İlk Ailenin Üyelerinin Konumları

İlk Ailenin Üyelerinin Konumları

“Ve biz dedik: Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın, oradaki nimetlerden istediğiniz gibi bol bol yiyin. Fakat bu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” (Bakara suresi, 2:35)  Görüldüğü  üzere burada tek eşli bir aile var. Eşlerin her birine ayrı ayrı ve birlikte eşit olarak hitap ediliyor. Hem nimetlerden yararlanma konusunda hem de yükümlülükte her ikisi de aynı şekilde muhatap alınıyor.

İlgili ayetlere göre şeytan, “ikisine vesvese verdi ve ‘Rabbiniz size ağacı ancak melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.’ dedi. ‘Şüphesiz ben siz ikinize öğüt verenlerdenim.’ diye de ikisine yemin edip her ikisini kandırarak yasağa yöneltti.” (A’râf suresi,7:20-22)  “Her ikisinin ayağını kaydırıp içinde bulundukları konumdan ikisini çıkardı.”(Bakara suresi, 2:36)

AİLE | 17 Ocak 2024 Anne Baba Örnek Modeli 17 Ocak 2024

Birlikte yükümlülüklerine aykırı davranmalarının sonrasında Allah o ikisine şöyle sesleniyor: “Ben siz ikinize bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan siz ikinize apaçık düşmandır, demedim mi?” Bireysel olarak ayrı ayrı ve aile olarak birlikte sorumluluklarını üstlenip ikisi pişmanlık duyduklarını, tövbelerini dile getiriyor, Allah’tan bağışlanma diliyorlar: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”(A’râf suresi,7:22-23) Her ikisi birlikte cennetten çıkarılıyor, dünyada hayatlarını sürdürmeleri isteniyor (Bakara suresi,2:36-7). Sonuçta, bağışlanıyorlar ve insan olarak ait oldukları varlık mertebesine döndürülüyorlar. Birlikte çözüm için çabalıyorlar ve böylece çocuklarına da geçeceği iddia edilen asli günah diye bir şey kalmıyor.

Görülüyor ki, Hz. Havva’nın Hz. Âdem’i iğfal edip aldatması şeklindeki israilî rivayetlere ve bunlara dayalı kadın algılarına Kur’an’dan destek bulmak mümkün değildir. Yanlış kadın algıları, zamanla kadının insanlığını sorgulatacak kertede olumsuz bakış açılarına yol açmış ve bu bakış açıları hayatın her alanında kadınla ilgili asılsız kararların verilmesine neden olabilmiştir. Kadının eğitiminden evlenmesine, annelikten eşliğe, evlatlıktan kardeşliğe kadar her alanda onunla ilgili olumsuz tutumlar takınılabilmiştir. Üstelik bu olumsuz tutumlar, İslam’ın temel ilkeleriyle ve ahlaki değerleriyle çelişecek niteliktedir. Dinin mesajını kültürün etkileyip dönüştürmesiyle oluşan yanlış kadın algıları, aile hayatına da yansımış, İslami değerlerin aileye hakim kılınmasını önleyebilmiştir. Sakat kadın algısıyla, İslami değerlere uygun aile hayatı oluşturulamaz.