“Her Nöbet Epilepsi Değildir”

Türk Nöroloji Derneği’nin açıklamalarına göre, Dünyada 65 milyon epilepsi hastası olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakama her yıl yaklaşık 2,4 milyon yeni epilepsi hastası eklenmektedir.

Epilepsi beyin hastalığıdır. Sara nöbeti beyindeki elektriğin kontrolden çıkarak aşırı boşalması, patlaması ve buna bağlı olarak insan beyninin kontrolsüz çalışması ile gerçekleşir. Epilepsinin çeşitli belirtileri olur: Ellerin ve ayakların atması, ani görme bozuklukları, pis koku duyma, mide bulantısı ve konsantrasyon bozukluğu şeklinde gösterebilir. Aşırı terleme ve kalp ritim bozukluğu da nadir karşılaşılan belirtilerdendir. Sara hastalığı kendisini korku bozukluğu, aniden sevinme ve halüsinasyon olarak da gösterebilir. Ama halüsinasyon görme psikoz belirtisi de olabilir.

Epilepsi önlenebilir mi?

Genetik olarak geçmiş olan epilepsiye karşı önlem alınamaz. Yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan epilepsinin sebepleri felç, menenjit ve beyin kanamasıdır ve bunlar önlenemez. Kişi felçli ise, felcin getirdiği sonuç olarak beyin hasar görür ve bu hasar sebebiyle epilepsinin oluşması yüksektir. Beyinde gelişen her türlü değişiklik yani menenjit, kan dolaşımı, tümör veya beyin kanaması epilepsiye yol açabilir.

Epilepsi genetik midir?

Kişi, sara hastalığını genetik olarak almışsa, hastalığın diğer kuşağa geçme ihtimali yüksektir. Ailede ilk epilepsi hastası olma ihtimâli de vardır, buna “spontan mutasyon” diyoruz. Yaşın ilerlemesiyle sonradan çıkan epilepsi, aileden diğer kuşağa geçmez.

Kişinin epilepsi olduğunu hangi testlerle anlayabiliriz?

Sara hastalığının tanısı için ilk olarak hastanın ön geçmişini öğrenmek gerekir. Hastanın bayılma sıkıntısı var mı diye bakılmalıdır. Genellikle bayılan kişi kendinden geçtiği için, etrafındaki kişilerin ne gördüğü önemlidir. Sara nöbetini geçirmiş olan hasta, nöbeti ve bayılma anını hatırlamaz ve anlatamaz. Teşhisin konulabilmesi için elektroansefalografi (EEG) kullanılır. Beynimiz çok düşük şiddette sürekli elektrik akımı üretir ve dalgaları düzenli bir şekilde yayar. Elektroansefalografi ise, bu dalgaları bilgisayar ortamında kaydedilmesi işlemidir. Tanının konulabilmesi için Manyetik Rezonans Tomografisi (MRT), gençlerde gen testi veya beyin omurilik sıvısından numune alıyoruz. Beyin ve omurilik zarları bir enfeksiyona tutulursa, beyin-omurilik sıvısından numune alınıp incelenerek durum tespit edilebiliyor. Sara nöbetinde normal bayılmadan farklı olarak hasta dilini ısırır, küçük tuvaletini kaçırabilir, bayılmasında titreme olur.

Tüm beyinde elektrik olarak boşalma sürecini geçirdiği için sara nöbeti sonrası hasta şaşkınlık geçirir. Nöroloğun hastanın bayılma sebebi olarak kan dolaşımı mı yoksa psikolojik olarak bir bayılma mı geçirdi bunu bilmesi gerekiyor. Sara nöbeti esnasında klasik olarak hasta kişi ritmik olarak titrer, uyandığında yavaş uyanır ve şaşkınlık yaşar. Nadir görülen epilepsi de kişi konuşmalara bile reaksiyon gösteremez, buna büyük nöbet diyoruz. Küçük sara nöbeti geçiren kişi kendinden tamamen geçmez. Nöbet esnasında gözünün önünde siyah nokta görebilir veya olmayan farklı bir şey görebilir hatta bu psikoz zannedilebilir bu sebeple nörologlar için teşhis bazen zor olabiliyor.

Tedavileri nelerdir?

Bu rahatsızlığın ilaç tedavisi var, onun haricinde epilepsinin nerden kaynaklandığını biliyorsak eğer, Manyetik Rezonans Tomografi devreye girer. Eğer MRT’de beyninde yara izi görülüyorsa beyin cerrahı mikro cerrahi yöntemiyle o izi yok eder ve tedavi sağlanmış olur. Mikro cerrahi, çok ufak yapılar üzerinde, mikroskopla ve özel aletlerle yapılan ameliyata denir. Beyin ameliyatı diğer ameliyatlara nazaran daha zordur.

Her epilepside yara izinin nerde olduğu bilinmediği için her zaman bu cerrahi tedaviyi uygulanamaz. Hatta bu beyin ameliyatı belirli özel hasta hanelerde yapılır ve beyinde oluşmuş olan o yara izinin epilepsiyi tetiklemiş olduğuna emin olunması gerekir. Genellikle epilepsi hastalığını ilaçlarla tedavi edilir.

Epilepsi hastasının nelere dikkat etmesi gerekir? Bu hastaların uzak durması gereken aktiviteler nelerdir?

Epilepsi hastasının merdivene, çatıya veya genel olarak yüksek bir yere çıkması risklidir. Banyo yaparken kapıyı kilitlememesi gerekir. Havuza gittiğinde yalnız havuza gitmemesi önem arz ediyor. Epilepsi hastası dağa tırmanmaktan ve paraşüt kullanmaktan uzak durmalıdır.

“Bazı epilepsi türlerinde ışığa karşı hassasiyet vardır.”

Bunlara foto sensitivite ve refleks epilepsiler diyoruz. O hastalara ışıkların yoğun olduğu yerlerde bulunmaması tavsiye ediliyor. Epilepsi hastası havuzda yüzerken veya merdivene çıkmasının sonucunda sara nöbeti geçirecek olursa, yanında birinin olması çok önemlidir yardım edilebilmesi açısından. Yani yukarıya çıktığında kendisini kontrol edememe durumunda düşme olasılığı olduğu için yapılmaması tavsiye edilir.

* Hakan Ösün evli ve iki çocuk babasıdır. Köln Üniversitesi’nden mezun olmuştur.  Köln’de bulunan Heilig- Geist Krankenhaus’ta uzmanlık eğitimini almıştır. Ardından Alexianer Krankenhaus’ta psikiyatri bölümünde çalışmıştır. 2018 yılından beri Köln’de nöroloji alanında kendi muayenehanesinde uzman hekim olarak görevini yürütmektedir.

Benzer Haberler