Eşi Sevgiyle Hayata Kavuşturmak
- YAZARLAR
- 28 Kasım 2022
Ben merkezci anlayışa sahip bencil eş, idrâk/anlamlandırma düzeyi düşük olduğundan, sevgisizliğin tahribatını anlayamaz, dolayısıyla o tahribatı önleyecek önlemleri almak şöyle dursun, bunu düşünemez bile. Hâliyle, hem kendine hem aile bireylerine yönelik yıkıcı tutum ve davranışlarını sürdürür. Bunun tedaviye, terbiyeye ihtiyacı barizdir.
Dışarıdan birilerinin yapıcı destekle bu bencil eşin imdadına yetişmesi işe yarayabilir. Bunu yapabileceklerin önde gelenlerinden biri, eğer varsa, karşılıksız sevebilen eştir. Bu zor işi, hasbî sevgisinden devşirdiği güçle o başarabilir. Jung’un dediği gibi, “Sevgiden yoksun olan kişi, hiçbir şeyi değiştirmez.” Sevginin gücüne sahip eş, hep kendini haklı gören, kendinde hiç kusur bulmadığndan özeleştiri yap(a)mayan, burnu havada narsist eşine ayna olabilir. Bu ayna, o bencil eşin kendi çirkinliklerini bir bir görüp anlamasını, kimseden öğreneceği hiçbir şey olmadığını sanma densizliğini anlayıp eşinden öğreneceklerinin olduğunu farketmesine yardımcı olabilir.
Mesela bencil eş, kendi densizliklerine, eşinin sevgiden beslenen güzel tutum ve davranışlarla karşılık vermesi durumunda şok yaşayabilir, sarsılabilir. Tabi, kendi hoyratlığı karşısında eşinin insanî duruşunu yanlış yorumlamazsa! Bu sarsılmalar, bencil eşin kendine dönmesine, kendi yapıp ettikleri üzerinde düşünmesine, kendi yaptıklarıyla eşininkileri karşılaştırarak değerlendirmeler yapmasına yol açabilir. Yaptığı değerlendirmeler sonucunda, aradaki farkı görünce, kendi yaptıklarından utanç duymaya başlayabilir. Bu, onun ahlaki değerler alanına yöneldiğini gösterir, artık devamı getirilebilir.
Bu konuda şu ayetten ilham alabiliriz: “İyilikle kötülük asla bir olmaz. Sen kötülüğü daima en iyi/en güzel biçimde sav/karşıla. Bir de görürsün ki, aranızda düşmanlık olan kimse çok sıcacık bir dost oluvermiş!” (Fussilet suresi, 41:34) Düşmanda bu denli etkili olan yaklaşım, bunu öncelikle hak eden eşde ne güzelliklere yol açar!
Sözü edilen bencil eşin vahşiliklerini sabırla ve sevgiyle karşılayabilmek elbette kolay değildir; bu, belli düzeyde gelişmiş, olgunlaşmış olmayı gerektirir. Nitekim, belirtilen ayetin hemen peşinde şöyle buyuruluyor: “Böylesine en güzel tutum ve davranışla kötülüğü karşılama, sadece sabredenlere nasip olur, buna sadece (idrak gelişiminden, yüksek ahlaki erdemlerden) payı olanlar kavuşturulurlar.” (Fussilet,41:35) Allah’ın rızasını en büyük ödül olarak görüp ona kilitlenen kişi, Allah’a olan sevgisini O’nun yarattıklarına, özellikle de eşine yöneltebilir. Böyle eşi olanlara ve böylesi imtihanı başaranlara ne mutlu!