IGMG Genel Sekreteri Ali Mete: Eğitimde Fırsat Eşitsizliğinin Önüne Geçilmeli
- ALMANYAMANŞETTOPLUM
- 14 Mayıs 2024
Almanya’da IFO’nun yaptığı araştırmaya göre, eğitimdeki başarı büyük oranda ebeveynlerin durumuna doğrudan bağlı. Ülkedeki eğitim başarısının büyük ölçüde ebeveynlerin evlerine ve gelirlerine bağlı olması kabul edilemez bir durum olduğunu söyleyen İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, “Bu sorun onlarca yıldır bilinmesine rağmen, buna karşı herhangi bir önlem alınmamasını anlamak mümkün değildir. Eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin boyutu artık had safhadadır. Hâlbuki, araştırmayı gerçekleştiren uzmanlara göre, dezavantajlı geçmişe sahip çocukların siyasi tedbirlerle özel olarak desteklenmesi mümkündür” ifadelerini kullandı.
“Yabancı kökenli ailelerin çocukları eğitimde dezavantajlı durumda”
Yabancı kökenli ailelerin çocuklarının bu sistematik dezavantajdan özellikle etkilendikleri belirten Genel Sekreter Mete, “Bu çocukların ebeveynleri genellikle niteliklerinden aşağı düzeylerde çalışmak zorunda kalmakta, bu da aile bütçesini olumsuz etkilemektedir. Araştırma, bunun da çocukların eğitim başarısında önemli bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır” diye belirtti.
Ali Mete sözlerine şöyle devam etti: “İslam Toplumu Millî Görüş olarak, yaşlılıkta yoksulluğa düşmemek için canla başla mücadele eden göçmen kökenli aile sayısındaki artışı büyük bir endişeyle gözlemlemekteyiz. Bu ailelerin birçoğu hayatları boyunca çalışmış ve emeklilik fonuna ödeme yapmış, ancak genellikle düşük ücretli sektörlerde istihdam edildikleri için yeterince kazanamamışlardır. Ayrıca zorunlu işten çıkarmalarda genellikle ilk işten çıkarılanlar olmuş ve yeni bir iş ararken genellikle başvuruları sonuçsuz kalmıştır” dedi.
“Kısır döngü kırılmalı”
Almanya’da çocukları erken yaşta ebeveynlerinin eğitim ve ekonomik başarılarına göre seçen bir okul sistemi olduğunu için yabancı kökenli insanların çocuklarının da aynı akıbeti paylaşacaklarını söyleyen Ali Mete, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kısır döngü derhâl kırılmalıdır. Zor durumdaki ebeveynlere, çocuklara ve okullara yönelik sonuç odaklı destekler sunmak veya Alman eğitim sistemine yabancı olan kişiler için sürdürülebilir dil desteği ve mentörlük programları sağlamak bu bağlamda fayda sağlayacaktır. Araştırmayı gerçekleştiren uzmanların okul türü seçiminin beşinci sınıftan yedinci sınıfa ertelenmesini önermesi de ilginçtir.”