Gazzâlî Âdeta Büyük Selçukluların Yetiştirdiği Bir Âlimdir
- HAYAT
- 1 Nisan 2021
– Hocam İmam Gazzâlî İslami ilimleri farklı bir anlayışla okuyarak kapsamlı bir şekilde ele alan döneminin insanına yeni bir üslup ve bakış açısı kazandırmakla tanınıyor. Sizi Gazzâlî kitabını yazmaya teşvik eden bir sebep var mı?
Benim araştırma alanım kelâm ilmi olduğu için özellikle kelâmcılarla yakından ilgileniyordum. Öğrenciliğimden beri zaten kelâma ilgi duyan bir kişiliğim vardı. Gazzâlî hakkındaki bu eseri bunun için yazdım. Gazzâlî’nin kitapları da Türkiye’de en çok bulunan kitaplar arasında yer alıyor. İmam Hatip’deki öğrenciliğim sırasında bile Gazzâlî’nin birçok kitabını okuduğumu hatırlıyorum. Böyle olunca Gazzâlî’ye olan ilgim arttı.
Kelâm alanında bir akademisyen olarak çalışırken bir şey fark ettim: Gazzâlî Selçukluların yetiştirdiği, Selçukluların sınırları içerisinde öğrenci yetiştiren, ders veren bir âlimdir. Gazzâlî âdeta Büyük Selçukluların bir âlimidir. Selçuklular tarafından yetiştirilmiştir ve onlar tarafından çeşitli görevlere getirilmiş, medreselerde görev verilmiş olan bir kişidir. Bu benim ilgimi daha çok çekti. Hatta bir ara Selçukluları biraz araştırma ihtiyacı hissettim. Araştırırken Selçukluların dinî politikası dikkatimi çekti. Bâtınilere karşı bir politika kurduklarını gördüm. O zamanlarda Bâtınilerden, Karamitalar ve Fâtımîler var. Özellikle Fâtımîler çok etkili bir devlet. Bir dönem hatta o kadar etkili olmuşlar ki, kurdukları donanma ile Akdeniz’i bir Fâtımî denizi hâline getirmişler.
– Fâtımîler Mısır’da, Selçuklular İran ve Anadolu’da ama?
Fâtımîler Mısır ve civarında kurulmuş, bir dönem Suriye’yi de ele geçirme gibi durumları söz konusu olmuş. İşte bundan korkan Abbasi Sultanlığı Batınîlere/Fâtımîlere karşı güçlü bir destek ararken sahneye Selçuklular çıkıyor. Selçuklular, Gaznelileri yeniyor, sonra da halifeyle deyim yerindeyse bir koalisyon kurarak Bağdat’a geliyorlar. Bağdat’ı da kontrolleri altına alıyorlar. Halife ile bir koalisyon kurarak Batınîlere karşı mücadeleye girişiyorlar.
– Burada Gazzâlî nerede duruyor hocam?
İşte Gazzâlî tam o mücadelenin merkezinde yer almaktadır ve o mücadelenin adeta teorisyenliğini yapmaktadır zaten Batınîlere yönelik en önemli eseri Fedâihu’l-Batınîyye adlı eseri yazıyor. Yine üç, dört tane daha Batınîlere karşı yazdığı, onlara cevap teşkil eden, onlara reddiye olarak kaleme aldığı eserleri söz konusu.
– Selçuklular ve Batınîlerle mücadele deyince aslında Vezir Nizamül Mülk akla gelmiyor mu hocam?
