Hessen’deki İslam Din Dersleri Hakkında Verilen Karar Memnuniyetle Karşılandı

Hessen’deki İslam Din Dersleri Hakkında Verilen Karar Memnuniyetle Karşılandı

Federal Anayasa Mahkemesi, 2012 yılında başlayan süreçte DİTİB’in “İslam din dersi” vermesini geçen yıl askıya alan Hessen İdare Mahkemesi ve Wiesbaden İdare Mahkemesi’nin kararlarını anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozarak davanın tekrar görülmesi için dosyayı Wiesbaden İdare Mahkemesine geri gönderdi.

Federal Anayasa Mahkemesi, 19 Ocak 2021 tarihinde vermiş olduğu kararda (1 BvR 2671/20) , Wiesbaden ve Hessen Anayasa Mahkemelerinin İslam din dersini “makul sınırların ötesinde” kısıtladığına ve yeniden bir karara varılması gerektiğine hükmetmişti.

DİTİB Yerel düzeyde hukuk mücadelesine başlayacak


DİTİB Hessen Eyalet Birliği Başkanı Salih Özkan,  Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın kendilerini sevindirdiğini ve yerel düzeyde tekrar hukuk mücadelesine başlayacaklarını söyledi. Özkan, Anayasaya göre din derslerinin dinî cemaatlere göre yapılması gerektiğini hatırlattı.

Özkan, şunları kaydetti: “2012 yılında başlayan ve 2020’de yerel mahkemenin askıya almasıyla devam eden süreçte İslam din dersi verme hakkımızı, hukuk mücadelemizi en üst mahkeme olan Anayasa Mahkemesine taşıdık.  Mahkemenin kararı DİTİB Hessen lehine oldu ve mahkeme bu konuda hak ihlaline uğradığımız sonucuna vardı. Dosyayı tekrar görülmesi için yerel mahkemeye geri gönderdi. Bu durumda hukuk mücadelesine tekrar başlayacağız ama Anayasa Mahkemesinin bu kararı çok önemli. DİTİB Hessen olarak talebimiz İslam din derslerinin askıya alınmaması ve bu derslerin olması gerektiği gibi bizim tarafımızdan verilmesi. Şu an bu dersler eyalet hükûmetinin eğitim bakanlığı tarafından veriliyor ve ‘İslam dersi’ diye isimlendiriliyor. 2017 yılında 12-13 okulda aynı öğretmenlerle pilot proje olarak başladı. Dinî cemaatler işin içinde olmadan kendi müfredatlarını hazırladılar ve biz bunun durdurulmasını talep ettik. Umarım sonuç da bizim istediğimiz gibi olur.”

“Hakkaniyetle hüküm veren merciler de var“

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş da kararı “Müslümanların hukuk devletine olan inançları maalesef günlük siyasi tartışmalardan etkilenen yargıçlar tarafından bir kez daha sınanmıştır. Çok şükür ki yasalara göre hakkaniyetle hüküm veren merciler de var.” şeklinde değerlendirdi.

Altaş, Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararının, Hessen’de daha önce verilmiş olan yanlış kararın telafisine yönelik umutları tekrar canlandırdığına işaret etti. Altaş şöyle konuştu: “Eyaletteki CDU/Yeşiller koalisyon hükûmetinin İslam din dersini İslami cemaatler olmaksızın, âdeta tek başına devlet kontrolü altına alan siyasi kararı birçok açıdan yanlışlar barındırmaktaydı. Eyalet hükûmeti bu tutumuyla Müslüman öğrencilerin okullarda düzenli İslam din dersi almaya yönelik yasal haklarını ellerinden almakla kalmamış, aynı zamanda anayasa hukuku bağlamında tartışmalı da bir adım atmıştı. Nitekim devlet inanç odaklı din dersini kendisi veremez. Bu oldukça açıktır.”

Altaş, Hessen’deki yargıçların bu ikinci şansı doğru değerlendirmelerini, popülist tartışmalara değil hukuk ve yasalara göre karar vermelerini beklediklerini vurguladı.

Örnek Olabilecek Bir Uygulama idi

Islamrat (Almanya İslam Konseyi) Hessen Başkanı İbrahim Gülsever ise, Hessen’deki İslam din derslerinin Almanya’nın diğer eyaletleri için örnek oluşturabilecek bir uygulama olduğunun altını çizdi. Gülsever,  “Öğrenciler birinci sınıftan altıncı sınıfa  kadar bu dersleri görüyordu. Derslerin askıya alınması kararı Müslüman öğrencileri, velileri ve dersleri veren eğitmenleri üzdü. İslam din derslerinin Müslümanların sorumluluğunda olması elzemdir.” dedi. Gülsever mahkemenin doğru istikamette ilerlemesini umut ettiklerini de belirtti.

İslam Din Dersi Askıya Alınmıştı

Hessen’de 2013/14 öğretim yılından bu yana DİTİB iş birliğinde okullarda İslam din dersi veriliyordu. Nisan 2020’de ilgili bakanlık tarafından bu derslerin yeni öğretim yılından itibaren askıya aldığını duyurulmuştu. Gerekçe olarak ise, DİTİB’in Türkiye hükûmetinden bağımsız bir kurum olduğu noktasındaki soru işaretleri nedeniyle bu konuda iş birliği için uygun bir ortak olup olmadığı hususundaki şüpheler dile getirilmişti. (C)