Gayret Bizden Tevfik Allah’tan
- HAYATSürmanşet 1
- 9 Kasım 2022
Kişisel gelişim kitapları, konferanslar ya da atölye çalışmaları ile hepimiz “başarılı olma” hevesinin peşinden koşuyoruz. Farkına dahi varmadan kelimelerimiz değişiyor. Farklı anlamlar yüklüyoruz kadim “kelimelere”.
BAŞARIYI SIRADANLAŞTIRMAK…
“Başarı” bir işin üstesinden gelmek gibi kısa bir tanım ve basit bir anlama raptedilebilir mi? Sözlüklerin bu kısa tanımı aslında başarıyı sıradan ve kolay ulaşılan bir eylem durumuna getirmektedir. Ama tatminsizliğimizden olsa gerek ki bu bize yetmiyor. Daha büyük başarıları hedefliyor ve kovalıyoruz. Yapıp ettiklerimiz başkaları tarafından yapılıp tekrarlandıkça ulaştığımız nokta başarı olmaktan çıkıyor. Sıradanlaşıyor. Sıradanlaşan hiçbir fiil bizi tatmin etmediği gibi takdir de edilmemeye sebebiyet veriyor. Tüm bunlar kendimizi ispat edememe ve yetersizlik semptomlarının oluşmasına yol açıyor. Ardından kendi varlığını sorgular duruma geliyor insan. Sonuçta kişi; hayata tutunamayan, gayesizlik ve faydasızlık sarmalında depresif bir insana dönüşüyor.
Başarı denince akla gelen şeylerin tamamı maddi dünya ile ilgili. Ünlü olmak, zengin olmak, sosyal statü sahibi olmak, ulusal ve uluslararası şöhrete sahip oyuncu veya icracı olmak başarılı olmanın göstergeleri olarak çıkıyor karşımıza. Elde edilen malın, şöhretin ve statünün nelere mal olmuş olabileceğini veya olduğunu çoğu zaman göz ardı ediyoruz. Bunların tamamının olumsuz şeyler olabileceğini söylemek istemiyorum. Aksine bunları pozitif birer örnek olarak alıyor olsak da arkasında ne kadar büyük bir emeğin ve nasıl başarısızlıkların olduğunu gözden kaçırıyoruz.
HAYAT Unutmak İnsan Olmaktır, İnsan Olmak Zordur“BAŞARISIZLIK” DA ASLINDA OLUMLU BİR ŞEY
Diğer başarılar için de durum bundan farklı değildir. İlim sahibi bir âlim, üniversitede başarılı bir akademisyen, bir sanatçı ve aktivistin de hayatı incelendiğinde nasıl sıkıntılı süreçler yaşadıklarını görmek zor olmayacaktır. Yani, başarı dediğimiz şey büyük gayretler ve defalarca tekrarlanmış başarısızlıkların bir sonucudur. Başarısızlık kendisi ile mücadele edilecek bir rakip değil, kendisinden çok şey öğrenilecek bir deneyimdir. Böyle baktığımızda “başarısızlığın” da aslında olumlu bir şey olduğunu fark edebiliriz. Hatırdan çıkarılmamalıdır ki, yüce Allah bir kulu için zirve murat etmişse ona yokuş tırmandıracaktır. Yokuşu tırmanmadan zirveye ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Denebilir ki, günümüzde her işin bir kolayını bulmak mümkündür. Zirveye ulaşmak için yokuş tırmanmaya gerek yok. Bir helikopterle zirveye pek tabii ulaşılabilir. Doğrudur. Ama zirveye bir helikopterle ulaşmak bir başarı olsa da, bu durum amacı “başarı” olan bir kişi için, doyum sağlayan, haz veren gerçek bir başarı tadı vermeyecektir. Bu işin üstatları çeşitli manipülasyonlarla ve oluşturulan algılarla bu eylemi kamuoyuna bir başarı olarak sunabilirler. Bizleri, hatta kendilerini de buna inandırabilirler. Fakat aklı selim galip gelince, bırakın diğer insanlar tarafından kolayca tekrar edilen bir eylem olmasını hiçbir emek ve kabiliyet istemeyen bu eylemi başarı olarak nitelemek kişiyi gülünç duruma düşürecektir. Ayrıca elde edilen başarı sizi oraya taşıyanlarla birlikte anılacak, kişiyi aracılara bağımlı kılacak, minnet ve vesayet altına sokacak ve sonrasında asla sizin başarınız olarak kabul görmeyecektir.
Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık Vardır
Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Kolaylıkları elde edebilmek için zorluklara göğüs germek hatta onları kabullenerek sabırla gayret etmek gerekmektedir. Başarıya giden yolda gayret, sabır ve ümit anahtar kavramlardır. Bütünü görebilmek ve parçacı anlayıştan uzak durmak da başarı için elzemdir. İnsan olarak kendi sınırlarımızı bilerek gayret ettikten sonra her şeyi kudret elinde bulunduran yaratıcının büyük planına “Mevla neylerse güzel eyler” diyerek teslim olmak kişiyi kederden ve kötü sondan emin kılar. Hayatın tamamını “iman” ve “cihat” olarak görmek, başına gelecek iyi veya kötü hallerin kendisi için “hayır” olduğunu bilmek de kişiyi başarısızlık korkusundan ve sonucunda oluşacak travmalardan muhafaza eder.
Nihai olarak şunu söyleyebilirim ki, başarılı olmak başarısızlıklardan öğrendiklerimizi biriktirerek mümkün olacaktır. Başarıyı amaç hâline getirmek insanı araçsallaştıracağından arzu edilen amaca ulaştırsa da sonuç hüsran olacaktır. Ulaşılan başarı kişiyi tatmin etmeyecek, “bir dere dolusu altını olsa, ikinci dere dolusu altını” da isteyecektir. Eskiler “gayret bizden tevfik Allah’tandır” derlermiş. Yapılan işin Allah’ın muradı ile isabet etmesi, tevfik, insan için asıl amaç olmalı. Bu her gayreti anlamlı ve aynı zamanda noksan kılar. Bu zihniyete sahip insan başarmak saplantısına esir olmadan kaderin gayrete aşık olduğu bilinciyle hedefine doğru emin adımlarla yürümeye devam eder. Hayatı iman ve cihattan ibaret gören kişi için başarısızlık da yenilgi de yoktur.