Elbette ki, Gazzâlî’nin en önemli destekçisi, belki çağların en büyük veziri diyebileceğimiz Nizamül Mülk’tür. Nizamül Mülk’ü niye bu kadar büyütüyoruz dersek sebebi şudur: Bugünkü devlet sistemimizin altında bile Nizamül Mülk’ün imzası vardır. Nizamül Mülk Büyük Selçuklu’nun kurulmasında çok önemli bir rol oynamış, ondan sonra kurulan devletler âdeta o Nizamül Mülk’ün kurduğu sistemi devralarak gelmişler ve bugün bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinin sistemi içerisinde bile Nizamül Mülk’ün eserlerini, izlerini bulmak mümkündür diye düşünüyorum. O yüzden Nizamül Mülk çok önemli ve bu Nizamül Mülk orada bir politika geliştiriyor. Selçukluların ayakta kalması için iyi bir düşünceye dayanması gerekiyor. O düşünceyi de Ehl-i sünnet olarak tespit ediyor ve Bâtıniler karşısında böylece devlet, düşünce olarak daha sağlam bir zemine dayanmış oluyor.
Bunun için de belli âlimleri çok fazla destekliyor. Bunlar içerisinde en çok desteklediği iki âlim söz konusudur. Birisi Gazzâlî’nin hocası olan Cüveynî. İkincisi de Bağdat’a Nizamiye Medresesi yapıp başına getirdiği Ebu İshak Eşrazî. Gazzâlî’yi yetiştiren de Cüveynî’dir.
– Gazzâlî nerede yetişiyor hocam?
Nizamül Mülk’ün kurduğu okullar silsilesinde. Nizamül Mülk, dünyada ilk defa bir örgün eğitim sistemi geliştiriyor. Dokuz ya da bazı araştırmalara göre on sekiz tane Nizamiye Medresesi Kuruyor. Bunların ilki Nişabur Nizamiyesi, ikincisi yanılmıyorsam Bağdat Nizamiyesi ki, zaten, en önemli nizamiye bu iki nizamiyedir.
Gazzâlî Nişabur Nizamiyesi’nde yetişmiş bir alim. Orada yetişiyor, ilmini tamamlıyor sonra Nizamül Mülk’ün karargâhında onun danışmanları arasında yer alıyor. Yaklaşık altı yıl Nizamül Mülk’e danışmanlık yapıyor karargahında. Daha sonra çok genç yaşta otuzlu diyebileceğimiz yaşlarda Ebu İshak Eşrazî’nin vefatından sonra, Bağdat Nizamiyesi bir nevi başsız kalıyor. Birkaç kişi getiriyor fakat çok memnun kalmıyor. Nizamül Mülk bunun üzerine Gazzâlî’ye teklif ediyor ve Gazzâlî’yi getirip Bağdat Nizamiyesi’nin başına yerleştiriyor. Bir nevi bu dönemdeki ne derler bir rektörlük görevi ya da dekanlık görevi gibi bir göreve getiriyor ve Gazzâlî hakikaten orada Ebu İshak Eşrazî’nin yerini dolduran bir performans sergiliyor. O zamanın hem Selçuklu devlet adamları, çok da memnun kalıyor ki, bunların başında Nizamül Mülk geliyor, hem de dönemin halifesi el-Mustazhirî.
– Gazzâlî sadece bu şekilde mi önem kazanıyor?
Bu devlet adamları Gazzalî’den özellikle Batınîler’e ve daha sonra felsefecilere karşı rapor istiyor. Gazzâlî de yazıyor. Çünkü, Bâtıniler ile felsefeciler arasındaki sıkı bir ilişki var gibi görünüyor. Birbirlerini destekler pozisyonlarındaki bu ilişki dolayısıyla ikisini birden hedef gibi görüyorlar. Ve Gazzâlî her iki kesime yönelik de cevap mahiyetinde, cevap teşkil edecek mahiyette kitaplar yazıyor. İşte felsefecilerini “Makasıd El-Felasife’’ ardından “Tehafütü’l Felasife’’ daha sonra da, daha öncesinde tabi “Fedaihul Batıniyye’’ Bâtınilere yönelik eserler yazıyor. Gazzalî bunun için Selçuklularla Abbasî halifeliği için önemli bir âlim hâline geliyor.