İsveç Başbakanı Vallahi Doğru Söylemiyor veya Ülkesinde Ne Olduğunu Bilmiyor

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson öylesine pişkin, öylesine ciddi ve öylesine kendinden emin bir ifade ile milyarlarca Müslüman’ı rencide eden, hatta tehdit eden bu davranışı ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasinin temel bir parçası, hem de yasal bir hak olarak değerlendiriyor. Yeminle söylüyorum, İsveç’te böyle bir özgürlük yok. Ve İsveç Başbakanı kendi ülkesinde ifade özgürlüğünün veya demokrasinin herkes için geçerli olmadığını bilmiyor. Yani Başbakan Ulf Kristersson bütün bunların İsveç’te yasal koruma altında olduğunu söylerken doğruyu söylemiyor. Kendisi doğruyu söylediğini zannetse bile o zaman ülkesinde neler yaşandığını bilmeyecek durumda.

Daha geçenlerde Göteborg’ta ülkenin en başarılı okullarından 200 Müslüman öğrencinin okuduğu Müslümanlara ait bir okul kapatıldı. Gerekçesi, okulda çocukların “radikalleşme ihtimalinin bulunması”. Dikkatinizi çekerim, İslam okulu ülkenin en başarılı okullarından, yani İsveç eğitim programını en iyi uygulayan okullardan birisi. Kapatılma gerekçesi sadece ve sadece “radikalleşme ihtimali”. Bu radikalleşme ihtimali ise, kaynağı bilinmeyen bir ihbara dayanıyor. Bu ihbarı kimin yaptığı bilinmiyor. Ama İsveç hükûmeti bu okulu yine de kapatıyor. Böylece İsveç’te çocukları radikalleştirme ihtimali bulunduğu gerekçesi ile Müslümanlara ait toplam 16 okul kapatılmış bulunuyor.

Bu ihbarı yapanlar o kadar da gizli değil, kendi kendilerini ele veriyorlar. Bu tipler tüm Avrupa ülkelerinde mevcut. İsimleri ile “tam ve orijinal” Müslümanlar. Ama hayatlarını, ülkede bulunan Müslüman kuruluşları ve kişileri kamuoyuna, hatta doğrudan istihbarata ülkenin güvenlik güçlerini tahrik edercesine gammazlamakla geçiriyorlar. Bunlar aynı zamanda, Müslümanlar içinden Müslümanları aşağılayan, gammazlayan, kötüleyen bu yüzden de büyük alkış ve hükûmetlerden küçük paralar koparabilen insanlar.

Ülkesinde olan bu durumu, İsveç Başbakanı Kristersson bilmiyor mu? Biliyorsa, ülkede özgürlük, demokrasi ve yasal güvence olduğuna dair doğruları söylemiyor demektir. Bilmiyorsa da vah yazık ki ne yazık.

Ha bu arada, İsveç’te işlenen tüm nefret suçlarının yüzde 55’ini Müslümanlara kaşı işlenmiş suçlar oluşturuyor. Üstelik, bu suçlar diğerleri gibi sosyal medyada işlenen suçlar değil, doğrudan saldırılarak işlenmiş suçlar. Veee Müslümanlara karşı işlenen suçlar çoğu zaman kayıt altına alınmadığı gibi, suçluların kolay kolay bulunup cezalandırılması da mümkün değil.

Bu da İsveç demokrasisi, İsveç özgürlüğü. Yani!??? Yanisi İsveç Başbakanı, Kur’an yakmanın özgürlük olduğunu iddia ederken, bu özgürlüğü Müslümanlardan sakınıyor. Özeti bu!