Hz. Muhammed Ümmetinin Misyonu

Kur’an Hz. Muhammed ümmetine iyiliği hâkim kılma ve kötülüğü engelleme yükümlülüğü verir. Bunun için de içlerinden bir ekibin bu görevi kurumsal olarak ifa etmelerini ister.

“Böylece sizi, orta yolu tutan bir ümmet olarak tanımladık. Allah’ın Resûlünü model alarak bu yolda insanlığa model bir toplum olmalısınız…” (Bakara suresi, 2:143).

Kur’ân-ı Kerîm, diğer toplumlara karşı Hz. Muhammed ümmetine iki görev yükler: Birincisi, insanlar içinden çıkarılmış en hayırlı ümmet olarak iyiliği hâkim kılmak ve kötülüğü engellemekle yükümlüdürler (3/110) ve bunun için içlerinden bir ekip çıkararak bu görevi kurumsal olarak ifa etmelidirler (3/104).

Hz. Peygamber’in (s.a.v.): “Bütün insanlar Allah’ın ailesidir. Allah katında en sevimli olanlar insanlara en güzel davranandır/ en faydalı olandır.” (Bezzâr, el-Müsned, nr. 6947) hadisi, insanlığı bir bütün olarak görüp küresel sorunlarda dayanışma (2/272), hayırda yarışma (2/148; 5/48) ve iyilikte yardımlaşma (5/2) konusunda bir görev vermektedir.

İslam toplumlarında her bir fert gücü oranında kötülüğü önlemekle yükümlüdür: “Bir kötülüğü gören onu eli ile düzeltebiliyorsa bunu yapmalı, değilse diliyle ikaz etmeli buna da gücü yetmiyorsa ona razı olmadığının hissiyatını taşımalı ve nasıl düzeltebileceği konusunda dertlenmelidir. Bu, imanın en alt derecesidir.” (Buhârî, “Îmân”, 78). Hz.Muhammed ümmetine yüklenen ikinci görev ise Hz. Peygamberi model alarak Allah-insan, din-dünya, dünya-ahiret, insan-insan, kadın-erkek, ilim-din… arasında dengeyi kurmuş bir toplum (vasat ümmet) olarak diğer ümmetlere model olmaktır (2/143). Kur’ân-ı Kerîm bu görevlerin ancak Allah’a kulluk bilinci ile gerçekleşebileceğini de ifade eder (21/92).

Bugün şu sorulara cevap aramamız gerekir: İnsanlığa model olmak bir yana Resûl-i Ekrem’in birbirlerinin derdine ortak olma duyarlılığına sahip olmaları sebebiyle bir binayı oluşturan parçalara ya da bir vücudun organlarına benzettiği Muhammed ümmetinin kendine hayrı var mıdır? Ahiret yurduna gittiklerinde Allah’ın huzuruna nasıl çıkacaklar? Peygamberinin yüzüne nasıl bakabileceklerdir? Bunu dert edinme zamanı gelmedi mi?

En doğrusunu Allah bilir.