Hanau’da Tedirginlik Sürüyor
- ALMANYAGündemÜlkeler
- 18 Mart 2020
Hanau’da yaşayan Türkiye kökenliler, 4’ü Türk kökenli 9 kişinin yaşamını yitirdiği olayın yaşayanlar üzerindeki travmasının sürdüğünü belirtti. İlk ırkçı terör saldırısının gerçekleştiği kafenin karşısındaki restoranda çalışan Doğukan Cav, olayda yaşamını yitirenlerin yakınlarının hâlâ müşterileri olduğunu ve her gün bu olayı konuşup üzüldüklerini dile getirdi.
Bu saldırının özellikle ırkçı bir terör saldırısı olmasının kendilerini derinden etkilediğini belirten Cav, “Yıllardır burada yaşıyoruz, burada büyüdük, bu toplumun kültürlerine de birtakım bağlılıklar hissettik ve karşı tarafta da bu hissiyatın oluşacağını zannetmiştik. Ancak içlerinden bazıları hâlâ bizim üçüncü sınıf insan olduğumuzu düşünmekte ve bizi bu şekilde görmekte. Bu saldırıda da bunun aşırı bir etkisi olduğunu düşünüyorum. İnsanın içinde bu duyguların büyüyüp, ‘neden hâlâ buradasınız gidin’ demenin dışa vurmuş şekli.” ifadelerini kullandı.
“MASALLARIN ŞEHRİ, TERÖR ŞEHRİ OLDU”
Şehir sakinlerinden serbest meslek sahibi Şahin Öztürk, olayda çok değerli insanları kaybettiklerine ve içlerinde hâlâ korku bulunduğuna işaret etti. Saldırının üzerinden haftalar geçmesine rağmen üzerlerindeki korku ve tedirginliği atamadıklarını vurgulayan Öztürk, “Ailem ve 7 yaşındaki çocuğum kalkıyor, kapıları kontrol ediyor. Yani çok büyük üzüntü içindeyiz. Hele hele Hanau gibi bir yerde böyle bir şeyin olacağını hiç tahmin etmedik ama maalesef böyle bir olay oldu. Gerçekten çok üzgünüz, burada çok değerli arkadaşlarımızı kaybettik.” diye konuştu. Öztürk, dünyaca tanınmış masal yazarı Grimm kardeşlerin yaklaşık 200 yıl önce yaşadığı şehrin artık terörle anılmasından üzüntü duyduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Masallar şehri olarak bilinen burası, artık kayıtlarda ‘terör şehri’ olarak geçecek. Bundan sonra da hiçbir şeyin değişeceğini zannetmiyorum. 93 yılından beri bu olaylar devam etmektedir. Alman devletine bu konuda güvenmiyoruz, bundan sonra da tedbir alacağını zannetmiyorum ve bizim kendi tedbirimizi kendimiz almamız gerekiyor.