“En Büyük Eksikliğimiz Hoşgörü”
- TOPLUM
- 1 Aralık 2021
Serpil Kadan bize kendinizi tanıtır mısınız?
Öncelikle bana bu imkânı tanıdığınızdan dolayı size teşekkür ederim zira engelliler adına, bilhassa engelli anneler adına burada duygularımı dile getirmek tüm engelli anneler için önemli diye düşünmekteyim. 60 yaşındayım Türkiye’de 11 sene öğretmenlik yaptım sonra buraya geldim ondan sonra da kızım ile eğitim ve tedavi yolculuğumuz başladı çok şükür bugün iyiyim. Bana göre çok iyi tabii ki.
sadece “anne” diyor bu da beni çok mutlu ediyor
Kızınızın engeli doğuştan mı yoksa sonradan mı ortaya çıktı? Tedavisi mümkün müydü, tedavi için neler yaptınız?
39 yaşındaki kızım Büşra doğuştan zihinsel engelli ve otizmli, tedavisi mümkün değildi ama fizyoterapi ve eğitim ile yaşamını kolaylaştırabilirsiniz demişlerdi. Fizyoterapi ile yürümesi ve ellerini kullanması düzeldi çok şükür, konuşamıyor sadece “anne” diyor bu da beni çok mutlu ediyor. Daha çok evde yaptığım fizyoterapiler ve eğitimler çok faydalı oldu. Bunlara hâlâ devam ediyoruz.
Bu durum hayatınızı nasıl etkiledi? Bu tecrübeden hareketle engelli ailelerine neler tavsiye edersiniz?
Kızımın engelli olması hayatımızı etkiledi tabii ki. Çocuğuma göre planlamaya başladım ona göre yaşıyoruz, ben mesela hep iki kişilik düşünüyorum alışverişte dışarıya çıktığımızda hem çocuğumu hem çevremdeki insanları idare etmeye çalışıyorum. Benim kızım sevinse de kızsa da bağırıp çeşitli sesler çıkaran bir çocuk, en azından bu yüzden dışarıdan çok etkileniyoruz. Aile yapısında işleyişinde ve aile üyelerin rollerinde değişiklik yapmak zorunda kalıyorsunuz ama bu durumu karamsar bir sonuç şeklinde karşılamak yerine İlahi takdir olarak görmemiz çocuğunuza ve hayatımıza bakış açınızı değiştirecektir. Ben öyle yaptım çocuğumun bu özel durumu bizi artık etkilemiyor her şeyi normalmiş gibi yaşıyoruz.
“bilinçli ve inançlı bir anneyim”
Hiç psikolojik destek aldınız mı, yada buna ihtiyaç duydunuz mu?
Psikolojik destek almadım, gerek de duymadım çünkü ben bilinçli inançlı bir anneyim, durumu kabullendim ve bunun benim için Allah tarafından verilen bir hediye olarak gördüm ve her zaman da şükrettim, iyi ki kızımın annesi olarak Rabbim beni seçti diye düşündüm, böyle de düşününce inanın hayatınız çok daha kolay oluyor.
Sanırım kızınızın engelliliğinden dolayı başından birçok olay da geçmiştir mutlaka, bunlardan bahsetmek ister misiniz?
Evet çok maceralarımız var, bir tanesi de şu; Türkiye’ye izine hep biz Türk Hava Yolları ile yolculuk yapardık. Bir sene orada bilet bulamadık başka şirketten aldık. Valizleri verdik, pasaport kontrolünden geçtik tam uçağın merdiveninde kızım çakıldı kaldı ne ileri gidiyor ne geri uçağa binmiyor yarım saat uğraştık sokamadık uçağa. Bütün yolcular indi ikna etmeye çalıştı. Ardından kaptan geldi, o da ikna edemedi, biz kaldık. Aynı gün Türk Hava Yolları’ndan bilet aldık öyle gittik. Otistik çocuklarda böyle şeylerle karşılaşılabiliyor genelde takıntılı oluyorlar ama bu takıntı bize biraz pahalıya mal oldu.
