Göçmenleri Sürgün Planı Sadece Aşırı Sağın Planı mı Dediniz?
- YAZARLAR
- 17 Ocak 2024
Almanya yılın ilk ayının ikinci haftasında, Alman vatandaşı da olsalar milyonlarca göçmenin ülkeden sürülmesi planlarını tartıştı. Hatta bizzat Başbakan Olaf Scholz ile Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, bu planı protesto etmek amacıyla Başkent Berlin’in hemen yanı başındaki Potsdam kentinde yapılan gösteriye katıldı.
ALMANYA AfD’den Gizli Toplantı: Yabancıları Sınır Dışı Etme Planları Ortaya Çıktı!Almanya için alkışlanası bir davranış bu. Fakat sorunun gerçek kökenine inilmeyişi, gösterilen tepkilerin bir çözüm olmayacağını da ortaya koyuyor. Zira, Almanya’da göçmen karşıtlığının tek sorumlusu, kim olduğu bilinmeyen bir aşırı sağ veya ne olduğu bilinen AfD olarak gösterilirken, buzdağının en üstüne işaret ediliyor. Halbuki, görülmeyen ve suyun altında kalan buz kütlesi öylesine büyük ki, ölçmek bile mümkün değil. Bu yüzdendir ki, başbakan ile dışişleri bakanının göçmen düşmanlığına bu şekilde tavır koymaları takdiri hak etmekle birlikte, olağan şüpheliler arasında maalesef sosyal demokratından Hristiyan ve hür demokratına aşırı sağ olmayan siyasal partilerine kadar medyanın bulunduğunu da inkâr edemeyiz.
Solingen Mölln, Hoyesverda, Rostock, NSU ve Hanau katliamlarının yaşandığı bu ülkede sağından soluna hiçbir iktidar olayların gerçek yüzünün ortaya çıkması için çabalamadı. Yeşiller de dahil, NSU dosyalarının üzeri kapatılma kararları alındı. Bu yüzdendir ki, aşırı sağın göçmenleri sürgün planı ve bu plana kimi Hristiyan demokratların da katılmış olması pek de yadırganmamalıdır.
Bakın daha çok yakın bir zamanda hiç te aşırı sağ olmayan Hristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) “öncü kültür ve bizim değerlerimizi kabul etmeyen İslam” gibi sağ mı sol mu olduğu belli olmayan ama düpedüz İslam düşmanlığı kokan Temel Programı’na karşı çıkan oldu mu? Buna karşılık, sağı da solu da aşırı sağ olmayan Hristiyan demokratlardan rol çalma çabasına girdi. Hür demokratların yeni vatandaşlık yasasına direnişini, yine federal hükûmetin yeni göçmen siyasetini de buna ekleyin. Göreceksiniz ki, aşırı sağın göçmen sürgünü politikası bunun yanında sivri sinek vızıltısı gibi kalacaktır.
Çünkü herkes aşırı sağa karşı tavır alırken, tavır alınmayan aşırı sağ siyaset, bu ülkede kanun olarak önümüze çıkmaktadır.
Burada “entegrasyon” adı altında göçmenlere karşı yapılan aşağılamaları, dışlamaları ve ayrımcılıkları şimdilik saymaya gerek yok.
Fakat, herkes şunu bilsin ki, Almanya ancak göçmenleri ile güçlü olacak ve ancak o zaman gerçek Almanya olarak kalacaktır.