İslam Düşmanlığı ile Mücadelede Uzman Kurulundan Beklentiler -II-

İslam Düşmanlığı ile Mücadelede Uzman Kurulundan Beklentiler -II-

İlk beklentilerden biri, kurulun oluşmasıyla başlayan yeni sürecin Almanya’daki İslam düşmanlığı ile mücadelede gerekli adımların tespiti ve bunların uygulanışlarının kararlılıkla takip edilmesi. Çünkü İslam düşmanlığı Almanya’da yeni oluşan bir fenomen değil. Ve İslam düşmanlığının sadece aşırı sağ içinde değil, toplumun merkezi olarak adlandırılan kesimlerde de yaygınlık kazandığı biliniyordu. Sarrazin ve benzerlerinin İslam düşmanlığını körüklleyici kitapları en çok satanlar arasında yer alıyordu. 2010’lu yıllardan bugüne kadar ise özellikle Münih, Halle, Hanau katliamları, her gün yaşanan ayırımcılık vakaları, cami saldırıları, başörtülü Müslümanlara yapılan saldırılar herkes tarafından biliniyordu. Bu şiddet ve ayırımcılık tırmanışı karşısında kaybedecek zamanımızın olmadığı açıkça ortada.

Dikkate alınması gereken bir diğer önemli husus ise ilgili uzman kurulunun özellikle mağdurları da kapsayan bir perspektifin gelişmesine katkıda bulunması. Zira şimdiye kadar İslam düşmanlığı ele alındığında genelde saldırganlar, ayırımcılık yapanlar ve bunların saikleri ele alınmaktaydı. Mağdurlar üzerinden de geliştirilebilecek bir perspektif ile onların ayrımcılık ve saldırılar sonucunda yaşamış oldukları mağduriyetin boyutu, kendilerine sunulan yardımların yeterliliği, haklarının iade edilmesinin önünde duran engeller dikkate alınarak, İslam düşmanlığının doğurduğu olumsuz sonuçların ele alınması sağlanmış olacaktır.

Mağdur perspektifi her araştırmanın sabit bir boyutu olmalı: Okulda, iş yerinde, ev ararken, alışverişte İslam düşmanlığı hakkında araştırmalar yapılırken mutlaka mağduriyeti yaşayanların da bu araştırmalara dahil edilmesi gerekiyor.

Günlük hayatta İslam düşmanlığını körükleyebilecek unsurların tespit edilmesi gerekiyor. Bunun için özellikle siyasi polemikler, okul materyalleri, medya yayınları ve kamu kuruluşlarında İslam ve Müslümanlar hakkında kullanılan kavramların da dikkate alınması yer alıyor. Günlük kullanılan dil ve terimler de olumsuz algı oluşturma potansiyeline sahip.

Kurulun tavsiyeleri her ne olursa olsun, bu tavsiyelerin uygulanışını denetleyen ve gözeten yeterli donanımlı denetleme kurullarının da oluşması gerekiyor. Zira tavsiyelerin uygulanışa geçmesindeki irade tavsiyeleri güçlü kılacaktır.

Uzman Kurulu ile ilgili gelişmeler hem Almanya’da yaşayan Müslümanlar için hem de Avrupa’nın diğer ülkelerinde yaşayan Müslümanlar için önemli. Zira Kurul’un yapacağı çalışma ve sunacağı tavsiyeler özellikle onlar tarafından da dikkatle takip edilmeli ve diğer ülkelerde başlatılmasının talep edilmesi düşünülmelidir.