Ayrıca benim kızım da beklemek gibi bir kavram yok, o sorunu da en çok doktorlarda yaşıyorum çok sıkıntılı geçiyor, çünkü kan vereceğiz beklemek zorundasın o bekleme sürecinde agresif oluyor bu sefer kan vermede zorluk çekiyoruz, doktorla iletişimi iyi olmuyor o yüzden. Doktorlar konusunda çok sıkıntılar yaşadım. Hatta bir keresinde çok güvenilen bir doktor olduğunu duydum ona gittim. Özel bir durumumuz olduğunu, özel davranmaları gerekmediğini olası bir özel durumda bizi hemen alıp alamayacağını sordum, o da ne yazık ki “Benim hiç otistik zihinsel engelli bir hastam olmadı, kabul edemem.” dedi. Bu beni çok üzmüştü, hele hele bir doktorun söylemesi beni çok üzmüştü. Tabii çok anlayışlı doktorlar da var. Aile hekimimiz Dr. Türkan Aygül ve Jinekolog Dr. Hamide Ulusoy, kızım konusunda bana çok esnek davrandılar. Her gittiğinde kolaylık sağlıyorlar ve yardımcı oluyorlar. Onlara çok teşekkür ediyorum çünkü benim için en büyük sorunlardan bir tanesi bu idi.
“engelli kızımın sosyal devleti de benim, okulu da benim”
Almanya’da yaşıyorsunuz. Sizce Alman toplumu ile Türkiye kökenlilerin /Müslümanların engellilere yaklaşımı hususunda fark var mı?
Bu konuda Almanlar, Türkler veya Müslümanlar farklı diye düşünmüyorum ama ben her zaman Türkiye kökenlilerin daha bir vicdanlı, daha yardımsever olduğunu düşünüyorum. Almanlarda da var mı, evet var. Böyle durumlarda çocuğunuzu eğitirken çevrenin de eğitiminin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türk ya da Alman ortada bir gerçek var; engelli kızımın sosyal devleti de benim, okulu da benim, hemşiresi de benim, sosyalleşmesi de benim, tıpkı diğer engelli aileleri gibi.
Bu alandaki en büyük eksiklerimiz neler sizce?
Eksiklik bence hoşgörü, çünkü bazı aileler de şahit oldum zihinsel engelli çocuğun yaptığı yanlışa karşı bağırarak, kızarak hatta döverek tepki veren aileler var. Oysa konuşarak, onu sakinleştirerek, sevgiyle yaklaşırsanız başarırsınız. Bu belki zaman alır ama her şey daha güzel oluyor inanın.
Kabullenmek Hayatı Kolaylaştırır
Diğer engellilerle bir araya gelip ortak çalışmalar yapıyor musunuz? Ya da böyle bir çalışma gerekli/gereksiz mi sizce?
Diğer engelliler ve aileleri ile zaman zaman bir araya geliyoruz. Fakat anladım ki, kızım bu durumdan memnun kalmıyor. Daha doğrusu istemiyor. Ben de bazen ailelerle görüşmelere onu götürmüyorum. Engelli ailelerle görüşmek iyi olur tabii ki, en azından bilgi alışverişi yaparsınız çünkü bu çocuklarla ilgili her gün yeni bir şey keşfediyorsunuz. O yüzden tabii ki faydalı oluyor.
Başka neler söylemek istersiniz?
Şunu söylemek isterim doğan her güneş çocuğunuz için yeni bir umut demektir. Size karamsar hissettiren kişi ya da durumlardan uzaklaşın, sabırlı olun, inancınızı kaybetmeyin. Böyle zor yaşamdan mutluluk çıkaracağımız o kadar çok şey var ki, inanın yeter. Yaşadığımız durumu ne kadar erken kabullenirsek, hayat bir o kadar kolaylaşır. Allah hepimizin yâr ve yardımcısı olsun. Bu ilgi ve alakadan dolayı Camia gazetesine gönülden teşekkür ediyorum. Allah cümlemizden razı olsun.
*Nihat Cesur, engelliler alanında danışmanlık ve rehberlik yapmaktadır.