Gelin Kaynana Toprağından Olurmuş
- AİLESürmanşet 2
- 2 Kasım 2022
İngiltere’de bir evlilik sitesi tarafından yapılan ankette, 70 erkek ve kadının partnerlerinin yüzü ebeveynleri ile karşılaştırıldığında erkeklerin eşleri ile anneleri arasında önemli ölçüde benzerlik olduğu gözlemlendi. Buna göre erkeklerin üçte ikisi annelerine benzeyen kadınlarla evleniyor. Ciddi düşünülmeyen birlikteliklerde “anneye benzeme” faktörü devre dışı kalıyor.
ANNE OĞUL ARASINDAKİ BAĞ EŞ SEÇİMİNDE ETKİLİ OLUYOR
Anne ve eşler arasındaki benzerlik dış görünüşle kısıtlı kalmıyor. Fiziksel, davranışsal ve duygusal benzerlikler de erkeklerin eş seçiminde büyük önem taşıyor. Araştırma sonucu, erkeklerin annelerine benzeyen kadınlara kendilerini yakın hissetmelerini, bebeklik döneminde anne ile kurdukları bağdan ötürü kaynaklandığını ortaya koydu. Hatta bu olgu birçok eleştiriye maruz kalsa da Freud’un “Oedipus” kompleksinden öğeler barındırıyor. Buna göre erkek bebek, belli zamana kadar babasını kendine rakip görüyor ve anne ile güçlü bir bağ kuruyor. Sağlıklı gelişim sürecindeki erkek çocuklar ilerleyen dönemlerde babalarını rol model olarak alıyor.
Alman psikolog ve çift danışmanı Carina Holthoff, araştırmanın sonucunun şaşırtıcı olmadığını belirterek, “Özellikle anne-oğul arasında çok özel bir bağ oluyor. Hatta deyim yerindeyse erkekler annelerini ‘kutsallaştırıyor’ ve annelerindeki birtakım spesifik özellikleri eşlerinde de arıyor. Fiziksel benzerliklerden ziyade davranışsal ve duygusal açıdan annelerine benzeyen eş seçimleri de dikkat çekiyor. Kadınlar ise tam aksine özellikle dış görünümünü babalarına benzettikleri erkekleri daha çok tercih ediyor. Örneğin uzun boylu ve sakallı babası olan bir kadın, yine aynı özelliklerde bir erkeği daha çekici bulabiliyor.”
BENZERLİKLER SAĞLIKLI EVLİLİK İÇİN AVANTAJLI OLABİLİR
Araştırmanın sonucunu değerlendiren Holthoff, eş seçimini yaparken ebeveynlerine benzer kişiyi tercih etmenin bir sorun teşkil etmediğinin altını çizdi. Bilakis bu durumun mutlu bir evlilik hayatı için avantaja çevrilebileceğini kaydeden Holthoff, “Asıl sorun eşlerin partnerlerini ebeveynleriyle kıyasladıklarında çıkıyor. ‘Annem/babam gibi olmazsın’, tarzında söylemler eşler arasında büyük sıkıntılar doğurabilir.” dedi.
Öte yandan araştırmanın ortaya koyduğu sonuca göre, hoşgörü, saygı ve başkalarının fikirlerine değer verme, erkeklerin eş seçiminde önem verdikleri değerler olarak öne çıktı. Bunu tek eşlilik ve empati duygusu takip etti.
BABA KIZ BAĞI
Erkek çocuğunun ileride ilişki kurabilen, sadık ve empati sahibi bir eş olabilmesi için annesi ile güvenli bağlanma ve ileriki yıllardaki iletişiminin sağlıklı olması büyük önem taşıyor. Zira zayıf bir bağın ve değişken bir ilişkinin olduğu anne-oğul ilişkisi söz konusuysa, erkekler çoğunlukla annelerinin tam tersi bir kadını tercih edebiliyorlar. Babalar ise kızları üzerinde aynı tip etkiye sahip değil.
Bebeklik döneminde iyi bir anne-oğul ilişkisi kurabilen kişilerde, erkek annesinden aldığı ve kendine iyi gelen değerleri/özellikleri barındıran bir eş seçiyor. Aksi takdirde eksik kalan duyguların arayışında belki kendisi için doğru, belki de yanlış bir seçim de yapabiliyor.
EVLİLİK ÇİFTLERİN SORUMLULUĞUNDADIR
Buradan yürümeyen bir evlilikte sorunun anne-oğul ilişkisi olabileceği sonucunu çıkarmak da doğru olmaz. Elbette yetişkin bir çift davranışlarından kendileri sorumludur. Ama kız/erkek fark etmezsiniz sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin, yetişkin yaşlarda eş seçimi ve ilişki kurabilme konusunda önem arz ettiğini söyleyebiliriz.
Bir önceki sözlerimin tam anlaşılması için ilişki, bağ ve evlilik kavramlarına şu açıklamayı getirmek istiyorum: Bir evliliği “yürütüyor olmak” her zaman orada bağ ve ilişkinin olduğu anlamını taşımıyor. Bazı evlilikler yıllarca sürse de orada eşler arası duygu ve iletişim anlamında bir ilişki ve bağın olmadığını görebiliyoruz. Bu sebeple ebeveynler evlatlarının evliliklerinin yürüyüp yürümemesinden mesul olmasalar da ilişki kurabilen bireyler olmasından sorumlular.
Sizlere tavsiyem: Kadın/erkek- fark etmezsiniz, eş seçiminden önce veya evlendikten sonra farkında olduğunuz bir bağ kurma ve güven sorunu yaşıyorsanız, zaman kaybetmeden destek alın. Bu yazı ile birlikte erken çocuklukta kurulan bağın ne denli önemli ve temel bir ihtiyaç olduğu da yine ortaya çıkıyor.