“İslam Karşıtı Ayrımcılık En Çok Avrupa’da Var”

Fransa’nın başkenti Paris’te Perspectives Musulmanes Hareketinin ev sahipliğinde “Avrupa 2021 İslamofobi Raporunun Bulgularının Sunumu” başlıklı bir panel düzenlendi. Panelde Avrupa kıtasındaki İslam karşıtlığı ve ayrımcılık tartışıldı ve Avrupa’nın İslam karşıtı ayrımcılığın dünyada en yaygın kıta olduğuna dikkat çekildi.

İnsan hakları aktivisti Maria De Cartena’nın moderatörlüğünde gerçekleşen panele, Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı ve CAGE UK üyesi Shezana Hafiz konuşmacı olarak katıldı.

Bayraklı, Avrupa 2021 İslamofobi Raporuna atıfta bulunarak, Fransa başta olmak üzere Avrupa’da yaşanan İslamofobiyi örneklerle anlattı.

Avrupa’daki İslamofobiye ilişkin 7 yıldır rapor yayınladıklarını söyleyen Bayraklı, 2018’den bu yana raporların kapaklarına İslamofobiyle bağlantılı siyasileri taşıdıklarını kaydetti.

Bayraklı, geçen yılki raporun kapağında İslamofobik politikaları yürürlüğe koyan bir lider olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u koyduklarını hatırlattı.

İslam Karıtı Ayrımcılık En Çok Avrupa’da

Avrupa’da Avusturya ve Fransa’da İslamofobinin kurumsallaştığına dikkat çeken Bayraklı, dünyada İslam karşıtı ayrımcılık vakalarının yine en çok bu kıtada yaşandığına vurgu yaptı.

Bayraklı, Fransa’nın muhtemelen Avrupa ülkeleri arasında topraklarındaki Müslüman toplumla en sorunlu mazisi olan devlet olabileceği değerlendirmesini yaparak, bu ülkede Müslümanları gözetlemek için 101 birim kurulduğunu, 24 binden fazla Müslüman kuruluş ve şirketin gizli bir “kara listeye” fişlendiğini aktardı.

Fransa’nın Müslümanlara ait 718 kuruluş ve şirketi kapattığını anımsatan Bayraklı, Avrupa Konseyinin başörtülü kadınları öne çıkardığı bir videosunun Fransız hükümetinin baskısı sonucu kaldırıldığını ifade etti.

Aşırı Sağ Baskın Durumda

Bayraklı, Avrupa’da görülen İslamofobiyle ilgili aşırı sağın rolü üzerinde durdu.

Terörle mücadelen etkilenen toplulukları savunmayı amaçlayan Londra merkezli insan hakları savunucusu örgüt CAGE UK üyesi Hafiz de “Devlet İslamofobisi tüm tezahürleriyle birlikte bir otoriterizm biçiminden başka bir şey değil.” diyerek, ABD’deki 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Müslümanları “tehdit” olarak gösteren söylemlerin üretildiğini ve Müslümanlara yönelik nefretin normalleştiği yorumunu yaptı.

İslamofobinin siyaset ve kanunlar vasıtasıyla kurumsallaştırıldığını kaydeden Hafiz, Avrupa’da aşırı sağ ve İslamofobik görüşlerin yükselişine vurgu yaptı.

Hafiz, Fransa’nın İslamofobik yaklaşımını komşu olduğu ülkelere taşıma konusunda cesaretlendiği değerlendirmesinde bulundu.