“Fransa’daki Olaylar Irkçılığa Karşı Biriken Öfkenin Dışa Vurumu”
- FRANSAGündemMANŞET
- 5 Temmuz 2023
Avrupa İslamofobi ile Mücadele Topluluğu (CCIE) İletişim Bölümü Üyesi Rasheed Tamrawi, Fransız polisinin 27 Haziran’da içinde 3 kişi bulunan araca ateş açarak 17 yaşındaki sürücü Nael M’yi öldürmesinin, Müslüman karşıtlığından ziyade ırkçı bir eylem olduğuna dikkati çekerek, “Gettolardan gelen genç Araplara korunması gereken çocuklar olarak değil, kamu düzenine yönelik tehdit şeklinde yaklaşılıyor.” ifadesini kullandı.
FRANSA Fransa’daki Protestolar 7. Gününde: 3 Bin 500 Kişi Gözaltına Alındı“Nael’in ölümü polis şiddeti geçmişinin bir parçası”
Polis güçlerinin, özellikle işçi sınıfının yaşadığı mahallelerde “Müslüman, Arap, göçmen ve mülteci” ifadelerini birbirleri yerine kullanılabildiğini aktaran Tamrawi, şöyle devam etti: “Nael’in ölümü, işçi sınıfı mahallelerindeki gençlere yönelik uzun polis şiddeti geçmişinin bir parçası. Bundan 30 yıl önce 1983’te eşitlik talebiyle düzenlenen yürüyüş, 21 kişinin ırkçı gerekçelerle öldürülmesinin ardından başlamıştı. Şimdi Nael’in adı da polis tarafından öldürülen gençler listesine eklendi.”
“İnsanlar Nael’i bir kardeş, bir oğul, bir arkadaş olarak görüyor”
Tamrawi, Fransa’da sokakların ateşe verildiği olayları “ırkçılığa karşı biriken öfkenin dışa vurumu” olarak niteleyerek, şunları dile getirdi: “Bir kez daha hayatlarının diğerlerininki gibi değerli olmadığı fikriyle karşı karşıya kalan gençler için öfke büyük. Aynı durum, çocuklarının devlet kurumları tarafından korunması gerekirken, bizzat onlar tarafından tehlikeye atıldığı fikrine kapılan ebeveynler için de geçerli. İnsanlar Nael’i bir kardeş, bir oğul, bir arkadaş olarak görüyor.”
“Hükümet, Müslüman Fransızların taleplerini görmezden geldi”
Protestoların, Fransa’nın birçok kentinin yanı sıra Belçika ve İsviçre gibi diğer Avrupa ülkelerinde de yankı bulduğunu anımsatan Tamrawi, şu değerlendirmede bulundu: “Esas olarak bu seferberliği motive eden şey, bir çocuğun öldürüldüğünü açıkça gösteren o videonun uyandırdığı güçlü duyguydu. Protestoların başlıca nedenleri, polisin sürekli cezasız kalması, uluslararası örgütlerin kınamalarına rağmen yetkililerin polis teşkilatındaki yapısal ırkçılığı kabul etmemesi, gettolardaki gençlerin kriminalize edilmesi, Müslüman Fransızların taleplerine kör ve sağır kalan hükümetin acımasızlığı şeklinde sıralanabilir.”
protestolar azınlıklar için değişim umudu
Tamrawi, protestoların, Fransa’daki azınlıklar için değişim umudu taşıdığına da işaret ederek, “Bu öfke, ayaklanmaların seslerini duyurmak için tek yol olduğu fikriyle körükleniyor. Yetkililer polis teşkilatındaki yapısal ırkçılığı suç olarak kabul etmezse, göstericiler bu gerçeği duyurmayı kendilerine görev edinecek.” görüşünü paylaştı.
“Hükümet polis şiddetini destekliyor”
Nael’in polis tarafından öldürülmesinin ülkede kurumsallaşan ırkçılığın son örneği olduğunun altını çizen Tamrawi, “Polise silah kullanma izni, sadece meşru müdafaa durumunda ve başkalarının hayatını korumak için veriliyor ancak kolluk kuvvetleri ‘vahşi’ olarak gördüklerine karşı radikalleşiyor. Hükümet de polis şiddetini her koşulda destekliyor.” diye konuştu.
“baskının artırılması iç savaş riskini büyütür”
Fransız yetkililerin, polisin iddiasını sorgulamak yerine gösterilerin yol açtığı zarara odaklandığına dikkati çeken Tamrawi, “İsyancıların şiddetine ve gösterilerin yol açtığı maddi zarara orantısız şekilde odaklanılması, polis tarafından işlenmiş bir cinayet olasılığı üzerine daha geniş düşünülmesi gerektiği gerçeğini gölgeliyor. Düşünmek yerine, klasikleşen bir retorik yayılıyor ve bir gencin öldürülmesi göstericiler ya da ‘isyancılar’ tarafından işlenen maddi zararla eş tutuluyor.” görüşünü paylaştı. (aa,c)