Hayat, Davranışlarımızın Aynasıdır
- YAZARLAR
- 10 Aralık 2020
Küçük Tarık ve babası ormanda yürüyüş yapıyorlardı. Birden Tarık takılıp düştü ve canı yandığından “Ahhhhh” diye bağırdı. İlerideki bir dağdan “Ahhhhh” diye bir ses duydu ve şaşırdı. Merak edip, “Sen kimsin?” diye bağırdı. Al¬dığı cevap “Sen kimsin?” oldu. Cevaba kızıp “Sen bir korkaksın” diye tekrar bağırınca dağdan gelen ses “Sen bir korkaksın” şeklinde oldu.
Tarık babasına dönüp “Baba ne oluyor böyle?” diye sorunca, babası “Oğlum, dinle ve öğren!” dedi ve dağa dönüp “Sana hayranım” diye bağırdı. Gelen cevap “Sana hayranım!” oldu. Baba tekrar, “Sen muhteşemsin!” diye haykırınca gelen cevap da aynıydı: “Sen muhteşemsin!” Tarık çok şaşırmıştı, ama ne olduğunu anlayamamıştı.
Babası devam etti: “İnsanlar buna ‘yankı’ derler; ama aslında bu ‘hayat’tır evlat. Hayat, yaptığımız davranışların aynasıdır. Hayat daima sana, senin diğer insanlara verdiklerini geri verir. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sevmelisin! Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli olmalısın! Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duymalısın.”
Bunu okuyunca, Kur’an’da tekrarlanan şu mesajları hatırladım: “Sadece yapıp ettiklerinizin karşılığını görürsünüz.” (Saffât suresi,37:39) “Her kişinin yaptığı iyilikler kendi yararına, kötülükler de kendi zararınadır.” (Bakara suresi, 2:286) İnsanların başına gelenler, kendi yaptıklarının ürünüdür (Âl-i İmran suresi, 3: 182, Nisa suresi, 4: 62, Şûra suresi, 42:30) Ve atasözlerimiz: “Ne doğrarsan çanağına, o gelir kaşığına.” “Ne ekersen onu biçersin.” İyiliğe karşı iyilik, kötülüğe karşı da kötülük görülür.
Yapıp ettiklerimizin hayatımızı oluşturduğunu, öncelikle aile hayatımız açısından değerlendirmeliyiz. Bize dönen olumlu veya olumsuz karşılıkların, gerçekte asıl özneleri olduğumuzu unutmayalım. Sözgelimi, çocuklarımızın olumsuz davranışları bizi üzer ve genelde onları suçlarız. Oysa, o davranışların oluşmasında öncelikle bizim etkilerimiz söz konusudur. Sözlerimizle, tutum ve davranışlarımızla onları etkileyerek öyle davranmalarına sebep olduğumuzu pek düşünmeyiz. Aynı şekilde, eşimizden gördüğümüz olumsuz davranış karşısında da öncelikle, “Bunun oluşmasında benim katkım nedir?” diye sormak aklımızdan geçmez. Onları suçlamakla yetiniriz. Kendi yapıp ettiklerimizi eleştirel yaklaşımla sorgulamadığımızdan, kendimizideğiştirerek geliştiremeyiz. Böylece, olumsuzlukları önlemek şöyle dursun, onların yinelenmesinin önünü açarız. Sorgulamaya kendimizden başlarsak daha rahat çözümler üretebiliriz. İşin özü: İslam’ı iyi kavrayarak olabileceğimiz kadar insanlaşmaya” çalışmak.