Eşe Emek Etmek

Eşe Emek Etmek

İnsan, ince eğirip sık dokuyarak eşini seçip evlenince artık hayatında yepyeni bir dönem başlamaktadır. Evlilik, kişilerin “karşılıklı güvene dayalı çok sağlam bir sözleşme” yapmalarıdır. Bu kutsal ahitleşme ile eşler, hem birbirlerine hem de Allah’a kesin söz vermektedirler (Nisa suresi, 4: 21) Böylece eşlerden her biri,  hayatında köklü bir değişimi başlatmış olmaktadır. Bundan böyle önceki hayatını aynen sürdüremez; atacağı her adımda mutlaka hesaba katması gereken refiki/refikası (hayat yoldaşı) var. Onu anlamaya,  onunla ilgilenmeye, birlikteliğini sevgi ve şefkatle mutluluk kaynağına dönüştürmeye odaklanması şarttır.

Bu odaklanma, kusursuz insan olamayacağının bilinciyle eşin kusurlarına takılmamayı, onu kusurlarıyla birlikte sevmeyi sağlar. Böylece gülün etrafındaki dikenlere takılıp üzülmek yerine, dikenlerin arasındaki gülün varlığına hayretle odaklanıp huzur devşirir. Denizde yelkenliyi kullanan kişi, rüzgarın nereden ve ne şiddette eseceğine karar vermeğe kalkışmaz, yelkenini en iyi biçimde yönlendirmeye uğraşır. Evlenen kişiye düşen,  öncelikle eşini olduğu gibi kabullenmektir. Kabullenme, pasif katlanma değildir; durumu anlam(landırm)ak ve bu şartlarda neleri nasıl yapması gerektiğine ilişkin isabetli/yapıcı adımlar atmaya yoğunlaşmaktır.

Bu noktada Kur’an, hikmetleri imbiklemeyi öngören hayat verici bir bakış açısı sunmaktadır: “Eşlerinizle iyi geçininiz. Eğer onlarda hoşlanmadığınız şeyler olursa, olabilir ki, sizin hoşlanmadığınız şeyde Allah pek çok hayır yaratmış olur.” (Nisa suresi,4: 19) Bu bilince sahip eş, Hz. Yusuf gibi, “Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir.” der (Yusuf suresi,12:100). Hikmet avcılığına soyunarak muhtemel hayırları ortaya çıkarması, özverili emek etmesiyle mümkündür. Üstelik, bu çabayı dindarlığının gereği görüp tam bir ibadet bilinciyle, içtenlikle sürdürmek gerekir.

“İmanlı kadın ve erkekler birbirlerinin dostlarıdırlar. Birbirlerine iyiliği gösterir, kötülükten sakınmalarına yardım ederler.”(Tevbe suresi,9:71) Eş, bu dostluğu öncelikle hak edendir. İslam, iyiliğe kendinden/merkezden başlayıp çevreye doğru gitmeyi öngörür. “En hayırlı Müslüman, öncelikle aile bireyleri için iyi olandır.” (Tirmizî, Menakib,64)  Eşin, her hasbî güzel tutum ve davranışı, eşinin mukabil güzel tutum ve davranışlar üretmesine, dolayısıyla birlikte gelişip olgunlaşmalarına yol açar: “İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü sen en güzel olan tutum ve davranışla sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiş.”(Fussilet suresi,41:34)

İnşallah ramazandan bu bilinci kazanmış olarak çıkmışızdır.