İngiliz Parlamentosu: Çin, Uygur Türklerine Soykırım Uyguluyor

İngiliz Parlamentosu: Çin, Uygur Türklerine Soykırım Uyguluyor

İngiliz Parlamentosu’nda Avam Kamarasındaki oturumun ardından milletvekilleri, “Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kitlesel insan hakları ihlalleri ve insanlığa karşı suçları” kınayan bir karar aldı. Kararda, Çin’in yaptıkları soykırım olarak tanınırken, hükûmete, Uygur Türklerini hedef alan eylemlerin durdurulması için harekete geçme ve Pekin’e yönelik baskıyı artırma çağrısı yapıldı. İktidardaki Muhafazakar Parti’den Nusrat Ghani tarafından sunulan önergenin bağlayıcılığı bulunmuyor. Çin’e karşı adım atma konusunda hükûmet, kendi kararlarını almaya devam edebilecek.

“Sincan bölgesindeki ihlallerin büyüklüğünü kimse inkar edemez”

Karara ilişkin değerlendirmede bulunan Milletvekili Yasmin Qureshi, “Bugünkü oylama, bir dönüm noktası olmalı. Sincan bölgesindeki ihlallerin büyüklüğünü kimse inkar edemez.” dedi. İngiltere’nin Asya’dan Sorumlu Devlet Bakanı Nigel Adams, parlamentoda yaptığı konuşmada, hükümetin, Sincan’daki insan hakları ihlallerini soykırım olarak tanıyacak herhangi bir kararın “yetkili” mahkemelerce alınması gerektiği yönündeki tutumunu yineledi.

“Soykırımla mücadele yolumuz, Çin tarafından kontrol edilemez”

Önergenin sahibi Ghani ise şunları kaydetti: “Soykırım terimini asla kötüye kullanmamalıyız ancak gerçekleştirildiğinde ise kullanmaktan kaçınmamalıyız. Hükümetler, soykırım kararının yalnızca yetkili mahkemelerce verilebileceğinde ısrar ediyor. Ancak mahkemeye giden her yol, Çin tarafından kapatıldı. Hükümetimizin elleri kelepçeli, Birleşmiş Milletler tarafından felç edildi. Kontrolü geri almalıyız. Soykırımla mücadele yolumuz, Çin tarafından kontrol edilemez.” İngiltere’de hükümet, Çin’in Uygur Türklerine karşı “endüstriyel ölçekte” insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğini belirtse de yaşananları soykırım olarak tanımaktan kaçınıyor. İngiliz hükümeti, daha önce bazı Çinli yetkililere yaptırım uygulayıp, Uygur Türklerinin zorla çalıştırılmasıyla elde edilen ürünlerin ticaretini durdurmuştu. İngiltere’den önce ABD Dışişleri Bakanlığı, Belçika, Kanada ve Hollanda Parlamentoları da Çin’in Uygur Türklerine yönelik uygulamalarını soykırım olarak tanımıştı.

MCB: “Karardan Memnuniyet Duyuyoruz”

“Stop Uyghur Genocide” kampanyasına destek veren Muslim Council of Britain (MCB-Britanya Müslüman Konseyi) parlamentonun soykırımı tanıyan kararının ardından bir açıklama yaptı. Açıklamada “Avam Kamarası üyelerinin, seçmenlerinin çağrılarına kulak verdiklerini ve Çin’in Uygurlara ve Doğu Türkistan’daki diğer Türk Müslümanlara yönelik muamelesini bir soykırım olarak kabul ettiklerini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Çin devletinin eylemlerinin bir soykırıma dönüştüğünü kabul etmesiyle, Birleşik Krallık hükûmetinin 1948 Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi ve Uygur halkına karşı işlenen korkunç insan hakları ihlallerine karşı daha sağlam tedbirler almaya teşvik edilmesi umulmaktadır.” denildi.

MCB, Çin Devleti’nden hesap sorulabilmesi ve bu soykırıma son verilmesi için; hükümeti bu oylamanın yarattığı ivmeyi geliştirme, ilgili siyasi kanalları kullanma, uygun ekonomik yaptırımları uygulama ve uluslararası hukuka göre mevcut çözümleri takip etme çağrısında bulundu.

Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki uygulamaları

Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyunca eleştiriliyor. Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor. Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor. BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor. (AA,C)