlar, deprem felaketini yaşadı ve toparlanıyorlar”

Zuberbuhler, Türkiye’de ilk defa depremin yaşanmadığını ve insanların depremin ne olduğunu bildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’deki insanlar, deprem felaketini yaşadı ve toparlanıyorlar. Bu nedenle Cenevre’ye döndüğümde ülkenin bir sonraki büyük depreme karşı çok daha güçlü olacağından çok emindim. İnsanlardan çok fazla yardım aldık. Enkazdaki insanların yerini nasıl bulacağımızı ve onları nasıl dışarı çıkaracağımızı biliyoruz. Ancak 7 katlı binanın enkazından insanları dışarı çıkarmak için yardımcı olacak ellere ihtiyaç var. Elbistan’daki çalışmalarımız harikaydı, pek çok insan yardım teklif etti.”

“Bize çok yardımcı oldular”

İlk 3 gün İstanbul yakınlarından bölgeye gelen itfaiye ekibiyle çalıştıklarını belirten Zuberbuhler, itfaiyecilerin çok büyük destekleri olduğunu ve özellikle tercüme konusunda kendilerine yardım ettiklerini vurguladı.

Zuberbuhler, yerel yönetimle de çalışmalar yürüttüklerinin altını çizerek, “AFAD ile de çalıştık ve bize çok yardımları oldu. AFAD ile koordine olduk, enkazdaki birini hala hayatta ya da ölü olarak bulduğumuzda bir sonraki aşama için kontrolü onlar ele alıyordu. Bu yüzden uzun süre ilgilenilmesi gereken insanları onlara devrediyorduk.” ifadesini kullandı.

Kütüphane projesi

Bu süreçte İsviçre’deki İsviçre-Türkiye Derneği ile bazı çalışmalar yürüttüklerini anlatan Zuberbuhler, Türkiye’de konteyner kent inşa eden “Sevgi Kent” isimli sivil toplum kuruluşu ile iletişime geçtiklerini söyledi.

Zuberbuhler, “Nurdağı’nda konteyner kentte çocuklar için kütüphane projesini finanse ediyoruz. İkinci projemiz de Kahramanmaraş’ta depremden sonra yapılan bir okula çocuklar için kütüphane inşa etmek.” dedi.

“Son kez ona seslenmek için gidince sesini duyduk”

USAR-GIS Şefi Zuberbuhler, Türkiye’de katıldığı arama kurtarma çalışmaları sırasında unutamadığı anısını şöyle anlattı:

“Bir gencin evinde mahsur kaldığını belirlemek için 10 saat çalıştık. ’10 saattir çalışıyoruz. Kendisinden bir mesaj yok. Hayatta olup olmadığını bile bilmiyoruz. Son kez ona seslenmek için gideceğiz. Eğer işe yaramazsa kurtarma operasyonunu durduracağız.’ dedik. Birkaç dakika sonra ona ‘Mahmut’ diye seslendiğimizde ‘Buradayım, buradayım’ sesini duyduk. Onun hala hayatta olduğunu ve onu çıkaracağımızı söylememiz büyük bir duyguydu. Onu enkazdan çıkarmamız 14 saat aldı.” (aa,c)