Hafız Bir Hattat: Kayışzâde Osman Nuri

Hafız Bir Hattat: Kayışzâde Osman Nuri

Kayışzâde Hafız Hafız Osman Nuri Burdur’da doğmuş, bu sebeple “Burdurî” nisbesiyle de tanınmıştır. İlk öğrenimi ile birlikte Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzetmiş ve İstanbul’a giderek dinî ilimlerinin yanında hat sanatını tahsil etmiştir. Hattatlığının haricinde sıbyân mektebi hocalığı ve Müşîr Hüsnü Paşa konağında ramazan imamlığı görevinde bulunmuştur. Zaman zaman memleketi olan Burdur’a gidip orada kalmış̧ olsa da genellikle İstanbul’da Zeyrek Camii İmamı Râşid Efendi’nin evinde ikamet etmiştir.

Hocaları

Osman Nuri Efendi, Kadıasker Mustafa İzzet Efendi’nin yetiştirdiği talebelerden olup Osmanlılar döneminin en güçlü altın kalemlerindendir. Kendisinden sülüs ve nesih yazılarını öğrenerek icazet almıştır ancak hangi yılda icazet aldığı meçhuldür.

Hocasının vefatından sonra onun seçkin talebesi olan Muhsinzâde Abdullah Bey’in derslerine devam etmiş ve üstün başarı göstermiştir. Daha ziyade yazdığı Mushaflarla bilinen Osman Nuri Efendi, Mustafa İzzet ekolünün önde gelen hattatları arasındadır.

Kayışzâde Hafız Osman Nuri Efendi nesih hattında, birlikte nâm bıraktıkları ve Mustafa İzzet ekolünün diğer üstadı olan Hasan Rızâ Efendi’den sonra, zamanının en önemli hattatı idi. Bilhassa yazdıkları 15 satırlı âyet ber-kenar mushaflar, Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzedenler tarafından büyük rağbet gördüğünden özellikle XIX. asrın sonlarından itibaren pek çok defa basılmış̧, şöhretleri Müslüman dünyasının geniş̧ çevrelerine yayılmıştır (Âyet ber-kenar tertibiyle yazılan nüshâlarda sâhife sonunda ayet biter, diğer sahifeye geçmez). Bu “Mushâf- ı huffaz”lar, Kur’an’ı ezberleyenlere kolaylık sağlamasının yanı sıra yazısının açık, okunaklı ve güzel olması sebebiyle halk arasında diğer baskı mushaflara tercih edilmiştir.

Kayışzâde Hafız Osman Nuri Efendi çok kere Aklâm-ı sitte’de devir açan Hafız Osman’la karıştırılır oysa büyük üstadın ayet ber-kenar tertibinde yazılan nüshasına rastlanmamıştır. Kur’ân-ı Kerîm yazma sanatında ve nesih yazısının güzelleşmesinde büyük hüner gösteren Kayışzade’nin ne yazık ki yazdığı 106 mushâfından pek azı günümüze ulaşmıştır. Hat sanatına kazandırdığı eserler yanında talebeler de yetiştirdiği bilinip bunların çoğu tespit edilemediyse de bazı kaynaklarda tilmizleri arasında oğlu Mehmed Vehbi Efendi ve Burdurlu Mustafa Efendi bulunduğu nakledilir.

RUKÜDA VEFAT

Nesih hattıyla hayatını mushâf-ı şerîf ve delâilü’l hayrât yazmakla geçiren Hafız Osman Nuri Efendi, yazdığı 107. mushâfın Yûsuf suresinin 12. ayetine geldiğinde 4 Ramazan 1311 (11 Mart 1894) tarihinde teravih namazını kıldırırken rükûda vefat etmiş̧ ve İstanbul’un Merkez Efendi Kabristanı’na defnedilmiştir. Mezar taşı kitabesi ikinci hocası olan Muhsinzâde Abdullah tarafından celî sülüs hatla yazılmıştır:

“Hüve-l bâkî
yüzyedinci mushaf-ı şerîfin
sûre-i Yusuf’daki
ersilhü ma’anâ gaden yerta’u
âyet-i kerîmesine kadar tahrîr eden
ve terâvih namâzı kıldırır iken
esnâ-yı rükû’da vefât eden
meşâhîr-i hattât ve mu’allim-i sıbyândan Burdurî Kayışzade el-Hâc
Hâfız Osman Efendi’nin rûhiyçün rızâenlillâh fâtiha”

“KUR’ÂN’I GÖZ NURUYLA ÇOĞALTSIN KAYIŞZADE OSMANLAR”

Hat sanatına kazandırdığı değerli eserlerinin haricinde Kayışzade Hafız Osman Nuri Efendi’nin kişisel hayatı hakkında malumat bulunmuyor. Hayatının büyük kısmını istikrar ve gayretle Mushâf-ı Şerîf yazmaya vakfeden Kayışzâde’nin ismi yıllar sonra Arif Nihat Asya’nın “Nâ’t”ında Kur’ân-ı Kerîm ile birlikte zikredilecektir:

“Itrî bestelesin tekbîrini
Evliyâ okusun Kur’ân’lar
Ve Kur’ân’ı göz nuruyla çoğaltsın Kayışzade Osmanlar […]”

Burdurî Kayışzade Hafız Osman Nuri Efendi hem Kur’ân-ı Kerîm’i erken yaşta hıfzetmesi hem vefatına kadar Müslüman dünyasına çok sayıda nüsha kazandırmış̧ olmakla birlikte nesih hattında büyük hüner göstermiş̧ olmasından, günümüze dek daima mushaflarıyla birlikte anılan mârifetli bir hattat olarak tanınmıştır.