Fransa’nın Devrilen Laikliği

Fransa’nın Devrilen Laikliği

Bir ara, Fransa’nın şirazesi bozuldu mealinde bir yazı yazmıştım. Ama şimdi görüyoruz ki, sadece şiraze değil, kâğıt da, kalem de, yazı da bozulmuş.

Ülkede durum öyle bir traj-ı komediye dönüştü ki, artık Fransa’da okullar, işyerleri, belediyeler ve kreşler Müslümanlara karşı her türlü yaptırımı uygulama gücünü elinde tuttuklarını sanır hâle geldi. Bu konuda bir kanun olmasa da olmayan o kanunu kendileri koyuyorlar. Bir mahkeme kararı yoksa kendileri hükmü veriyorlar.

Bize gelen haberlere göre daha benzer örnekleri de olmakla birlikte şu iki olay Fransa’nın içine düştüğü zavallılığı ortaya koymaya yetiyor bile. İnsan, bu olayların Fransa’da gerçekleşmiş olabileceği ihtimaline bile üzülüyor. Bu ülkedeki Müslümanlar, “Düşmanlığınızın, nefretinizin sınırı nerede bitecek” diye sormadan edemiyor. Öyle ki Fransızlar, “laiklik”ten deliye dönmüşler. Ama, “Müslümanlara laiklik dayatıyorlar. Emmanuel Macron’un ulaştığı son “laik Fransa.” Yazık ve çok yazık. Fransa’ya, Fransız Devrimi’ne çok yazık.

Fransa’daki gelişmeler zaten malum. Durum o hâle geldi ki, hakikaten inanılması mümkün olmayan gelişmeler var. Meselâ, adı Emin olan 5-6 yaşlarındaki bir “Müslüman” çocuk, kreşin bahçesinde adı Müslüman olmayan diğer arkadaşları ile oynarken, bu Müslüman olmayan çocuklardan birisinin bir böceği ezerek öldürmesi üzerine, “O böceği öldürme, Allah seni cehennemde yakar.” uyarısında bulunur.

Okul idaresi, çocuğun ailesini çağırarak, Fransa’nın laik bir ülke olduğunu, okulda çocukların “cehennem ateşiyle” tehdit edilemeyeceğini, bu tehditlerin bir daha olması hâlinde, çocukların okuldan atılacağını ve gerekirse diğer cezaî müeyyidelerin uygulanacağını bildirir.

İkinci örnek daha küçük yaşlardaki çocuklardan. Demek ki, kreşe giden çocuklardan. Bu “Müslüman” çocuklardan birisi bir şeyler yerken, “Bismillahirrahmanirrahim.” der. Yanındaki arkadaşı o olanca masumluğu ile “Müslüman” çocuk arkadaşına sorar: “Sen hep yemek yerken böyle diyorsun. Ne demek bu?” “Müslüman” çocuk yine çocukça masumiyeti ile, “Biz Allah’a teşekkür ediyoruz, o da bize daha çok yemek veriyor.” der.

Anlaşılan o ki, bu Müslüman “olmayan” çocuk durumu ailesine anlatır. Ne olur biliyor musunuz? Aile bir hışımla kreşi basar ve Fransa’nın ‘laik bir ülke olduğu ve laik olarak kalacağı, Müslümanların Fransa’nın laikliğini delmesine müsaade etmeyeceklerini’ söyler. Kreş idaresi sizce ne yaptı dersiniz?