Hessen Eyaleti’nde İslam Din Dersi Tartışmalarından Ders Almak
- YAZARLAR
- 31 Mayıs 2020
Geçtiğimiz haftalarda Hessen’deki okullarda verilen İslam Din Dersi (İDD) için Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Hessen Eyalet Birliği ile olan kooperasyonu sonlandırdığını duyurdu. Eyalet Eğitim Bakanı Alexander Lorz yaptığı açıklamada DİTİB’in Türkiye’den yeterli bağımsızlığının olmadığını, bu konuda DİTİB tarafından atılan adımların beklentilerin arkasında kaldığını ifade etti.
Peki bu karar ne anlama geliyor ve Hessen’de 56 ilkokul ve 12 ortaokulda sunulan İDD öğrencilerine nasıl bir yansıması olacak? Bunun için önce temel prensipleri hatırlatmak gerekir: Okullardaki derslerin ve bu dersleri verecek öğretmenlerin eğitim içeriklerinden ise ilgili cemaatler sorumludur. Devlet ise din dersi veremez, zira devletin bir dinî aidiyeti yoktur, nötrdür, herhangi bir cemaati önceleyemez, bütün inananların cemaatlerine eşit derecede yaklaşmalıdır. Devlet içerik konusunda sadece verilen derslerin anayasaya aykırı olup olmadığına bakabilir.
Eyaletin DİTİB ile işbirliğinin bitirmesiyle 68 okulda 3135 Müslüman öğrenciye verilen İDD’nin içeriği bundan sonra Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat ilkelerine bağlı herhangi bir dini cemaatin denetimi ve güvencesi olmadan verilmeye devam edecektir. Bu durum anayasanın bariz bir ihlalidir.
Ayrı bir sorun ise 2012 yılında Hessen Eyaleti ile DİTİB Hessen arasındaki kooperasyonun diğer cemaatlerin dışarda bırakılması üzerine kurulu olduğu ayrıca hatırlanmalıdır. Hessen’de İDD’nin sadece bitişi değil, ilk kuruluşu da değerlendirmeye alındığında bu çalışmanın bu güne kadar yürütüldüğü zeminin ne kadar kırılgan olduğunu da göstermektedir. Aslına bakıldığında 2012 yılında İDD çalışmasına start verilirken, diğer tarafta bu çalışmanın bitiş düğmesine de basılmış oldu.
Varılan sonuçtan kimse memnun değil. Eyalet vermiş olduğu kararın her fırsatta anayasa ile uyumlu olduğunu vurgulamakla aslında kendi şüphesini her seferinde ifade etmiş oluyor. DİTİB Hessen 2012’deki dışlayıcı tutumundan pişman, cemaatlerin tamamı İDD’nin dinî otorite boşluğunda Müslüman öğrencilere veriliyor olmasından rahatsız, aileler ise tedirgin.
Herkesin rahatsız olduğu bir durumdan ise ancak yine herkesin katkısı ile çıkılabilir. Bunun için eyalet hükümeti 2012 yılındaki dışlayıcı tavrının bir hata olduğunu kabul etmeli, cemaatler sorumlulukları gereği üzerlerine düşeni yapmalı ve bunu yaparken özellikle velileri de gelişmelerden haberdar etmeli, onları istişarelerine daha yoğun bir şekilde dahil etmelidirler.