Dünyaca Meşhur Bilim İnsanları Habermas’a Tepki Gösterdi: “İnsan Onuru Deyince Tüm İnsanların Onuru Kabul Edilmeli”

Dünyaca Meşhur Bilim İnsanları Habermas’a Tepki Gösterdi: “İnsan Onuru Deyince Tüm İnsanların Onuru Kabul Edilmeli”

Aralarında İsrail ve Yahudi asıllı dünyaca meşhur isimlerin de bulunduğu bir grup bilim insanlarının Alman felsefeci Jürgen Habermas’ın İsrail ile dayanışma bildirgesine sert tepki geldi.

İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan “İnsan Onuru İlkesi Tüm Halklar İçin Geçerli Olmalıdır” başlıklı ortak açıklamada İsrail ile dayanışmanın açıkça sınırları belirlenirken,
insan onuruna yönelik kaygıların sadece İsrail ile sınırlandırılması, Gazze’de ölüm ve yıkımla karşı karşıya olan Filistinli sivillerin hayatından endişe duyulmaması eleştirildi.

“İnsan onuru ilkesi, Müslümanların Onuru İçin de Geçerli Olmalı”

Bildiriye imza atanlar ayrıca, Almanya’da Yahudilere karı oluşan tehdit konusundaki endişelere katıldıklarını bunun yanı sıra Habermas ile birlikte İsrail ile dayanışma bildirisine imza atanların Almanya’da yükselen İslamofobiye maruz kalan Müslümanların onuruna dikkat çekmemelerini de eleştirdi. Bildiride “İnsan onuru ilkesinin tüm halklar için geçerli olması gerekir. Bu da silahlı çatışmalardan etkilenen herkesin acılarını tanımamızı gerektirir.” denildi.

Ortak bildiride, Habermas’ın imzası bulunan açıklamada İsrail’in eylemlerine soykırım atfedilmesinin yargı standartlarını çığırından çıkarttığı şeklindeki görüşler de eleştirildi. Bildiride dünyaca meşhur holokost araştırmacısı İsrail asıllı biliminsanı Omer Bartov’un Gazze saldırıları ile ilgili “Tarihten biliyoruz ki, soykırım gerçekleştikten sonra gecikmiş bir şekilde kınamak yerine, gerçekleşmeden önce soykırım potansiyeli konusunda uyarıda bulunmak çok önemlidir. Bence hala o kadar vaktimiz var.” şeklindeki sözüne atıfta bulunuldu.

Toplu Cezalandırma, Okul ve Hastanelerin Bombalanmasından Bahsedilmiyor”

Habermas’ın imza attığı bildiride İsrail’in askeri harekat için üç “yol gösterici ilke”den bahsedilmesine rağmen Gazzelilerin topluca cezalandırılmasından bahsedilmemesi de eleştiri konusu oldu. Bildiride şu görüşlere yer verildi:

“Toplu cezalandırma, zulüm ve okullar, hastaneler ve ibadet yerleri de dâhil olmak üzere sivil altyapının tahrip edilmesi gibi savaş suçları ve insanlığa karşı suçları da yasaklayan uluslararası hukukun gözetilmesinden hiç bahsedilmemesi bizi endişelendirmektedir. Uluslararası hukuk standartları, dayanışma ve insanlık onuru ilkelerinin rehberliğinde, çatışmanın tüm katılımcılarını bu yüksek standarda tabi tutmaya zorluyoruz. Yaşanan zulmün bizi bu ilkelerden vazgeçmeye zorlamasına izin veremeyiz.”

Bildiride şu imzalar yer aldı:

Adam Tooze, Professor of history, Columbia University; Samuel Moyn Professor of law and history, Yale University; Amia Srinivasan Professor of social and political theory, University of Oxford; Nancy Fraser Professor of political and social science, New School for Social Research; Alice Crary Professor of philosophy, New School for Social Research; Linda Zerilli Charles E Merriam distinguished service professor of political science, University of Chicago; Chandra Talpade Mohanty Distinguished professor, Syracuse University; Diedrich Diederichsen Professor for theory of contemporary art, Academy of Fine Arts, Vienna; Beate Roessler Professor of philosophy, University of Amsterdam; Quinn Slobodian Professor of history, Wellesley College; Cécile Malaspina Director of programme, Collège international de philosophie, France.

Bunlar Ciddi Bir Tartışmadan Diskalifiye Edilmeli

Sosyal medya hesabından bir açıklama yayımlayan Columbia Üniversitesi profesörü tarihçi Adam Tooze, Jürgen Habermas ile birlikte ilgili bildiriye imza atanların herhangi bir ciddi tartışmadan diskalifiye edilmesi gerektiğini dile getirdi.