İnsanı “Şey”leştirme

İnsanı “Şey”leştirme

Aşırı toplum veya millet vurgusu, bireyin silikleşip toplum/millet/grup içinde kaybolmasına, kişilik aşınmasına ve giderek kişilik yitimine yol açabildiği gibi bundan daha beteri de yapılabilmektedir. Tavır alan bir varlık olarak insan, hemcinsine çarpık bakıp yanlış tavır takınarak onu “şey”leştirebilmektedir. Kendisi gibi aynı özden yaratıldığını düşündüğü insanı “sen” olarak muhatap alırken, “şey”leştirdiği insanı, âdeta kendisiyle aynı özden yaratılmış olarak görmemektedir.

Kategori Yok | 13 Şubat 2024 home 6 13 Şubat 2024

Bu yaklaşımın uzantısı olarak ona, çok aşağılayıcı tavır takınıp nesne muamelesi yapabilmektedir. Böyleleri nezdinde  “öteki”,  asla “sen” olamamakta, tamamen “şey/nesne” olarak konumlandırılmakta ve ona her tür bayağı, yok edici tavırlar takınılmaktadır. Hatta, hayvanlara bile yapılamayan kötülükler, bu şeyleştirilen insanlara rahatlıkla yapılabilmektedir. “Şey”leştirilen kişinin gerçekte gelişmiş, soylu bir özne ve özgür birey olması, ötekileştirilip çılgınca barbarlıklara maruz kılınmasına engel olamamaktadır. Çünkü, söz konusu ötekileştirme, muhatabın gelişmiş birey olup olmamasıyla alakalı değil; ona duyulan ön yargı, nefret gibi olumsuz algı biçimleriyle bağlantılıdır. Üstelik, sadece tek tek bireyler değil, bir kavim, bir toplum, bir millet de toptan böylesine vahşi ötekileştirmenin nesnesi kılınabilmektedir. Daha kötüsü, böylesine ötekileştirmeyi, devletlerin yapabiliyor olmasıdır. Bugün soylu insanlara vahşilikte dibe vurmuş kertede nesne muamelesinin devletlerin işbirliği ile gerçekleştirildiğini görmek, son derece ürkütücüdür.

Böyle bir konumda meselenin en üzücü ve kaygılandırıcı tarafı, dünyada birçoklarının bu vahşi uygulamalara hak verecek kadar soysuzlaşıp utanmadan yardımcı olması, kimilerinin üzülmeden seyirci pozisyonunda kalması, üzülenlerin ise bu vahşeti önlemek için bir şey yap(a)mamasıdır. Alabildiğine barbarca ötekileştirmelere insanlığın birlikte karşı koy(a)maması, işin giderek azgınlaşıp tüm insanlığı tehdit edecek noktaya ulaşmasına yol açabilir. Ama, insanlığın küllenen vicdanının harlanıp alevleneceğinin ve söz konusu alçak barbarlığa dur diyeceğinin emareleri de yok değil. Allah’ın rahmetinin tecellisine ümidimiz capcanlı(Zümer suresi, 39:53).

İNSAN İNSAN OLDUĞU İÇİN DEĞERLİDİR

İslam’ın insanlığa hayat veren ilkelerini içeren (Enfal suresi, 8:24) insan tasavvurunu, dünyanın yeniden anlayıp hayata geçirmesi zorunludur:  Ey Âdem’in çocukları! (A’raf suresi,7:27) insan, en güzel biçimde yaratılmış (Tîn suresi,95:4) halife varlıktır (Bakara suresi,2:30), bizatihi insan olması hasebiyle değerlidir, onurlandırılmıştır (İsrâ suresi, 17:70), saygınlığı ve dokunulmazlığı vardır, kendisine bütün evren emanet edilmiş ve onun faydalanmasına açık hale getirilmiştir (Lokman suresi, 31:20). Bu evrensel insani değerler herkes için geçerlidir (Sebe’ suresi,34:28); çifte veya çoklu standartlar asla kabul edilemez.